Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF) Yönetim Kurulu Üyesi Mahmut Duruk, bazı diyetisyenlerin medyatik olmak ve gündeme gelmek amacıyla bilimsel temeli olmayan açıklamalarda bulunduğuna dikkati çekerken bu kişilerin açıklamalarının gıda sektörünü zora soktuğunu söyledi.
Duruk, "Popüler olmak için sürekli sansasyonel görüşlerde bulunan bu diyetisyenlerden gıda şirketlerimizi korumamız lazım. Aksi takdirde denetimsiz ve merdiven altı üretimler artar, tüketim azalacağı için şirketlerimiz batar, gıda enflasyonu oluşur" dedi.
TGDF Yönetim Kurulu Üyesi Mahmut Duruk, yaptığı açıklamada, bazı diyetisyenlerin gündeme gelmek ve medyatik olmak gibi amaçlarla bilimsel temeli olmayan açıklamalar yaptığını kaydederek, bunların sayısının 3-4 tane olduğunu aktardı.
Bu kişilerin gıda sektörünün ve ambalajlı ürünlerin aleyhine ısrarla yaptığı doğru olmayan açıklamaların sektörleri sürekli zora soktuğunu hatırlatan Duruk, bu diyetisyenlerin hatalı görüşlerine inanan vatandaşların ise tüketimlerini kestiğini bildirdi.
Duruk, Türkiye'de yüzlerce, hatta binlerce, gıda mühendisi, doktor, diyetisyen bulunduğunu ancak bu kişilere hiç söz hakkı tanınmadığını, sürekli aynı 3-4 kişinin sansasyonel açıklamalarla medyada yer aldığını belirterek, medya mensuplarına bu konuda daha dikkatli olması çağrısında bulundu.
Burada RTÜK'e de görev düştüğünü aktaran Duruk, şu iddialarda bulundu:
"Bu kişiler peynir ile alakalı konuştular konuştular peynire talep düştü, bazı firmalar battı sonra peynir fiyatları arttı. Aynı şey piliçte de yaşandı. Bunların cezasını halk çekiyor. Halk iki misli fiyata peynir ve piliç yemeye başladı. Toplum bu kimselerin ağzına bakarak tüketimi biraz da olsa düşürünce şirketler zora giriyor. Bu şirketlerden bazıları batınca üretim azalıyor. Üretim azalınca ne oluyor fiyat artıyor. Yani bu 3-4 diyetisyenin yüzünden aynı zamanda gıda enflasyonu da yaşanıyor. Gıdada durum şu şekildedir; üretimi yüzde 10 düşürürseniz fiyat yüzde 100 yükselir. Bu söylediğimi piliç ve peynir fiyatlarını geriye doğru izlerseniz rahat görürsünüz."
"ÜNİVERSİTELERDE GÖRÜŞ ALINSIN"
Duruk, bu konularda aslında durumun çok basit olduğunu belirterek, söz konusu durumlarda yapılan açıklamaya ilişkin üniversitelerin ilgili bölümlerinden akademik/bilimsel görüş alınabileceğini söyledi. Duruk, "Mesela Türkiye'de herkesçe kabul gören tüm üniversitelere sorulsun. 'Şu şu açıklamalardaki iddialar hakkında neler düşünüyorsunuz?' denilsin. Göreceksiniz bilimsel temeli olmadığını açıklayacaksınız. Bir döne yumurta hakkında günlerce 'yemeyin yemeyin' diye konuştular. Sonra çıkıp, 'Yanlış söylemişiz' dediler" ifadelerini kullandı.
"MİLYARLARCA DOLARLIK GIDA ÜRÜNÜ İHRAÇ EDİYORUZ"
Duruk, bir malı iki firma ürettiğinde fiyatının 5 lira, tek firmanın üretmesi halinde 10 lira olacağını belirterek, bu söylemler sonucu üretimin düşmesi sonrası firmaların zor girdiğini, bu nedenle bazılarının üretimlerini durdurduğunu, ürünlerin tüketiciye zam olarak döndüğünü bildirdi.
"Ambalajlı gıda" diyerek her türlü eleştirinin sıralandığını dile getiren Duruk, "Bu ürünler her türlü denetimden geçiyor. Türkiye'nin 10 milyar doları aşan gıda ihracatı var. Bu gıdaları Japonya'dan ABD'ye, İtalya'dan Fransa'ya, Rusya'dan Çin'e her türlü ülkeye ihraç ediyoruz. İthal eden ülkeler onlarca testten geçiriyor, kaç tane sertifika istiyor. Türkiye'nin ihraç ettiği ambalajlı gıdalarda reklamasyon yiyen şirket görmedim, yok denecek kadar az."
"MERDİVEN ALTI ÜRETİMİ ARTIRIYOR"
Duruk, önce yumurtada sonra peynir ve piliçteki bilimsel olmayan eleştirel söylemlerin zamanla başka sektörler için de dile getirilebileceğini kaydederek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Böylece peynir ve piliçteki gibi diğer sektörlerdeki şirketler de zarar görebilir. 'Evde tavuk besle, peynir yap.' diyorlar. Bu mümkün mü Allah aşkına gerçekten mümkün mü? Rezidansta, plazada nerede yetiştireceksin tavuğu? Hiç yapılabilir bir öneri mi? Popüler olmak için sürekli sansasyonel görüşlerde bulunan bu diyetisyenlerden gıda şirketlerimizi korumalıyız. Aksi takdirde denetimsiz, merdiven altı üretimler artar, tüketim azalacağı için şirketlerimiz batar, gıda enflasyonu oluşur. Çünkü adam merdiven altı üretimi doğal, organik, köyden geldi diyerek satıyor."
Duruk, "Popüler olmak için sürekli sansasyonel görüşlerde bulunan bu diyetisyenlerden gıda şirketlerimizi korumamız lazım. Aksi takdirde denetimsiz ve merdiven altı üretimler artar, tüketim azalacağı için şirketlerimiz batar, gıda enflasyonu oluşur" dedi.
TGDF Yönetim Kurulu Üyesi Mahmut Duruk, yaptığı açıklamada, bazı diyetisyenlerin gündeme gelmek ve medyatik olmak gibi amaçlarla bilimsel temeli olmayan açıklamalar yaptığını kaydederek, bunların sayısının 3-4 tane olduğunu aktardı.
Bu kişilerin gıda sektörünün ve ambalajlı ürünlerin aleyhine ısrarla yaptığı doğru olmayan açıklamaların sektörleri sürekli zora soktuğunu hatırlatan Duruk, bu diyetisyenlerin hatalı görüşlerine inanan vatandaşların ise tüketimlerini kestiğini bildirdi.
Duruk, Türkiye'de yüzlerce, hatta binlerce, gıda mühendisi, doktor, diyetisyen bulunduğunu ancak bu kişilere hiç söz hakkı tanınmadığını, sürekli aynı 3-4 kişinin sansasyonel açıklamalarla medyada yer aldığını belirterek, medya mensuplarına bu konuda daha dikkatli olması çağrısında bulundu.
Burada RTÜK'e de görev düştüğünü aktaran Duruk, şu iddialarda bulundu:
"Bu kişiler peynir ile alakalı konuştular konuştular peynire talep düştü, bazı firmalar battı sonra peynir fiyatları arttı. Aynı şey piliçte de yaşandı. Bunların cezasını halk çekiyor. Halk iki misli fiyata peynir ve piliç yemeye başladı. Toplum bu kimselerin ağzına bakarak tüketimi biraz da olsa düşürünce şirketler zora giriyor. Bu şirketlerden bazıları batınca üretim azalıyor. Üretim azalınca ne oluyor fiyat artıyor. Yani bu 3-4 diyetisyenin yüzünden aynı zamanda gıda enflasyonu da yaşanıyor. Gıdada durum şu şekildedir; üretimi yüzde 10 düşürürseniz fiyat yüzde 100 yükselir. Bu söylediğimi piliç ve peynir fiyatlarını geriye doğru izlerseniz rahat görürsünüz."
"ÜNİVERSİTELERDE GÖRÜŞ ALINSIN"
Duruk, bu konularda aslında durumun çok basit olduğunu belirterek, söz konusu durumlarda yapılan açıklamaya ilişkin üniversitelerin ilgili bölümlerinden akademik/bilimsel görüş alınabileceğini söyledi. Duruk, "Mesela Türkiye'de herkesçe kabul gören tüm üniversitelere sorulsun. 'Şu şu açıklamalardaki iddialar hakkında neler düşünüyorsunuz?' denilsin. Göreceksiniz bilimsel temeli olmadığını açıklayacaksınız. Bir döne yumurta hakkında günlerce 'yemeyin yemeyin' diye konuştular. Sonra çıkıp, 'Yanlış söylemişiz' dediler" ifadelerini kullandı.
"MİLYARLARCA DOLARLIK GIDA ÜRÜNÜ İHRAÇ EDİYORUZ"
Duruk, bir malı iki firma ürettiğinde fiyatının 5 lira, tek firmanın üretmesi halinde 10 lira olacağını belirterek, bu söylemler sonucu üretimin düşmesi sonrası firmaların zor girdiğini, bu nedenle bazılarının üretimlerini durdurduğunu, ürünlerin tüketiciye zam olarak döndüğünü bildirdi.
"Ambalajlı gıda" diyerek her türlü eleştirinin sıralandığını dile getiren Duruk, "Bu ürünler her türlü denetimden geçiyor. Türkiye'nin 10 milyar doları aşan gıda ihracatı var. Bu gıdaları Japonya'dan ABD'ye, İtalya'dan Fransa'ya, Rusya'dan Çin'e her türlü ülkeye ihraç ediyoruz. İthal eden ülkeler onlarca testten geçiriyor, kaç tane sertifika istiyor. Türkiye'nin ihraç ettiği ambalajlı gıdalarda reklamasyon yiyen şirket görmedim, yok denecek kadar az."
"MERDİVEN ALTI ÜRETİMİ ARTIRIYOR"
Duruk, önce yumurtada sonra peynir ve piliçteki bilimsel olmayan eleştirel söylemlerin zamanla başka sektörler için de dile getirilebileceğini kaydederek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Böylece peynir ve piliçteki gibi diğer sektörlerdeki şirketler de zarar görebilir. 'Evde tavuk besle, peynir yap.' diyorlar. Bu mümkün mü Allah aşkına gerçekten mümkün mü? Rezidansta, plazada nerede yetiştireceksin tavuğu? Hiç yapılabilir bir öneri mi? Popüler olmak için sürekli sansasyonel görüşlerde bulunan bu diyetisyenlerden gıda şirketlerimizi korumalıyız. Aksi takdirde denetimsiz, merdiven altı üretimler artar, tüketim azalacağı için şirketlerimiz batar, gıda enflasyonu oluşur. Çünkü adam merdiven altı üretimi doğal, organik, köyden geldi diyerek satıyor."