Kontrollü şekilde yapılan egzersizin kalp sağlığına çok olumlu etkileri olduğu bilinen bir gerçek. Egzersiz temelli kardiyak rehabilitasyon, birçok kalp hastalığında tedavinin 'olmazsa olmaz'ı olarak görülüyor. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Cengiz Bahadır, kardiyak rehabilitasyonun önemini şu sözlerle anlatıyor:
“Önceden enfarktüs ya da by-pass geçiren hastalar birkaç aya kadar uzayan yatak istirahatına alınıyordu. Bu hastalar geçirdikleri kalp rahatsızlığının tekrar etmesinden korktukları için pasif ve hareketsiz bir yaşamı tercih ediyordu. Bu hareketsizlik depresyon, içe kapanma, sosyal izolasyon gibi kişinin yaşam kalitesini son derece olumsuz etkileyen sonuçları da beraberinde getiriyordu. Ama sonraları hareketsiz bir hayatın ikincil kalp olaylarından korumadığı ve erken hareket eden hastaların günlük yaşamlarına daha kolay uyum gösterdikleri, komplikasyonlara daha az maruz kaldığı gözlenmiştir. Bilimsel çalışmalar, bu hastalardaki asıl tehlikenin hareket değil hareketsizlik olduğunu ve kontrollü şekilde yapılan egzersizlerin kalp sağlığına çok olum etki yaptığını göstermiştir. Bu gelişmeler paralelinde egzersiz temelli kardiyak rehabilitasyon kavramı doğmuştur.”
BAZI ÜLKELERDE ZORUNLU
Kardiyak rehabilitasyonu, kalp ve damar hastalığı olanların maksimal fiziksel, psikolojik ve fonksiyonel kapasiteye ulaştırılması amacı ile uygulanan işlemlerin bütünü şeklinde tanımlayan Doç. Bahadır, “Günümüzde gelişmiş batı ülkelerinde kardiyak rehabilitasyonun önemi anlaşılmıştır ve yaygın olarak uygulanmaktadır. Hatta bazı ülkelerde by- pass cerrahisi sonrası kardiyak rehabilitasyon zorunlu hale getirilmiştir. Ülkemizde de sağlık bakanlığının teşviki ile konunun önemi giderek daha iyi anlaşılmaktadır” diyor.
HANGİ HASTALARDA UYGULANIYOR?
Kardiyak rehabilitasyon, koroner arter hastalığı, miyokard infarktüsü, koroner arter by-pass cerrahisi sonrası, kalp yetmezliği, hipertansiyon, kalp pili sonrası, kalp kapak hastalıklarında, kalp nakli sonrası gibi birçok kardiyak durum ve hastalıkta uygulanıyor.
“Önceden enfarktüs ya da by-pass geçiren hastalar birkaç aya kadar uzayan yatak istirahatına alınıyordu. Bu hastalar geçirdikleri kalp rahatsızlığının tekrar etmesinden korktukları için pasif ve hareketsiz bir yaşamı tercih ediyordu. Bu hareketsizlik depresyon, içe kapanma, sosyal izolasyon gibi kişinin yaşam kalitesini son derece olumsuz etkileyen sonuçları da beraberinde getiriyordu. Ama sonraları hareketsiz bir hayatın ikincil kalp olaylarından korumadığı ve erken hareket eden hastaların günlük yaşamlarına daha kolay uyum gösterdikleri, komplikasyonlara daha az maruz kaldığı gözlenmiştir. Bilimsel çalışmalar, bu hastalardaki asıl tehlikenin hareket değil hareketsizlik olduğunu ve kontrollü şekilde yapılan egzersizlerin kalp sağlığına çok olum etki yaptığını göstermiştir. Bu gelişmeler paralelinde egzersiz temelli kardiyak rehabilitasyon kavramı doğmuştur.”
BAZI ÜLKELERDE ZORUNLU
Kardiyak rehabilitasyonu, kalp ve damar hastalığı olanların maksimal fiziksel, psikolojik ve fonksiyonel kapasiteye ulaştırılması amacı ile uygulanan işlemlerin bütünü şeklinde tanımlayan Doç. Bahadır, “Günümüzde gelişmiş batı ülkelerinde kardiyak rehabilitasyonun önemi anlaşılmıştır ve yaygın olarak uygulanmaktadır. Hatta bazı ülkelerde by- pass cerrahisi sonrası kardiyak rehabilitasyon zorunlu hale getirilmiştir. Ülkemizde de sağlık bakanlığının teşviki ile konunun önemi giderek daha iyi anlaşılmaktadır” diyor.
HANGİ HASTALARDA UYGULANIYOR?
Kardiyak rehabilitasyon, koroner arter hastalığı, miyokard infarktüsü, koroner arter by-pass cerrahisi sonrası, kalp yetmezliği, hipertansiyon, kalp pili sonrası, kalp kapak hastalıklarında, kalp nakli sonrası gibi birçok kardiyak durum ve hastalıkta uygulanıyor.
“Kardiyak rehabilitasyon programları ile kalp hastalıklarına bağlı ölüm oranlarında ve ikinci enfarktüs riskinde %30’lara varan azalma olduğu bilimsel araştırmalar ile gösterilmiştir” diye konuşan Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Cengiz Bahadır, egzersizlerin uygulanışı ve kazanımları hakkında ise şunları söylüyor:
“Kardiyak rehabilitasyon programına alınacak hasta kardiyoloji uzmanı tarafından dikkatlice değerlendirilir. Bu hastalara düşük düzeyli eforlu EKG çekilerek kardiyak durumu belirlenir. Risk durumuna göre fizik tedavi uzmanı tarafından o kişiye özel egzersiz programı belirlenir. Hastalar kişiye özel belirlenen kalp hızında yapılan aerobik egzersizlerin yanı sıra solunum, postür, gevşeme ve hafif düzeyde kas kuvvetini artıran egzersizler programına alınır. Hastalar genellikle gün aşırı olarak bir iki ay kadar bu programa devam eder. Aerobik egzersizler bu iş için geliştirilmiş olan ve hastanın EKG sini, kalp ritmini, kan oksijen düzeyini ve tansiyonunu izleyen bilgisayar kontrollü egzersiz cihazları ile yapılır. Bu cihazlar ile kişinin tedavi öncesi ve sonrası arasındaki gelişimi çok detaylı şekilde gösterilebilmektedir.
KARDİYAK REHABİLİTASYONUN KAZANIMLARI NELER?
Genel kondisyon artışı, aynı iş yükünde kalp hızında azalma, tansiyonda düşme, kalp kasının kasılma gücünde artış, oksijen tüketiminde ve egzersiz kapasitesinde artış, kalp kası dolaşımında artış, vücut yağ oranında azalma, kan kolesterol ve trigliserid düzeyinde, aterosklerozda azalma, psikolojik durumda düzelme sağlanır.”
HASTAYA MADDİ YÜK GETİRMİYOR
Kardiyak rehabilitasyon programının SGK ve özel sağlık sigortaları tarafından karşılandığını ve hastaya ekstra bir ara mali yük getirmediğini söyleyen Dr. Bahadır, “Bütün araştırmalar egzersizin gerçekte kalp için en iyi ve en doğal ilaç olduğunu desteklemektedir. Kontrollü bir şekilde yapılan egzersiz programı kalp hastalığına ait hemen tüm parametrelerde belirgin düzelme yapmaktadır. Ve en önemlisi sakatlık ve ölüm riskini belirgin şekilde azaltmaktadır. Kardiyak rehabilitasyon programı ile kalp hastalığı olan kişiler izole olmaktan, sosyal hayattan çekilmekten ve aktivite kısıtlamasından kurtarılabilirler. Bu sayede kalp hastalarının yaşama tekrar katılmalarını sağlamak ve yaşam sürelerini daha kaliteli bir biçimde uzatmak mümkün olmaktadır. Bu nedenle kalp hastalarının egzersizden korkmaması ve mutlaka bu tip bir programa dahil olmasını öneriyoruz” diyor.
Genel kondisyon artışı, aynı iş yükünde kalp hızında azalma, tansiyonda düşme, kalp kasının kasılma gücünde artış, oksijen tüketiminde ve egzersiz kapasitesinde artış, kalp kası dolaşımında artış, vücut yağ oranında azalma, kan kolesterol ve trigliserid düzeyinde, aterosklerozda azalma, psikolojik durumda düzelme sağlanır.”
HASTAYA MADDİ YÜK GETİRMİYOR
Kardiyak rehabilitasyon programının SGK ve özel sağlık sigortaları tarafından karşılandığını ve hastaya ekstra bir ara mali yük getirmediğini söyleyen Dr. Bahadır, “Bütün araştırmalar egzersizin gerçekte kalp için en iyi ve en doğal ilaç olduğunu desteklemektedir. Kontrollü bir şekilde yapılan egzersiz programı kalp hastalığına ait hemen tüm parametrelerde belirgin düzelme yapmaktadır. Ve en önemlisi sakatlık ve ölüm riskini belirgin şekilde azaltmaktadır. Kardiyak rehabilitasyon programı ile kalp hastalığı olan kişiler izole olmaktan, sosyal hayattan çekilmekten ve aktivite kısıtlamasından kurtarılabilirler. Bu sayede kalp hastalarının yaşama tekrar katılmalarını sağlamak ve yaşam sürelerini daha kaliteli bir biçimde uzatmak mümkün olmaktadır. Bu nedenle kalp hastalarının egzersizden korkmaması ve mutlaka bu tip bir programa dahil olmasını öneriyoruz” diyor.