Sigara dumanındaki katranda bulunan bazı maddeler kansere yol açan etkiler yaratıyor. Sigara bırakıldığında ise kanser riski giderek azalıyor. Gırtlak kanserinin erkeklerde kadınlara oranla 10 kat fazla görüldüğünü söyleyen Anadolu Sağlık Merkezi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Prof. Dr. Nesil Keleş, son yıllarda kadınlarda sigara içimindeki artışla birlikte, Avrupa ve ABD'deki kadınlarda gırtlak kanseri görülme sıklığının da arttığını söyledi.
Alkolle beraber sigara kullanımının hastalık riskini artırdığının altını çizen Prof. Dr. Nesil Keleş; “Tek başına alkol kullanımının risk faktörü olup olmadığı henüz kesin olarak bilinmiyor. Ayrıca lökoplaziler yani yanaklarda ve dilde bulunan beyaz plakalar, akut ve kronik gırtlak enfeksiyonları, virüslere bağlı enfeksiyonlar; sesin kötü kullanımı, gırtlağı etkileyen ve tahriş eden faktörler riskler arasında sayılabiliyor” dedi.
ERKEN TANI ŞANSI YÜKSEK
Gırtlak kanserleri, nispeten daha iyi seyirli tümörler arasında kabul ediliyor. Bunun en önemli nedenlerinden biri, hastalığın erken tanı şansının yüksek olması.
“Erken belirtiler, gırtlakta tümörün yerleştiği bölgelere göre farklılıklar gösterebiliyor. Örneğin ses teline yerleşen tümörler ses kısıklığına neden olurken, gırtlağın üst bölümüne yerleşen tümörlerde yutma fonksiyonu sırasında ağrı olabiliyor” diyen Prof. Dr. Nesil Keleş, gırtlak kanserinin belirtilerini ve tedavi yöntemlerini şöyle anlattı:
SES KISIKLIĞI VE YUTMA GÜÇLÜĞÜNE DİKKAT!
“Gırtlak kanserinin erken evrede yakalanması sağlayacak belirtiler arasında ses kısıklığı, yutma güçlüğü, nefes darlığı, kulak ağrısı, ileri evrelerde boyunda şişlik ve öksürük bulunuyor. Yutma güçlüğü bazen hastalar tarafından nefes darlığı, boğazda gıcıklanma, dolgunluk, yabancı cisim, boğazı sürekli temizleme ihtiyacı ve takılma hissi gibi tarif ediliyor.
Gırtlak kanserlerinde tedavi, tümörün yerleşim yeri, evresi ve hastanın durumuna göre farklılık gösteriyor. Kanser erken evrede yakalandığında, hasta soluk fonksiyonu değişmeden, sadece sesinin biraz kısılmasıyla sonuçlanacak bir tedaviyle hayatına devam ediyor. Bu tedavi gırtlağın yarısının alındığı bir cerrahi yaklaşımla yapılıyor ve tedavi planı tümörün gırtlakta yerleştiği yere göre farklı olabiliyor. Bu yüzden tamamen hastalığın bulunduğu yere göre bir tedavi yaklaşımı uygulanıyor.”
Alkolle beraber sigara kullanımının hastalık riskini artırdığının altını çizen Prof. Dr. Nesil Keleş; “Tek başına alkol kullanımının risk faktörü olup olmadığı henüz kesin olarak bilinmiyor. Ayrıca lökoplaziler yani yanaklarda ve dilde bulunan beyaz plakalar, akut ve kronik gırtlak enfeksiyonları, virüslere bağlı enfeksiyonlar; sesin kötü kullanımı, gırtlağı etkileyen ve tahriş eden faktörler riskler arasında sayılabiliyor” dedi.
ERKEN TANI ŞANSI YÜKSEK
Gırtlak kanserleri, nispeten daha iyi seyirli tümörler arasında kabul ediliyor. Bunun en önemli nedenlerinden biri, hastalığın erken tanı şansının yüksek olması.
“Erken belirtiler, gırtlakta tümörün yerleştiği bölgelere göre farklılıklar gösterebiliyor. Örneğin ses teline yerleşen tümörler ses kısıklığına neden olurken, gırtlağın üst bölümüne yerleşen tümörlerde yutma fonksiyonu sırasında ağrı olabiliyor” diyen Prof. Dr. Nesil Keleş, gırtlak kanserinin belirtilerini ve tedavi yöntemlerini şöyle anlattı:
SES KISIKLIĞI VE YUTMA GÜÇLÜĞÜNE DİKKAT!
“Gırtlak kanserinin erken evrede yakalanması sağlayacak belirtiler arasında ses kısıklığı, yutma güçlüğü, nefes darlığı, kulak ağrısı, ileri evrelerde boyunda şişlik ve öksürük bulunuyor. Yutma güçlüğü bazen hastalar tarafından nefes darlığı, boğazda gıcıklanma, dolgunluk, yabancı cisim, boğazı sürekli temizleme ihtiyacı ve takılma hissi gibi tarif ediliyor.
Gırtlak kanserlerinde tedavi, tümörün yerleşim yeri, evresi ve hastanın durumuna göre farklılık gösteriyor. Kanser erken evrede yakalandığında, hasta soluk fonksiyonu değişmeden, sadece sesinin biraz kısılmasıyla sonuçlanacak bir tedaviyle hayatına devam ediyor. Bu tedavi gırtlağın yarısının alındığı bir cerrahi yaklaşımla yapılıyor ve tedavi planı tümörün gırtlakta yerleştiği yere göre farklı olabiliyor. Bu yüzden tamamen hastalığın bulunduğu yere göre bir tedavi yaklaşımı uygulanıyor.”