Sağlıklı bir beslenme şekli ve yaşam modeli oluşturabilmemizde, gıda seçimlerimiz, beslenme ve gıdalara karşı tutumumuz, duygularımız, beğenilerimiz, yanlış ve ya doğru bildiklerimiz, inanışlarımız ortak bir davranış sergiler. Hepsinin bizi yerinde ve doğru yönlendirmesi ise bu konularda, kaynağı belli olan bilimsel verileri ve araştırmaya dayalı bilgileri edinmemizle mümkündür.
Her şeyden önce yanlış bildiklerimizi ve inanışlarımızı silmek, yeni ve doğru bilgiye yer açmak için en iyi yoldur. Bugün gıda konusunda en temel eksik bilgimiz gıdanın bizim için ne kadar “güvenli” olduğu konusundadır.
Gıdaların sağlığımızı tehlikeye sokmadan, “güvenli” gıda olmasını sağlayan 3 temel özelliği:
1. Mikrobiyolojik açıdan temiz
2. Besleyici değeri korunmuş
3. Taze ve duyusal özellikleri bozulmamış olmalarıdır.
Bir gıdanın bozulması gözle görülmeden veya lezzeti bozulmadan çok önce gerçekleşebilir. Gözle görülür ve görülmez şekilde, gıdaların bozulmasıyla vücuda alınan mikroorganizmalar ve toksik maddeler (zehirler) fazla alındığında ani hastalıklara neden olurlar veya az ancak her zaman alındığında da vücutta birikerek yıllar sonra birçok hastalığın ortaya çıkmasına neden olurlar.
Gıdaların bakteriler tarafından bozulmasını önlemek, besleyici değerlerini kaybetmemek ve lezzet, tat gibi duyusal özelliklerini en iyi şekilde koruyabilmek için hava, ışık ve uygun olmayan sıcaklıktaki ortamlardan çok iyi korunması en önemli şarttır.
Gıdaların ambalajlanması tehlike oluşturan bu faktörlerin elimine edildiği, dolayısıyla gıdaların tüketicinin sofrasına kadar tüm özellikleri bozulmadan ulaşmasını sağlayan önemli uygulamadır.
Tam tersine son zamanlarda ambalajlı gıdanın hileli, sağlıksız olduğu, ambalajsız açıkta satılan gıdanın ise doğal, besleyici hatta organik olduğu anlayışı toplumda rağbet görürken, bu tip gıdaların hiç hesaba katılmayan hastalıkların riski için taşıyıcı olabilecekleri göz ardı edilmektedir.
Bilgi karmaşasında en çok karşılaştığımız konulardan biri sokak sütünün paketli süte göre daha doğal ve besleyici olduğu bilgisidir.
Çiğ süt tüketilmez. Çiğ sütte insanların hasta olmasına neden olan bakteriler, parazitler ve virüsler bulunur. Bu zararlı canlıların bulunduğu çiğ sütü veya bu sütten yapılmış ürünleri tüketen her yaş grubundan insanda meydana gelen enfeksiyonlar ölümle sonuçlanabilir.
Sağlıklı bir hayvandan sağılsa bile sağım yapan kişiden, hayvanın memesinden ve çevreden, insanlarda hastalık yapan canlıların süte bulaşmasını önlemek zordur. Hastalık yapıcı bu canlıların yok edilmesi için sütün ısıl işleme tabi tutulması gerekir. Ancak unutulmamalıdır ki, çiğ süt uygunsuz koşullarda saklanır ve taşınırsa o sırada oluşan toksinler daha sonra uygulanan ısıl işlemler ile yok edilemez. Bu nedenle, süte ısıl işlem uygulansa bile insanlarda toksinlerin neden olduğu gıda zehirlenmeleri oluşabilir.
Ayrıca, güvenli bir ambalajlama yapılmaz ise, hastalık yapıcı mikroorganizmalar süte ısıl işlem sonrasında da bulaşabilmektedir. Dolayısıyla, sütün sağımından tüketiciye ulaşıncaya kadar uygulanan süreç ve işlemlerin hijyenik ve kontrollü yapılması insan sağlığını doğrudan etkilemektedir.
Seçimlerinizi kendi özelliklerine göre ambalajlanmış gıdalar için yapabilirsiniz...