İlişkili Haberler
Son dönemlerde görülme sıklığı yüksek düzeyde seyreden grip, her yaş grubunu tehdit eden bir enfeksiyon. Ancak grip, bazılarında daha ağır seyrediyor ve zatürreye ilerleyebiliyor. 65 yaşından büyükler, 5 yaşından küçükler, kronik akciğer, kalp, böbrek, karaciğer hastaları, obezler, hamileler, uzun süreli kortizon kullananlar, diyabet, kan ve kanser hastaları gibi bağışıklığı bozulmuş kişilerin grip olması daha fazla sorun yaratabiliyor çünkü bu kişilerde hastalığın zetürreye dönüşmesi daha kolay oluyor.
Ancak grip vakalarının arttığı dönemlerdeki zatürre tehlikesi sadece bu risk gruplarındakilerle sınırlı değil. Türk Toraks Derneği Solunum İnfeksiyonları Çalışma Grubu Yürütme Kurulu Üyesi ve Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Abdullah Sayıner, altta yatan bir hastalığı olmayanların veya risk grubunda bulunmayanların da griptle birlikte zatürreye yakalanabileceğine vurgu yaptı:
“Eğer grip virüsü, 2009 pandemisinde ya da kuş gribi salgınında olduğu gibi insan bağışıklık sisteminin pek tanımadığı (yakın zamanda karşılaşmadığı) bir virüs ise ya da kişi virüse çok yoğun maruz kalırsa, veya bağışıklık sisteminin koruyucu mekanizmalarının güçsüzleştiği aşırı yorgunluk, stres dönemindeyse, insan organizması virüsü üst solunum yollarında tutamayabilir ve bronşlarda ya da akciğerlerde enfeksiyona, bronşit ya da zatürreye yol açabilir.”
“VAKALARDA BELİRGİN BİR ARTIŞ SÖZ KONUSU”
Griple birlikte pnömoni vakalarında da artış olduğunu söyleyen Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Orhan Temel ise “İnfluenza virüs ailesi daha çok üst hava yolunda yerleşerek burun, sinüs, farenks bölgesinde hastalık oluşturur. Virüs ile karşılaşan hastalar çoğunlukla bağışıklık yanıtlarıyla inflenzayı sınırlayarak basit üst solunum yolu enfeksiyonu şeklinde geçirirken bazen de konakçı olduğu kişide bağışıklık sistemini yenerek alt solunum yoluna ilerleyip zatürre gibi enfeksiyonlara yol açar. Son günlerde zatürre (pnömoni) başta olmak üzere bronşit, bronşiolit gibi alt solunum yolu enfeksiyonu vakalarında belirgin bir artış söz konusu” dedi.
Ancak grip vakalarının arttığı dönemlerdeki zatürre tehlikesi sadece bu risk gruplarındakilerle sınırlı değil. Türk Toraks Derneği Solunum İnfeksiyonları Çalışma Grubu Yürütme Kurulu Üyesi ve Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Abdullah Sayıner, altta yatan bir hastalığı olmayanların veya risk grubunda bulunmayanların da griptle birlikte zatürreye yakalanabileceğine vurgu yaptı:
“Eğer grip virüsü, 2009 pandemisinde ya da kuş gribi salgınında olduğu gibi insan bağışıklık sisteminin pek tanımadığı (yakın zamanda karşılaşmadığı) bir virüs ise ya da kişi virüse çok yoğun maruz kalırsa, veya bağışıklık sisteminin koruyucu mekanizmalarının güçsüzleştiği aşırı yorgunluk, stres dönemindeyse, insan organizması virüsü üst solunum yollarında tutamayabilir ve bronşlarda ya da akciğerlerde enfeksiyona, bronşit ya da zatürreye yol açabilir.”
“VAKALARDA BELİRGİN BİR ARTIŞ SÖZ KONUSU”
Griple birlikte pnömoni vakalarında da artış olduğunu söyleyen Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Orhan Temel ise “İnfluenza virüs ailesi daha çok üst hava yolunda yerleşerek burun, sinüs, farenks bölgesinde hastalık oluşturur. Virüs ile karşılaşan hastalar çoğunlukla bağışıklık yanıtlarıyla inflenzayı sınırlayarak basit üst solunum yolu enfeksiyonu şeklinde geçirirken bazen de konakçı olduğu kişide bağışıklık sistemini yenerek alt solunum yoluna ilerleyip zatürre gibi enfeksiyonlara yol açar. Son günlerde zatürre (pnömoni) başta olmak üzere bronşit, bronşiolit gibi alt solunum yolu enfeksiyonu vakalarında belirgin bir artış söz konusu” dedi.
İnfluenza virüsleri solunum yollarında yüzey hücrelerini harap ediyor, solunum yolu kayganlığını sağlayan mukusun aşırı salgılanmasına ve akciğer içine iltihap hücrelerinin geçmesine neden oluyor. Bu da bronkopnömoni denilen zatürre tipine yol açıyor. Yani grip virüsünün, solunum yollarının yüzeyini döşeyen koruyucu tabakada hasara neden olması ve akciğerlerin kendini temizleme mekanizmasını bozması, gripten sonra zatürre gelişmesini kolaylaştırıyor. Çünkü grip nedeniyle diğer mikropların solunum yollarına tutunması ve akciğerlere inmesi kolaylaşıyor.
GRİBİN ZATÜRREYE İLERLEDİĞİNİ DÜŞÜNDÜREN BELİRTİLER NELER?
Genel olarak ateş, öksürük, kırıklık, baş ve kas ağrısı gibi grip belirtilerinin 2-3 gün içinde hafiflemesi, bir hafta içinde de geçmesi beklenir. Geçirilen gribin zatürreye ilerlediğini düşündüren belirtilere değinen Prof. Dr. Abdullah Sayıner, özellikle ateşin yüksek seyretmesinin ya da düştükten bir süre sonra yeniden yükselmesinin, solunum sıkıntısının ortaya çıkmasının, solunum sayısının artmasının (özellikle dakikada 20'nin üstüne çıkması), halsizliğin giderek artmasının ve bilinç değişiklikleri görülmesinin zatürre açısından uyarıcı belirtiler olduğunu söyledi, “Yakınmalar 3 gün içinde hafifleme eğilimi göstermezse bir hekime başvurmalıdır” uyarısında bulundu.
ZATÜRRE SOLUNUM YOLUYLA VE TEMASLA BULAŞIYOR
Zatürrenin genellikle ateş, öksürük, pürülan denilen sarı-yeşil renkte balgam, halsizlik, iştahsızlık gibi yakınmalara yol açtığını ifade eden Uzm. Dr. Orhan Temel, “Zatürreye yol açan bakteriler ve virüsler çoğunlukla damlacık enfeksiyonu dediğimiz enfekte bireylerin öksürük, hapşırık yoluyla etrafa saçtıkları, havada asılı kalan mikroorganizmaların solunum yolundan alınmasıyla bulaşır. Bir diger yol temas ile bulaşmadır. Bu nedenle özellikle bu enfeksiyonların yayılımını önlemede el yıkamak çok önemlidir” diyerek bulaşma yollarına dikkat çekti.
GRİBİN ZATÜRREYE İLERLEDİĞİNİ DÜŞÜNDÜREN BELİRTİLER NELER?
Genel olarak ateş, öksürük, kırıklık, baş ve kas ağrısı gibi grip belirtilerinin 2-3 gün içinde hafiflemesi, bir hafta içinde de geçmesi beklenir. Geçirilen gribin zatürreye ilerlediğini düşündüren belirtilere değinen Prof. Dr. Abdullah Sayıner, özellikle ateşin yüksek seyretmesinin ya da düştükten bir süre sonra yeniden yükselmesinin, solunum sıkıntısının ortaya çıkmasının, solunum sayısının artmasının (özellikle dakikada 20'nin üstüne çıkması), halsizliğin giderek artmasının ve bilinç değişiklikleri görülmesinin zatürre açısından uyarıcı belirtiler olduğunu söyledi, “Yakınmalar 3 gün içinde hafifleme eğilimi göstermezse bir hekime başvurmalıdır” uyarısında bulundu.
ZATÜRRE SOLUNUM YOLUYLA VE TEMASLA BULAŞIYOR
Zatürrenin genellikle ateş, öksürük, pürülan denilen sarı-yeşil renkte balgam, halsizlik, iştahsızlık gibi yakınmalara yol açtığını ifade eden Uzm. Dr. Orhan Temel, “Zatürreye yol açan bakteriler ve virüsler çoğunlukla damlacık enfeksiyonu dediğimiz enfekte bireylerin öksürük, hapşırık yoluyla etrafa saçtıkları, havada asılı kalan mikroorganizmaların solunum yolundan alınmasıyla bulaşır. Bir diger yol temas ile bulaşmadır. Bu nedenle özellikle bu enfeksiyonların yayılımını önlemede el yıkamak çok önemlidir” diyerek bulaşma yollarına dikkat çekti.
GRİP ENFEKSİYONUNUN ZATÜRREYE DÖNÜŞMEMESİ İÇİN BUNLARA DİKKAT!
Özellikle risk gruplarındakilerin gribe yakalanmamak için önlem almaları gerektiğini ifede eden Prof. Dr. Abdullah Sayıner, “Bu önlemler arasında, düzenli grip aşısı olmak, enfeksiyonu olanlarla yakın temasta bulunmamak, sık sık el yıkamak, elleri ağız ve buruna götürmemek, hasta kişilerin öksürürken ya da hapşırırken ağız ve burunlarını kapatması sayılabilir. Grip aşısı, gribe yakalanmayı önlemenin yanı sıra, yakalanacak olursa kişinin gribi daha hafif geçirmesini sağlamaktadır” şeklinde konuştu.
DİNLENİN, BOL SIVI ALIN, VİTAMİN VE PROBİYOTİK AĞIRLIKLI BESLENİN
Grip enfeksiyonuna yakalananların, hastalığın ağır seyretmesini önlemek ve zatürreye yakalanma olasılığını azaltmak için yapabilecekleri en önemli şey ise mümkün olduğunca dinlenmek, bol sıvı almak, nişasta bazlı şeker ve trans yağ içeren gıdalardan uzak durmak, sigara içmemek, vitamin ağırlıklı beslenmek, ev yoğurdu, ev turşusu, kelle-paça ve işkembe çorbası gibi probiyotikten zengin gıdalara sofrada daha fazla yer açmak ve kaliteli uyumak. Yanı sıra kapalı ve kalabalık mekanlarda fazla vakit geçirmemek ve bulunulan ortamı sık sık havalandırmak da önemli.
Bu şekilde, bağışıklık sisteminin daha etkin çalışmasının ve savunma sistemlerine daha fazla enerji ayrılmasının sağlanabildiğini aktaran Dr. Sayıner, “Özellikle risk gruplarındaki bireylerin, yakınmaların başlamasını izleyen ilk iki gün içinde grip ilacı kullanmaya başlamaları da hastalığın daha hafif seyretmesini sağlamaktadır. Bu nedenle, risk grubundakilerin zaman geçirmeden hekime başvurmaları gerekir” ifadesini kullandı.
Uzm. Dr. Orhan Temel, zatürrenin, yol açan etkene bağlı olarak, bakteriyel kökenli ise antibiyotiklerle, influenzanın yol açtığı pronkopnomoni düşünülüyorsa antiviral ilaçlarla tedavi edilebildiğini söyledi.
VİDEO: GRİP SALGININDAN NASIL KORUNURUZ?
Özellikle risk gruplarındakilerin gribe yakalanmamak için önlem almaları gerektiğini ifede eden Prof. Dr. Abdullah Sayıner, “Bu önlemler arasında, düzenli grip aşısı olmak, enfeksiyonu olanlarla yakın temasta bulunmamak, sık sık el yıkamak, elleri ağız ve buruna götürmemek, hasta kişilerin öksürürken ya da hapşırırken ağız ve burunlarını kapatması sayılabilir. Grip aşısı, gribe yakalanmayı önlemenin yanı sıra, yakalanacak olursa kişinin gribi daha hafif geçirmesini sağlamaktadır” şeklinde konuştu.
DİNLENİN, BOL SIVI ALIN, VİTAMİN VE PROBİYOTİK AĞIRLIKLI BESLENİN
Grip enfeksiyonuna yakalananların, hastalığın ağır seyretmesini önlemek ve zatürreye yakalanma olasılığını azaltmak için yapabilecekleri en önemli şey ise mümkün olduğunca dinlenmek, bol sıvı almak, nişasta bazlı şeker ve trans yağ içeren gıdalardan uzak durmak, sigara içmemek, vitamin ağırlıklı beslenmek, ev yoğurdu, ev turşusu, kelle-paça ve işkembe çorbası gibi probiyotikten zengin gıdalara sofrada daha fazla yer açmak ve kaliteli uyumak. Yanı sıra kapalı ve kalabalık mekanlarda fazla vakit geçirmemek ve bulunulan ortamı sık sık havalandırmak da önemli.
Bu şekilde, bağışıklık sisteminin daha etkin çalışmasının ve savunma sistemlerine daha fazla enerji ayrılmasının sağlanabildiğini aktaran Dr. Sayıner, “Özellikle risk gruplarındaki bireylerin, yakınmaların başlamasını izleyen ilk iki gün içinde grip ilacı kullanmaya başlamaları da hastalığın daha hafif seyretmesini sağlamaktadır. Bu nedenle, risk grubundakilerin zaman geçirmeden hekime başvurmaları gerekir” ifadesini kullandı.
Uzm. Dr. Orhan Temel, zatürrenin, yol açan etkene bağlı olarak, bakteriyel kökenli ise antibiyotiklerle, influenzanın yol açtığı pronkopnomoni düşünülüyorsa antiviral ilaçlarla tedavi edilebildiğini söyledi.
VİDEO: GRİP SALGININDAN NASIL KORUNURUZ?