İlişkili Haberler
Bağışıklık sistemini destekleyerek kanser hücrelerini etkisiz hale getiren immünoterapinin yüz güldüren sonuçları zaten biliniyor.
Ancak bilim insanlarının yeni bir çalışması yine fareler üzerindeki deneylerde başarılı sonuç verdi.
Science dergisinin yer verdiği deney raporuna göre, immünoterapi yöntemiyle, tümörlü hücrelerin baskı altına aldığı, T hücreleri olarak bilinen bağışlıklık sistemi muhafızları tekrar aktif hale getirildi ve kanserli hücrelerle savaşması sağlandı.
OKSİJEN MOLEKÜLLERİNİ ETKİLİYOR, KANSER HÜCRELERİNİ PARÇALIYOR
Chicago Üniversitesinden araştırmacı Wenbin Lin'in liderliğindeki bilim insanları tarafından fareler üzerinde denenen yöntemde, 20 ila 40 nanometre kalındığında ince nanopartiküller kullanıldığı ve kandaki makrofaj hücrelerine yakalanmadan, hedeflenen hücrelere nüfuz edildiği belirtildi.
Lin, dolaşım sistemine nüfuz eden nanopartiküllerin, kızılötesi ışınlara maruz bırakıldığını, böylece muhteva ettiği klor bazlı moleküller sayesinde çevresindeki oksijen moleküllerini etkilediğini ve kanserli hücreleri parçalama yeteneğine sahip "tekil oksijen" adı verilen yüksek enerjili bir form oluşturduğunu söyledi.
Bilim insanlarının, daha önce kolon kanserli farelere hem nanopartiküller hem de kemoterapötiklerden faydalanılan bir immünoterapinin uygulandığını, bu yöntemden de başarılı sonuç elde edildiğini, bu çalışmada ise meme kanserli farelerde tek başına bağışıklık sisteminin devreye sokulduğunu açıkladı.
Ancak bilim insanlarının yeni bir çalışması yine fareler üzerindeki deneylerde başarılı sonuç verdi.
Science dergisinin yer verdiği deney raporuna göre, immünoterapi yöntemiyle, tümörlü hücrelerin baskı altına aldığı, T hücreleri olarak bilinen bağışlıklık sistemi muhafızları tekrar aktif hale getirildi ve kanserli hücrelerle savaşması sağlandı.
OKSİJEN MOLEKÜLLERİNİ ETKİLİYOR, KANSER HÜCRELERİNİ PARÇALIYOR
Chicago Üniversitesinden araştırmacı Wenbin Lin'in liderliğindeki bilim insanları tarafından fareler üzerinde denenen yöntemde, 20 ila 40 nanometre kalındığında ince nanopartiküller kullanıldığı ve kandaki makrofaj hücrelerine yakalanmadan, hedeflenen hücrelere nüfuz edildiği belirtildi.
Lin, dolaşım sistemine nüfuz eden nanopartiküllerin, kızılötesi ışınlara maruz bırakıldığını, böylece muhteva ettiği klor bazlı moleküller sayesinde çevresindeki oksijen moleküllerini etkilediğini ve kanserli hücreleri parçalama yeteneğine sahip "tekil oksijen" adı verilen yüksek enerjili bir form oluşturduğunu söyledi.
Bilim insanlarının, daha önce kolon kanserli farelere hem nanopartiküller hem de kemoterapötiklerden faydalanılan bir immünoterapinin uygulandığını, bu yöntemden de başarılı sonuç elde edildiğini, bu çalışmada ise meme kanserli farelerde tek başına bağışıklık sisteminin devreye sokulduğunu açıkladı.
İMMÜNOTERAPİ METASTAZLARI DA TAMAMEN TEMİZLEDİ
Kemoterapi desteği almadan kullanılan yönetimin de başarılı sonuç verdiğini ifade eden Lin, çalışmada bağışıklık sisteminin kanserli hücreleri hedef almasının yanı sıra vücutta tüm metastazları tamamen temizlendiğinin tespit edildiğini söyledi.
Lin, yöntemin yakın gelecekte insanlar üzerinde denenmeye başlanmasını umuyor.
Kemoterapi desteği almadan kullanılan yönetimin de başarılı sonuç verdiğini ifade eden Lin, çalışmada bağışıklık sisteminin kanserli hücreleri hedef almasının yanı sıra vücutta tüm metastazları tamamen temizlendiğinin tespit edildiğini söyledi.
Lin, yöntemin yakın gelecekte insanlar üzerinde denenmeye başlanmasını umuyor.