İlişkili Haberler
Geleneksel Kurban Bayramı sofralarında et tüketiminin yanında tatlı tüketiminin de arttığını belirten Diyetisyen Elif Çakırca Avcu, özellikle kalp-damar, diyabet, hipertansiyon ve böbrek hastalarının risk altında olduğunu söyledi.
ETİ SALATAYLA TÜKETİN
Kırmızı etin proteince zengin ve önemli bir kaynak olduğunu anlatan Avcu, “Önemli mineralleri (demir, çinko, selenyum) ve vitaminleri (özellikle B1, B6, B12 ve D vitamini) de içermektedir. Etlerin sebzelerle birlikte pişirilmesi, etlerin yanında sebzelerin de (özellikle çiğ salata) tüketilmesi sağlıklı beslenme için gereklidir. Sebzelerde bulunan C vitamininin etlerde bulunan demir, çinko ve magnezyumun emilimini, vücutta kullanılmasını arttırmakta, zararlı etkilerini azaltmaktadır. Kırmızı et yağı, insan diyetindeki doymuş yağ asitlerinin önemli bir kaynağıdır. Doymuş yağ asitleri de kalp-damar hastalıklarının gelişmesinde bir risk etkenidir. Etlerde görünen yağlar mümkün olduğunca uzaklaştırılmalıdır” dedi.
MİDE HASTALARI ETİ BEKLETMEDEN TÜKETMEMELİ
Kurban Bayramı’nın geleneksel yemeği olan kavurmanın içine tereyağı veya kuyruk/iç yağı eklemeden, kendi suyunda, kısık ateşte pişirilmesini Öneren Avcu, mide hastalığı olanları da uyararak sözlerini şöyle tamamladı:
“Etler çabuk bozulabilen ürünlerdir. Kurban etleri hayvan kesildikten hemen sonra soğutucuya konmamalıdır. Ölüm sonrası katılığı sırasında etler, önce güneş görmeyen serin bir ortamda, 7-15’C’de 3-4 saatlik bir süre bekletilmelidir. Etin ölüm sonrasındaki olgunlaşması için 4’C civarında belirli bir süre depolanması gereklidir. Etin soğutucularda 4’C’de olgunlaşması için 24 saat yeterlidir. Özellikle mide rahatsızlıkları çeken bireyler, eti 24 saat bekletmeden tüketmemelidir.”