İlişkili Haberler
Beyin hücrelerinde ani elektriklenme şeklinde ortaya çıkan ve halk arasında "sara" olarak bilinen epilepsi hastalığının en dirençli türü, göğüs boşluğuna takılan pille kontrol altına alınabiliyor.
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ömer Karadaş, epilepsinin genetik faktörler, doğum sırasında oluşabilen hasarlar, kafa travmaları ve beyin damar hastalıklarıyla ortaya çıkabildiğini bildirdi.
Epilepsi nöbetlerinin farklı şekillerde görülebildiğini ifade eden Karadaş, "Bazı nöbetlerden önce midede yükselme veya korku hissi algılanırken bazı nöbetlerde ise kişi yere düşebilir ya da bilinci tamamen kaybolup tüm vücutta kasılmalarla ağız köpürebilir. Bazen de bulunduğu yerde düşmeden ve bilinç tamamen kaybolmadan nöbet görülebilir." dedi.
Doç. Dr. Karadaş, tedavideki öncelikli hedefin nöbetleri kontrol altına almak ve tedaviye bağlı yan etkileri en aza indirmek olduğunu dile getirerek, başlangıçtaki ilaç tedavisinin hastanın yaşı, geçirdiği nöbet türü ve eşlik eden medikal sorunlar göz önünde bulundurularak uygulandığını söyledi.
Epilepsi nöbetlerinin kontrol altına alınamadığı durumlarda ise hastaya birden fazla ilaç verilebildiğini aktaran Karadaş, "Gelişmekte olan ülkelerde her bin kişiden yaklaşık 18'inin epilepsi hastası olduğu düşünülmektedir. Bu hastaların yüzde 35'i tedavilerinde birden fazla epilepsi ilacını birlikte ve uzun süre kullanmalarına rağmen bilinç kaybı devam etmektedir. Bu hastaları, ilaca dirençli hasta olarak kabul etmekteyiz." diye konuştu.
Karadaş, epilepsi nöbetlerine bağlı uzun dönemde ortaya çıkan yaralanma, zihinsel ve psikolojik problemlerin hem hasta hem de hasta yakınlarının yaşam kalitesini ileri düzeyde bozduğuna işaret ederek, bu hastaların mutlaka epilepsi merkezlerine başvurmaları gerektiğini kaydetti.
"HASTA NÖBETİNİ KONTROL EDEBİLİR"
Epilepsi merkezine başvuran ilaca dirençli hastaların beyin dalgalarının ölçüldüğünü anlatan Karadaş, "pil" uygulamasının nöbetlerin kontrol altına alınmasında en etkili yöntemlerden birisi olduğunu söyledi.
Karadaş, yaklaşık bir saat süren cerrahi işlem esnasında, boynun sol kısmıyla göğüs alanına 3-4 santimetrelik kesi yapıldığını belirterek, takılan ölçüm cihazı ve pille gerekli ayarlamaların gerçekleştirildiğini söyledi.
İlaca dirençli epilepsi hastasına uygulanan pilin, vagal sinirini uyararak beyine belirli aralıkla uyarılar gönderdiğini anlatan Karadaş, şunları kaydetti:
"Bu uyarılar, beyinde 'inhibitör nörotransmitter' denilen deşarjları baskılayıcı kimyasal maddeleri salgılatarak etki oluşturur ve nöbetlerde azalma sağlar. Ayrıca bu kimyasal maddeler ruhsal durum ve yaşam kalitesini düzeltmede de etkili olurlar. Ayarlanabilir olması, hastaların nöbet geleceğini hissettiklerinde uyarı vererek, nöbeti atlatabilmeleri veya nöbet şiddetini azaltabilmeleri, ilaca dirençli epilepsi hastalarına uygulanan pilin en önemli avantajı."