Disleksi, okumayı öğrenmede, hecelemede ve genel sembolik bilgileri anlamada güçlük çekme durumlarıdır. Disleksi ilk defa tarihler 1896’yı gösterdiğinde 1896’da İngiltere Sussex’te W. Pringle Morgan adında bir doktor tarafından tanımlanmıştır.
Bir kelimeyi sökmeye çalışan bir dislektiğin beyninin hangi bölgelerinin işlevsellik kazandığını gösteren beyin taramaları, beynin arka tarafının hareketsiz kaldığını, ön kısımlarının ise faal olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Disleksi, daha çok çocukluk döneminde, okumaya başlama aşamasında fark edilir. Disleksi bir hastalık değil, okumayla ilgili zihinsel süreçlere ait bir farklılıktır.
DİSLEKSİ NEDEN OLUR?
Disleksi, genellikle aynı ailenin bireylerinde görülür. Beynin okumayı ve dili yöneten bölümünü yöneten genler ile çeşitli çevresel faktörler ile bağlantılı olduğu düşünülmektedir.
Ailede disleksi veya diğer öğrenme güçlükleri görülmesinin yanı sıra erken doğum veya doğumda düşük ağırlık, hamilelik sırasında fetüsün beyin gelişimini değiştirebilecek nikotine, ilaçlara, alkole veya enfeksiyona maruz kalma ile beynin okumayı sağlayan çeşitli bölümleri arasındaki uyumsuzlukları disleksi riskini yükseltebilir.
Disleksi, öğrenme zorluğu dahil olmak üzere çeşitli sorunlara yol açabilir. Okuma, diğer okul derslerinin çoğu için temel bir beceri olduğundan, disleksi olan bir çocuk çoğu derste dezavantajlıdır ve akranlarına ayak uydurmakta zorlanabilir.
Disleksi tedavi edilmediği takdirde, çocuklarda küçük yaştan itibaren özgüven sorunlarına, davranış sorunlarına, kaygıya, saldırganlığa, arkadaşlardan, ebeveynlerden ve öğretmenlerden kaçınmaya yol açabilir.
Okuma ve yetersizlik bir çocuğun büyüdükçe kendi potansiyeline ulaşmasını engelleyebilir. Bu nedenle yetişkinlerde disleksinin uzun vadeli eğitimsel, sosyal ve ekonomik sonuçları olabilir.
Disleksi olan çocuklar aynı zamanda dikkat eksikliği / hiperaktivite bozukluğu, yani kısaca DEHB riski altındadır. Bunun tersi de geçerlidir. DEHB, hiperaktivite ve dürtüsel davranışlar nedeniyle disleksiyi tedavi etmeyi zorlaştırabilir.
DİSLEKSİ BELİRTİLERİ NELERDİR?
Disleksi, halk arasında genelde bir okuma problemi olarak bilinir. Bunun nedeni disleksinin teşhis edilmesinin çoğunlukla ilköğretimde okuma yazma eğitimi sırasında gerçekleşmesinden kaynaklanır. Nitekim birçok ebeveyn, çocukları okul çağına gelene kadar bir sorun olduğunu anlamayacaktır. Bununla birlikte disleksi için erken dönemde dikkat edilmesi gereken birkaç gösterge mevcuttur. Disleksinin belirtileri şu şekilde sıralanabilir:
Okul öncesi çocuklar için;
-Sesleri karıştırmakla birlikte kelime oluşturmadaki zorluk
-Uzun kelimeleri doğru bir şekilde telaffuz edememe
-Bir hikayeyi olayların doğru sırasına göre yeniden anlatmanın zorluğu.
-Yeni kelimeleri öğrenmekte gecikme
-Tekerlemeleri öğrenmede ve söylemede güçlük
Okula başlayan çocuklarda da en yaygın disleksi belirtileri ise şunlardır:
-Okumaya başlamada zorluk (Ortalamanın altında okuma seviyelerine sahip olmak)
-Okurken bazı görsel rahatsızlıklar (Örneğin disleksili bir çocuk harfleri ve kelimeleri etrafta hareket ediyor veya bulanık görünüyormuş gibi tanımlayabilir)
-Farklı sesleri tanımakta, duymakta veya söylemekte güçlük çekme
-Kelimeleri yanlış şekilde heceleme
-Harflerin ve sayıların sıralamalarını karıştırma, hatırlayamama
-Sınıfta yüksek sesle okumaktan kaçınmaya çalışmak
-Soruları sözlü olarak iyi bir şekilde cevaplayabilse de cevabı yazmakta güçlük çekmek
-Harfleri ve rakamları yanlış yerleştirmek (örneğin "9" yerine "6" veya "d" yerine "b" yazmak gibi)
Yukarıda bahsedilen sorunların yanı sıra, daha büyük çocuklarda ve yetişkinlerde de disleksi belirtileri-semptomları şunları içerebilir:
-Kelimeleri yanlış telaffuz etmek
-Yeni bir dil öğrenmeye çalışırken büyük zorluk yaşama
-Okumaktan ve yazmaktan sürekli kaçınma davranışı
-PIN kodu, telefon şifresi, bilgisayar şifresi veya telefon numarası gibi şeyleri hatırlamakta zorlanmak
-Belirli bir konu hakkında çok bilgili olsalar dahi, bildiklerini yazılı olarak ifade etmekte sorunlar
-Genellikle, ortalamanın üzerinde bir uzamsal yetenek (Kişi örneğin sanat, tasarım, veya mühendislikte yetenekli olabilir.
DİSLEKSİ TEŞHİSİ NASIL KONULUR?
Disleksi teşhis edebilecek belirli ve tek bir test yoktur, ancak teşhis esnasında bir dizi faktör göz önünde bulundurulur:
-Başvurulan doktor çocuğun gelişimi, eğitim sorunları ve tıbbi geçmişi hakkında sorular sorarak, aile üyelerinin herhangi bir öğrenme özrü olup olmadığı da dahil olmak üzere, ailede mevcut herhangi bir tıbbi durum hakkında bilgi edinmek isteyecektir.
-Doktor evde strese yol açacak herhangi bir sorun olup olmadığını belirlemek üzere aile ve ev yaşamı hakkında sorular sorabilir.
-Doktor çocuğun, aile üyelerinin veya öğretmenlerin cevaplaması için yazılı sorular içeren bir anket verebilir. Çocuğun okuma ve dil becerilerini belirlemek için bazı testleri yapmasını isteyebilir.
-Doktor tarafından gerçekleştirilecek görme, işitme ve nörolojik testler başka bir tıbbi bozukluğun çocukta zayıf okuma yeteneğine neden olup olmadığını belirlemeye yardımcı olabilir.
-Doktor çocuğunuzun zihinsel sağlığını daha iyi anlamak için çocuğa ve ebeveynlerine psikolojik testlerde bulunan soruları sorabilir. Bu sayede sosyal sorunların, kaygı veya depresyonun çocuğun yeteneklerini sınırlayıp sınırlayamadığını belirlemeye yardımcı olabilir.
-Okuma ve diğer akademik becerileri test etmek üzere çocuğa bir dizi eğitim testi yapılabilir. Bu testler sayesinde bir okuma uzmanı tarafından çocuğun okuma becerisinin seviyesi ve kalitesi analiz edilebilir.
DİSLEKSİ ÇEŞİTLERİ NELERDİR?
Altı farklı disleksi türü vardır. Disleksi türleri şunlardır:
Birincil tip disleksi
Dislekside en yaygın tür birincil türdür. Serebral kortekste disfonksiyon olduğunda ortaya çıkar. Birincil tip kalıtsaldır, yaşam boyu devam eder.
İkincil tip (Gelişimsel) disleksi
Fetal gelişim sırasında beyin gelişiminin erken aşamalarında başlar. Birincil türün aksine disleksinin bu formu yaşla birlikte azalacaktır. Bu disleksi türü erkeklerde, kadınlara nazaran daha sık görünür.
Travma tipi disleksi
Travma tipi disleksi, beynin okuma ve yazmayı kontrol eden bölgesinde fiziksel bir yaralanma olduğunda ortaya çıkar.
Fonolojik disleksi
Her dilde, kelimeleri oluşturmak için tekrar tekrar kullandığı ortak sesler vardır. Disleksi hastaları, ana dillerini konuşmak için ihtiyaç duydukları sesleri üretme ve işleme konusunda hiçbir sorun yaşamazlar. Buradaki zorluk, bir kelimeyi oluşturan tek tek sesleri tanımlamakla birlikte gelir. Okumada sesler önemli gibi görünmeyebilir, ancak çocukların okumayı öğrenirken atmaları gereken ilk adımlardan biri kelimelerin kodunu çözmektir. Disleksinin bu türünde işitselden daha çok görsel işleme sorunu ön plana çıkar.
Yüzey disleksi
Yani Sözcüklerin tanınması ve yazılmasında zorluk çekilen türüdür.
Görsel disleksi
Görsel Disleksi görsel işlemeyi etkiler: yani beyin, gözlerin gördüklerinin tam resmini alamaz. Bu, harf oluşturmayı öğrenmek ve aynı zamanda sözcüklerdeki doğru harf dizilerini hatırlamanın anahtar olduğu bir süreç olan yazım konusunda ustalaşmak için ciddi sonuçlar doğurabilir.
DİSLEKSİ NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Disleksi hastalarına yardımcı olmak için çeşitli teknikler ve stratejiler kullanılır. Bunlardan bazıları kayıt altına alınan dersi tekrar dinleyebilmek, kitapları okumak yerine dinlemek, yazım ve dilbilgisini kontrol etmek için bazı bilgisayar yazılımlarını kullanmayı içerir. Disleksi tedavisi, konuşma ve dil terapistleri, özel eğitim öğretmenleriyle temas kurmayı da kapsar.
Disleksik çocukların çoğu öğrenme güçlüklerine uyum sağlar ve normal bir sınıfta eğitim almaya devam edebilirken bazı disleksik çocuklar için özel eğitim gerekebilir. Disleksiyi ortadan kaldıracak ilaç tedavisi bulunmamaktadır. Ancak disleksiye eşlik eden psikiyatrik bir hastalık mevcutsa söz konusu hastalıkların tedavi edilmesi çok önemlidir.
Disleksili çocukların başarısı disleksinin ne kadar şiddetli olduğuna, ne kadar erken teşhis edildiğine ve tedavinin kalitesine bağlıdır.
-Disleksi tedavisi için özetle şu hususlara dikkat edilmelidir:
-Çocuğunuzun beyninin daha kolay tanımlayabileceği belirli yazı tiplerini kullanma
-Artikülasyon problemlerini ele almak için konuşma ve dil terapisi alma
Kelimeleri en küçük ses birimlerine ayırmayı içeren fonemik farkındalığın öğretilmesi
-Okurken güçlük çekilen kelimeleri tekrar tekrar okutarak pratiklik kazandırmak gibi disleksi egzersizlerinin uygulanması
-Dil becerilerinin yazılı veya sözlü kelimelere resimler, nesneler veya -seslerin eşlik ettiği çoklu duyusal terapinin kullanılması
-Gerek duyulması halinde dislektik çocuğa bu alanda uzmanlaşmış kişiler tarafından bireysel yada grup halinde özel bir eğitim verilmesi,
DİSLEKSİLİ ÇOCUĞU OLAN AİLELER NELERE DİKKAT ETMELİDİR?
-Anne baba disleksili çocuğuyla diğer çocukları kıyaslamamalı, bu özel durumu inkar etmeden kabullenmelidir.
-Aile çocuğuna karşı tutarlı davranmalıdır. Yani bir gün hoşgörülü sabırlı olan anne-baba diğer gün çocuğuna karşı farklı bir tutum almamalıdır.
-Her çocuğun kendine ait ilgi ve yetenekleri olduğu bilinmeli, çocuk yapamadığı şeyler üzerinden baskı altına alınmamalıdır.
-Aile okulda öğretmenlerle yakın bir iletişimde bulunmalıdır.
-Aile tutum ve davranışlarıyla çocuğuna güven vermeli, onu sosyal faaliyetlere yönlendirebilmeli, teşvik edici söylemlerde bulunmalıdır.
-Çocuk toplumdan kesinlikle uzaklaştırılmamalıdır.
-Aile dislektik çocuklarına okul dışında da gerekli destekleyici eğitim ve çalışmaların yapılmasını sağlamaya çaba sarf etmelidir.
-Çocuğa yeterli şekilde ilgi ve sevgi gösterilmelidir.
DİSLEKSİ ÖNLENEBİLİR Mİ?
Disleksiyi önlemenin bilinen bir yolu yoktur; ancak disleksiye neden olan nörolojik problemler doğum öncesi faktörlerle ilişkili olabileceğinden örneğin erken doğumun disleksi için daha yüksek risk altında girmeye neden olduğu gibi faktörlerden kaçınmak adına, sağlıklı bir hamilelik için olağan önerileri takip etmek akıllıca olacaktır.