Kişilerin yetenek ve öğrenme algısının gelişiminde en önemli etkenlerden birinin “Hafıza Temsil Sistemi” olduğunu Klinik Psikolog Gülşah Sam Orhan, bu sistemin görsel, işitsel, dokunsal olmak üzere 3’e ayrıldığını söyledi.
GÖRSEL ÖĞRENCİLER
Orhan, öğrencinin hafıza temsil sistemine göre eğitilmesinin başarı üzerinde son derece etkili olduğunu belirterek şunları aktardı: “Eğer bir çocuk bir markayı düşündüğünde billboarddaki fotoğrafları anımsıyorsa görsel hafıza tipine sahiptir. Görsel öğrencilerin dersi öğrenirken özellikle şekilsel notlar alması, onların öğrendikleri şeyleri çok daha iyi hafızada tutmalarını sağlar.
İŞİTSEL ÖĞRENCİLER
Öğrenci bir markayı anımsadığında görsel reklamdan çok, aklına markanın radyoda çalan cıngılı geliyorsa muhtemelen işitseldir. İşitsel yapıdaki bir öğrencinin mutlak surette çalışmalarını sesli olarak yapması gerekir. İşitsel yönü kuvvetli bir öğrenci ses CD’leri ile çalışırsa öğrenme verimi maksimum seviyeye çıkar. Eğitim koçlarının en çok önem verdikleri CD ile öğrenme teknikleri işitsel öğrencilerde muhteşem sonuçlar verir.
DOKUNSAL ÖĞRENCİLER
Bir tekstil markasını anımsadıklarında, ürünün kumaşı ve dokusu aklınızda kalmış ise muhtemelen dokunsal bir yapıya sahipsiniz. Dokunsal öğrenciler hiperaktif olarak adlandırılan öğrencilerin büyük çoğunluğunu oluşturmaktadır. Dokunsal öğrencilerin derse oturduklarında öğrenme konsantrasyon süreleri 20-25 dakikadır. Dolayısıyla dokunsal öğrencilerin görsel ve işitsel olan öğrencilerle aynı sınıfta ders görmesi onlara yapılacak en büyük köreltme yöntemidir. Dokunsal öğrencilerin Avrupa’da pek çok ülkede sınıfları ayrıdır ve teneffüs süreleri 25 dakikada bir 5 dakika şeklinde yürütülmektedir.”
Gülşah Sam Orhan, öğrenmenin doğuştan itibaren, dış öğrenme süreçlerinin okul hayatı ile başladığını kaydederek, eğitim sisteminin buna göre düzenlenmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
GÖRSEL ÖĞRENCİLER
Orhan, öğrencinin hafıza temsil sistemine göre eğitilmesinin başarı üzerinde son derece etkili olduğunu belirterek şunları aktardı: “Eğer bir çocuk bir markayı düşündüğünde billboarddaki fotoğrafları anımsıyorsa görsel hafıza tipine sahiptir. Görsel öğrencilerin dersi öğrenirken özellikle şekilsel notlar alması, onların öğrendikleri şeyleri çok daha iyi hafızada tutmalarını sağlar.
İŞİTSEL ÖĞRENCİLER
Öğrenci bir markayı anımsadığında görsel reklamdan çok, aklına markanın radyoda çalan cıngılı geliyorsa muhtemelen işitseldir. İşitsel yapıdaki bir öğrencinin mutlak surette çalışmalarını sesli olarak yapması gerekir. İşitsel yönü kuvvetli bir öğrenci ses CD’leri ile çalışırsa öğrenme verimi maksimum seviyeye çıkar. Eğitim koçlarının en çok önem verdikleri CD ile öğrenme teknikleri işitsel öğrencilerde muhteşem sonuçlar verir.
DOKUNSAL ÖĞRENCİLER
Bir tekstil markasını anımsadıklarında, ürünün kumaşı ve dokusu aklınızda kalmış ise muhtemelen dokunsal bir yapıya sahipsiniz. Dokunsal öğrenciler hiperaktif olarak adlandırılan öğrencilerin büyük çoğunluğunu oluşturmaktadır. Dokunsal öğrencilerin derse oturduklarında öğrenme konsantrasyon süreleri 20-25 dakikadır. Dolayısıyla dokunsal öğrencilerin görsel ve işitsel olan öğrencilerle aynı sınıfta ders görmesi onlara yapılacak en büyük köreltme yöntemidir. Dokunsal öğrencilerin Avrupa’da pek çok ülkede sınıfları ayrıdır ve teneffüs süreleri 25 dakikada bir 5 dakika şeklinde yürütülmektedir.”
Gülşah Sam Orhan, öğrenmenin doğuştan itibaren, dış öğrenme süreçlerinin okul hayatı ile başladığını kaydederek, eğitim sisteminin buna göre düzenlenmesi gerektiğini sözlerine ekledi.