İlişkili Haberler
Antalya'da yapılan Nöroloji Kongresi'nde uzmanlar felç, Alzheimer ve demans hastalıklarına dikkat çekti, tedavilerini anlattı.
Dünyada hastalıklara bağlı ölüm nedeni olarak ikinci sırada yer alan felçle ilgili önemli uyarılarda bulunan Türk Nöroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Şerefnur Öztürk, felç belirtilerinin; konuşmada bozulma, bir tarafta kuvvet kaybı veya uyuşma, yüzde asimetri şeklinde ortaya çıkabildiğini söyledi.
Erken tanının çok önemli olduğunu vurgulayan Prof. Öztürk, “Eğer belirtiler erken tanınırsa ve hastalarımız tedavi edilebilecekleri merkezlere 4,5 saat içinde başvurularsa tedavi şansı giderek artıyor” dedi.
Prof. Dr. Ayşe Bora Tokçaer ise Alzheimerla mücadelede beslenme ve fiziksel aktivitenin önemine vurgu yaptı. Tokçaer, “Beslenmeye çok önem göstermiyoruz. Hipertansiyon ve diyabet hasta sayımız yüksek. Bunlar küçük damar yapılarını bozarak, nokta nokta damar tıkanıklıklarıyla beyin dokusunda belli bir rezervin kaybına yol açtığında hastalarda ne yazık ki bir demans tablosu gelişebiliyor” şeklinde konuştu.
KÖK HÜCRE TEDAVİLERİ NÖROLOJİDE ETKİN Mİ?
Kongrede uzmanların özellikle dikkat çektiği bir konu ise kök hücre tedavisiydi. Kök hücrenin, nörolojik vakalar için kanıtlanmış bir tedavi şekli olmadığı açıklandı.
Bu tedavinin bazı organlarda başarılı olduğunu dile getiren Prof. Dr. Mehmet Ali Akalın, “Ama şunu bilmiyoruz; bu hücreye ‘sen git karaciğerin şu kısmını tamir et, sen o hücre ol.’ Bu komutu nasıl vereceğimizi bilmiyoruz. Dolayısıyla rastgele bunları insanlara verip ‘ya tutarsa’ demek mantıklı değil. Bunların yan etkileri de oluyor” ifadelerini kullandı.
Dünyada hastalıklara bağlı ölüm nedeni olarak ikinci sırada yer alan felçle ilgili önemli uyarılarda bulunan Türk Nöroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Şerefnur Öztürk, felç belirtilerinin; konuşmada bozulma, bir tarafta kuvvet kaybı veya uyuşma, yüzde asimetri şeklinde ortaya çıkabildiğini söyledi.
Erken tanının çok önemli olduğunu vurgulayan Prof. Öztürk, “Eğer belirtiler erken tanınırsa ve hastalarımız tedavi edilebilecekleri merkezlere 4,5 saat içinde başvurularsa tedavi şansı giderek artıyor” dedi.
Prof. Dr. Ayşe Bora Tokçaer ise Alzheimerla mücadelede beslenme ve fiziksel aktivitenin önemine vurgu yaptı. Tokçaer, “Beslenmeye çok önem göstermiyoruz. Hipertansiyon ve diyabet hasta sayımız yüksek. Bunlar küçük damar yapılarını bozarak, nokta nokta damar tıkanıklıklarıyla beyin dokusunda belli bir rezervin kaybına yol açtığında hastalarda ne yazık ki bir demans tablosu gelişebiliyor” şeklinde konuştu.
KÖK HÜCRE TEDAVİLERİ NÖROLOJİDE ETKİN Mİ?
Kongrede uzmanların özellikle dikkat çektiği bir konu ise kök hücre tedavisiydi. Kök hücrenin, nörolojik vakalar için kanıtlanmış bir tedavi şekli olmadığı açıklandı.
Bu tedavinin bazı organlarda başarılı olduğunu dile getiren Prof. Dr. Mehmet Ali Akalın, “Ama şunu bilmiyoruz; bu hücreye ‘sen git karaciğerin şu kısmını tamir et, sen o hücre ol.’ Bu komutu nasıl vereceğimizi bilmiyoruz. Dolayısıyla rastgele bunları insanlara verip ‘ya tutarsa’ demek mantıklı değil. Bunların yan etkileri de oluyor” ifadelerini kullandı.