İlişkili Haberler
Gebelik sürecindeki anne adayınde endişe yaratan durumlardan birinin de kimyasal gebelik olduğunu ifade eden Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Meriç Çağrı Ağır, kimyasal gebeliğin, son adet tarihinden yaklaşık 3 hafta sonra vücuttaki B-HCG hormonunun yükselmesiyle başladığını söyledi.
Ancak kimyasal gebeliklerde HCG testi pozitif olmasına karşın, ultrason ile gebelik kesesinin görülmediğini söyleyen Ağır, bu süreç hakkında şu bilgileri Verdi:
“Genellikle ciddi bir kanama ve ağrı olmadan düşük gerçekleşir. Kimyasal gebelikler çoğu zaman fark edilemez. Kişi adetinin birkaç gün geçtiğini ve sonradan adet gördüğünü zanneder veya doğru zamanda adet görülür ancak görülen adetin diğerlerinden farklı olduğu kanaati oluşur.
TEK BİR NEDENE BAĞLI OLMAYABİLİR
Genel anlamda kimyasal gebeliğin, sperm ve yumurtadan gelen kromozomların birleşmesi sırasındaki kusurlardan kaynaklandığı düşünülüyor. Bu durum her anne adayında olabileceği gibi ileri yaş gebeliklerde, troid hastalığı, ek hastalık durumlarında da görülebilir. Ayrıca gebeliği olumsuz etkileyecek ilaçlar kullananlarda, radyasyona ya da zararlı kimyasallara maruz kalanlarda daha sık görülür. Hamileliğin erken gebelik döneminde oluşan kanama durumlarında, kimyasal gebelik kaybı ile tutunma kanamasını birbirinden ayırmak çok kolay değildir. Ancak kesin olmamakla beraber tutunma kanamasının rengi çok daha açık sulu pembe, düşük kanaması ise daha koyu vişne çürüğü rengindedir.’’
YENİDEN SAĞLIKLI GEBELİK MÜMKÜN
Kimyasal gebeliğin anne veya babadan kaynaklı bir sorun olmadığının bilinmesi gerektiğini vurgulayan Dr. Ağır, "Kimyasal gebelik yapılan bir hata sonucunda oluşmaz. Tekrarlanma olasılığı vardır, ancak bu durum çoğu zaman gözlenmez. Kimyasal gebelik geçiren anne adaylarının bir kez daha çocuğu olmaz gibi bir algı varsa bu doğru değildir. Tekrar gebe kalınması için bir bekleme süresi de yoktur. Artık kimyasal gebelik kayıpları düşük olarak kabul etmemekteyiz. Kimyasal gebelik yaşayan anne adayları tekrar sağlıklı bir gebelik süreci yaşayabilmektedirler’’ dedi.
KİMYASAL GEBELİK KISIRLIK DEMEK DEĞİL
Kimyasal gebelik yaşayan anne adaylarının kaygılarına da değinen Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı, “Bu durumu birkaç kez yaşayan anne adayları tekrar gebe kalamayacağım korkusuyla stres yaşamaktadır. Bu durum sağlıklı bir gebelik sürecine geçişte sorun oluşturur. Yeniden bir gebeliğin oluşmasının önündeki engel, kimyasal gebelik sonrasında oluşan strestir. Kimyasal gebelik geçiren bir anne adayının sağlıklı bir gebelik yaşayabileceği kanıtlanmıştır. Bir diğer kaygı ise kimyasal gebelik geçiren anne adaylarının interfil (kısırlık) oldukları yanılsamasıdır. Bu durumu yaşayan hastalar infertil değildir” diye konuştu.
Dr. Ağır, kimyasal gebelik ve tüp bebek tedavisi hakkında ise “Kimyasal gebelik, sperm ve yumurtadan gelen kromozomların birleşmesi aşamasında kaynaklanan bir sorun olduğu için laboratuvar ortamında sperm ve yumurtanın sorunsuz birleşmesi denetlenmektedir. Gerekli birleşmenin sağlandığı andan itibaren, birleşen sperm ve yumurtaların kadının rahmine yerleştirilmesi amaçlanır. Sorunsuz birleşmenin gözlemlenmesinden sonra yapılan tüp bebek tedavisinin başarı şansı yüksektir” ifadesini kullandı.
Ancak kimyasal gebeliklerde HCG testi pozitif olmasına karşın, ultrason ile gebelik kesesinin görülmediğini söyleyen Ağır, bu süreç hakkında şu bilgileri Verdi:
“Genellikle ciddi bir kanama ve ağrı olmadan düşük gerçekleşir. Kimyasal gebelikler çoğu zaman fark edilemez. Kişi adetinin birkaç gün geçtiğini ve sonradan adet gördüğünü zanneder veya doğru zamanda adet görülür ancak görülen adetin diğerlerinden farklı olduğu kanaati oluşur.
TEK BİR NEDENE BAĞLI OLMAYABİLİR
Genel anlamda kimyasal gebeliğin, sperm ve yumurtadan gelen kromozomların birleşmesi sırasındaki kusurlardan kaynaklandığı düşünülüyor. Bu durum her anne adayında olabileceği gibi ileri yaş gebeliklerde, troid hastalığı, ek hastalık durumlarında da görülebilir. Ayrıca gebeliği olumsuz etkileyecek ilaçlar kullananlarda, radyasyona ya da zararlı kimyasallara maruz kalanlarda daha sık görülür. Hamileliğin erken gebelik döneminde oluşan kanama durumlarında, kimyasal gebelik kaybı ile tutunma kanamasını birbirinden ayırmak çok kolay değildir. Ancak kesin olmamakla beraber tutunma kanamasının rengi çok daha açık sulu pembe, düşük kanaması ise daha koyu vişne çürüğü rengindedir.’’
YENİDEN SAĞLIKLI GEBELİK MÜMKÜN
Kimyasal gebeliğin anne veya babadan kaynaklı bir sorun olmadığının bilinmesi gerektiğini vurgulayan Dr. Ağır, "Kimyasal gebelik yapılan bir hata sonucunda oluşmaz. Tekrarlanma olasılığı vardır, ancak bu durum çoğu zaman gözlenmez. Kimyasal gebelik geçiren anne adaylarının bir kez daha çocuğu olmaz gibi bir algı varsa bu doğru değildir. Tekrar gebe kalınması için bir bekleme süresi de yoktur. Artık kimyasal gebelik kayıpları düşük olarak kabul etmemekteyiz. Kimyasal gebelik yaşayan anne adayları tekrar sağlıklı bir gebelik süreci yaşayabilmektedirler’’ dedi.
KİMYASAL GEBELİK KISIRLIK DEMEK DEĞİL
Kimyasal gebelik yaşayan anne adaylarının kaygılarına da değinen Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı, “Bu durumu birkaç kez yaşayan anne adayları tekrar gebe kalamayacağım korkusuyla stres yaşamaktadır. Bu durum sağlıklı bir gebelik sürecine geçişte sorun oluşturur. Yeniden bir gebeliğin oluşmasının önündeki engel, kimyasal gebelik sonrasında oluşan strestir. Kimyasal gebelik geçiren bir anne adayının sağlıklı bir gebelik yaşayabileceği kanıtlanmıştır. Bir diğer kaygı ise kimyasal gebelik geçiren anne adaylarının interfil (kısırlık) oldukları yanılsamasıdır. Bu durumu yaşayan hastalar infertil değildir” diye konuştu.
Dr. Ağır, kimyasal gebelik ve tüp bebek tedavisi hakkında ise “Kimyasal gebelik, sperm ve yumurtadan gelen kromozomların birleşmesi aşamasında kaynaklanan bir sorun olduğu için laboratuvar ortamında sperm ve yumurtanın sorunsuz birleşmesi denetlenmektedir. Gerekli birleşmenin sağlandığı andan itibaren, birleşen sperm ve yumurtaların kadının rahmine yerleştirilmesi amaçlanır. Sorunsuz birleşmenin gözlemlenmesinden sonra yapılan tüp bebek tedavisinin başarı şansı yüksektir” ifadesini kullandı.