İlişkili Haberler
Ankara Üniversitesi, Türkiye için bir ilke imza attı. Belirtileri ortaya çıkmadan kalp rahatsızlıklarını tespit edebilen bir yöntem geliştirdi.
Yeni yöntem, azot ve oksijenin radyoaktif forma sokulup vücuda enjekte edilmesiyle uygulanıyor. Böylece kalp, bilgisayarlı tomografide görüntüleniyor.
Kalp hastalıkları açısından yüksek risk grubundaki hastalara, kalp krizi yaşamadan çok daha erken dönemde tanı konacağını belirten Ankara Üniversitesi Nükleer Tıp bölümünden Doç. Dr. Elgin Özkan, hücresel düzeyde takip yapılabileceğini söyledi.
Doç. Özkan, “Bunlar 2 dakika gibi çok kısa yarı ömrü olan ajanlar. Damar yoluyla hastaya enjekte ediyoruz. Bunlar kalbin kanlanmasını görüntülememizi sağlıyor. Anjiyoda damar tıkanıklığı görüntülenebilir olmadan çok daha erken dönemde hücresel düzeyde görüntülememizi sağlıyor” dedi.
Yöntem, tansiyon ve şeker gibi risk faktörü olan kişilerin artık herhangi bir kriz yaşamadan kalplerinin durumunu öğrenebilmesine imkan veriyor.
Yeni yöntem, azot ve oksijenin radyoaktif forma sokulup vücuda enjekte edilmesiyle uygulanıyor. Böylece kalp, bilgisayarlı tomografide görüntüleniyor.
Kalp hastalıkları açısından yüksek risk grubundaki hastalara, kalp krizi yaşamadan çok daha erken dönemde tanı konacağını belirten Ankara Üniversitesi Nükleer Tıp bölümünden Doç. Dr. Elgin Özkan, hücresel düzeyde takip yapılabileceğini söyledi.
Doç. Özkan, “Bunlar 2 dakika gibi çok kısa yarı ömrü olan ajanlar. Damar yoluyla hastaya enjekte ediyoruz. Bunlar kalbin kanlanmasını görüntülememizi sağlıyor. Anjiyoda damar tıkanıklığı görüntülenebilir olmadan çok daha erken dönemde hücresel düzeyde görüntülememizi sağlıyor” dedi.
Yöntem, tansiyon ve şeker gibi risk faktörü olan kişilerin artık herhangi bir kriz yaşamadan kalplerinin durumunu öğrenebilmesine imkan veriyor.
“ANJİYO YERİNE, BİLGİSAYARLI TOMOGRAFİYİ ÖNE ÇIKARIYOR”
Yöntemin, teşhis aşamasında, anjiyo gibi risk içeren operasyon yerine, bilgisayarlı tomografiyi öne çıkardığını aktaran Doç. Özkan, “Kalbin bir bölgesinin kanlanmadığını farkedersek o zaman bu hastaları anjiyoya yönlendirip o bölgeyi besleyen damarın açılması için gerekli işlemlerin yapılmasına aracı oluyoruz. Böylelikle hastalar erken tanı alacaklar, anjiyo gereken hastalar ile gerekmeyen hastalar ayırt edilebilecek” şeklinde konuştu.
Yöntemin, teşhis aşamasında, anjiyo gibi risk içeren operasyon yerine, bilgisayarlı tomografiyi öne çıkardığını aktaran Doç. Özkan, “Kalbin bir bölgesinin kanlanmadığını farkedersek o zaman bu hastaları anjiyoya yönlendirip o bölgeyi besleyen damarın açılması için gerekli işlemlerin yapılmasına aracı oluyoruz. Böylelikle hastalar erken tanı alacaklar, anjiyo gereken hastalar ile gerekmeyen hastalar ayırt edilebilecek” şeklinde konuştu.