Magnezyum (Mg), insan vücudunda hayati önem taşıyan 11 mineralden biridir. İnsanda bulunan mineraller arasında, miktar açısından dördüncü sırada gelir. Kimyasal olarak, alkali toprak metalleri sınıfından bir elementtir.
İlk defa 1808 yılında, Sir Humphrey Davy tarafından bulunduğunda vücudumuzdaki önemi bilinmemekteydi. Son yirmi yıl içerisinde yapılan çalışmalar, magnezyumun hem hücreler arasında, hem de hücre içi iletişimde çok önemli rolleri olduğunu göstermiştir.
Magnezyumun bu kadar önemli olmasının temel nedeni; vücudumuzda bulunan 300’den fazla enzimin çalışması için kilit bir role sahip olmasındandır. Vücut, bu önemli elementi, kendi başına üretemediği için dışarıdan besinler yoluyla alması gerekir.
Ortalama bir yetişkinde yaklaşık 24 gram magnezyum bulunur. Vücudumuzda bulunan magnezyum rezervinin sürekli doldurulması gerekmektedir. Bir başka deyişle, bu mineralin fonksiyonlarını yerine getirebilmesi için, vücuda sürekli olarak verilmesi gerekir.
MAGNEZYUM NELERDE BULUNUR?
Doğada magnezyum toprakta ve deniz suyunda bulunur. Bitkiler toprakta bulunan magnezyumu kullanırlar. Magnezyum, aslında bitki dünyasının demiridir denebilir. Nasıl ki insan vücudunda demir hemoglobin yapısına giriyorsa, magnezyum da bitkilerde klorofil yapısına girer.
İnsan vücudunda magnezyumun % 60’ı kemik ve dişlerdedir. Kalan % 40’ı yumuşak dokularda (kas) ve ancak % 1’i kanda bulunmaktadır. Magnezyum, beyin ve kalpte diğer organlardan daha yoğun olarak bulunur.
Kan tahlilleri, kanda magnezyumun az miktarda bulunmasından dolayı magnezyum eksikliği için bir gösterge değildir.
MAGNEZYUM EKSİKLİĞİNİN BELİRTİLERİ NELERDİR?
Günümüzde besinlerin işlenmesi esnasında içeriğindeki magnezyumun azalması durumu söz konusudur. Ya da uzun süre pişirilen sebzelerde magnezyum oranı oldukça az seyretmektedir. Hem aldığımız besinlerde yer alan magnezyum oranlarının azalması hem de beslenme alışkanlıklarımızın farklılaşmasıyla magnezyum eksikliği kavramı oldukça revaçtadır.
Magnezyum eksikliğine tıp dilinde hipomagnezemi adı verilmektedir. Fazla terleyen ya da bazı ilaçları kullanan kişilerde magnezyum atılımı daha fazladır. Stres ve hamilelik gibi durumlarda vücudun ihtiyaç duyduğu magnezyum miktarı artış göstermektedir. Yaş ilerledikçe ya da gastrointestinal hastalıkların varlığından ötürü bağırsaklardaki emilimin azalmasıyla, gerek duyulan magnezyum miktarı artar. Ve vücut gerek duyduğu magnezyumu yeterli miktarda dışarıdan temin edemezse, kemiklerde depolanan magnezyumu tüketmeye başlar.
Magnezyum eksikliğe neden olan faktörler; tip 2 diyabet hastalığı, uyuşturucu bağımlılığı, sigara kullanımı, böbrek ve karaciğer hastalıkları, yanlış beslenme alışkanlığı, stresli bir yaşam sürmek, idrar söktürücü ilaçların aşırı kullanımı, antibiyotiklerin sık ve düzenli kullanılmasına bağlı, yetersiz beslenme, aşırı alkol tüketimi, çölyak hastalığı, Crohn hastalığı, yaşlılıktır.
Magnezyum eksikliği belirtileri arasında; iştahsızlık, bulantı, kusma, saç dökülmesi, kabızlık, yorgunluk ve halsizlik sayılabilir. Daha şiddetli vakalarda ise; kas krampları, kardiyak aritmiler, uyuşma, konsantrasyon eksikliği, zihinsel bulanıklık, fibromiyalji görülebilir.
Magnezyum eksikliği tedavisinde, magnezyum ilaçları ve magnezyum içeren multivitaminler vardır. Eksikliğin çok yüksek düzeylerde olduğu durumlarda damar yoluyla magnezyum verilebilir. Doğal olarak yüksek oranda magnezyum içeren besinleri tüketmek, sigara ve alkolü bırakmak da tedavi planının içerisinde yer alabilir.
GÜNDE ORTALAMA NE KADAR MAGNEZYUM ALINMALIDIR?
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre, sağlıklı bir birey günde ortalama olarak 280 ila 350 mg arasında magnezyum almalıdır. Bir kişinin günde vücut ağırlığının kg'ı başına ortalama 5 mg magnezyum gerekir) İnsanlar genellikle gıdalardan günlük gereken magnezyum miktarını alırlar ve takviye almasına gerek kalmaz. Ancak tarımda kullanılan gübreler, hava kirliliği (yağmur ile toprağa karışması) gibi nedenlerle toprağın kalitesinin düşmesi ve elde edilen besinlerin işlenmesi sonucu bitkilerdeki magnezyum miktarı dahil olmak üzere birçok besin içeriği eskiye göre giderek azalmaktadır.
MAGNEZYUM FAZLALIĞININ BELİRTİLERİ NELERDİR?
-Mide bulantısı ve kusma
-İshal
-Baş dönmesi
-Kan basıncında düşme
-Solunum güçlüğü
-Kalp durmasına kadar giden durumlar gelişebilir.
MAGNEZYUM ÇEŞİTLERİ NELERDİR VE HANGİ MAGNEZYUM NEYE İYİ GELİR?
Mg glisinat: Biyoyararlanım (vücudun maddeyi kullanabilmesi) açısından en iyisidir. İshal ender görülür. Adet öncesi sancı, uyku bozuklukları, fibromiyalji, kas krampları ve anksiyetede etkilidir.
Mg malat: Malik asite bağlı şeklidir. Kronik yorgunluk ve fibromiyaljide tercih edilir. İnsülin direncini düşürür ayrıca hücrenin enerji ihtiyacına destek olur.
Mg N-Asetil taurinat (ATA-Mg): Mg ve taurinin birleştirilmiş formudur. Beyin ve zihin sağlığı açısından mg ve taurin önemli maddelerdir. Kan-beyin bariyerini geçerek beyinde etki gösterir (uykuyu düzenler, migren ataklarının sayısını ve şiddetini azaltır). Lipofilik özelliği nedeniyle hücre zarından kolayca geçerek hücre içi mg seviyesini artırır.
Mg sitrat: biyoyararlanımı %30 civarındadır. Yan etki olarak ishalin en sık görüldüğü tipidir. Kas ağrılarında kullanılanılabilir. Magnezyum eksikliği beraberinde şiddetli kabızlık şikayeti de varsa tercih edilebilir.
Mg oksit: Biyoyararlanımı %3-4 tür. Bağırsak temizliği amaçlı kullanılabilir.
Mg hidroksit: Kabızlık tedavisinde kullanılır.
Mg sülfat: Damar yolu ile verilen formdur ayrıca suda çözünen toz halinde bulunur bu toz hali ile ağrıyan kasları yatıştırmak için su banyosu şeklinde kullanılabilir.
Mg l-treonat: Biyoyararlanımı yüksektir. Kan-beyin bariyerini geçme özelliği bulunmaktadır. Uyku kalitesini artırmada ve hafızayı güçlendirmede etkilidir. Bu nedenle Alzheimer hastalarında tercih edilen formlardan birisidir.