İlişkili Haberler
24 Mart Dünya Tüberküloz Günü nedeniyle açıklama yapan Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD), tüm dünyayı etkisi altına alan corona virüs gibi solunum yoluyla bulaşan ve önemli bir halk sağlığı sorunu olan vereme dikkat çekti.
TÜSAD Tüberküloz Çalışma Grubundan Doç. Dr. Dursun Tatar, tüberkülozun en erken ve en sık belirtisinin 2-3 haftadan uzun süren öksürük, ateş, gece terlemesi, iştahsızlık, kilo kaybı, yorgunluk, halsizlik, balgam çıkarma, kan tükürme, nefes darlığı, göğüs ve sırt ağrısı olduğunu söyledi.
Tanısı konulmamış tüberküloz hastalarının en önemli bulaş kaynağı olduğunu belirten Tatar, “Bu nedenle tüberküloz hastalığından korunmada en etkili yol bulaştırıcı olgulara hızla tanı konulup uygun tedavinin başlanmasıdır” dedi.
Öksürme ve hapşırma ile ortama yayılan mikrobun solunum yolu ile alınması sonucu oldukça kolay bir şekilde bulaşabildiğinden tüberkülozun her dönemde önemli bir sağlık sorunu olduğuna dikkat çeken Dr. Tatar, “Corona virus salgını nedeniyle zor günler yaşadığımız bu günlerde, benzer hijyen tedbirleri ile kendimizi, sevdiklerimizi ve çevremizi bulaşıcı hastalıklardan koruyabiliriz. Bu tedbirleri uygulamak tüberküloz hastalığı bulaşını da önleme konusunda ciddi bir sorumluluktur. Tüberkülozlu hastanın etkili bir şekilde tedavi edilmesi hem hasta hem de toplum için hayati önem taşıyor” şeklinde konuştu.
“KARARLI POLİTİKALARA DEVAM EDİLMELİ”
Dünya Sağlık Örgütü tarafından “Tüberkülozu Sonlandırma Stratejisi” yürütüldüğünü hatırlatan Tatar, “Türkiye genelinde tüberküloz hastalığı görülme sıklığı azalmasına karşın, dünya genelinde enfeksiyon nedenli ölümlerin en fazla görüldüğü hastalıklardan biri olmaya devam ediyor. Bu nedenle ülkemizde tüberküloz konusunda uygulanan kararlı politika sürdürülmeli, bu hastalığa karşı sosyal ve toplumsal desteğe devam edilmeli” ifadelerini kullandı.
TÜSAD Tüberküloz Çalışma Grubundan Doç. Dr. Dursun Tatar, tüberkülozun en erken ve en sık belirtisinin 2-3 haftadan uzun süren öksürük, ateş, gece terlemesi, iştahsızlık, kilo kaybı, yorgunluk, halsizlik, balgam çıkarma, kan tükürme, nefes darlığı, göğüs ve sırt ağrısı olduğunu söyledi.
Tanısı konulmamış tüberküloz hastalarının en önemli bulaş kaynağı olduğunu belirten Tatar, “Bu nedenle tüberküloz hastalığından korunmada en etkili yol bulaştırıcı olgulara hızla tanı konulup uygun tedavinin başlanmasıdır” dedi.
Öksürme ve hapşırma ile ortama yayılan mikrobun solunum yolu ile alınması sonucu oldukça kolay bir şekilde bulaşabildiğinden tüberkülozun her dönemde önemli bir sağlık sorunu olduğuna dikkat çeken Dr. Tatar, “Corona virus salgını nedeniyle zor günler yaşadığımız bu günlerde, benzer hijyen tedbirleri ile kendimizi, sevdiklerimizi ve çevremizi bulaşıcı hastalıklardan koruyabiliriz. Bu tedbirleri uygulamak tüberküloz hastalığı bulaşını da önleme konusunda ciddi bir sorumluluktur. Tüberkülozlu hastanın etkili bir şekilde tedavi edilmesi hem hasta hem de toplum için hayati önem taşıyor” şeklinde konuştu.
“KARARLI POLİTİKALARA DEVAM EDİLMELİ”
Dünya Sağlık Örgütü tarafından “Tüberkülozu Sonlandırma Stratejisi” yürütüldüğünü hatırlatan Tatar, “Türkiye genelinde tüberküloz hastalığı görülme sıklığı azalmasına karşın, dünya genelinde enfeksiyon nedenli ölümlerin en fazla görüldüğü hastalıklardan biri olmaya devam ediyor. Bu nedenle ülkemizde tüberküloz konusunda uygulanan kararlı politika sürdürülmeli, bu hastalığa karşı sosyal ve toplumsal desteğe devam edilmeli” ifadelerini kullandı.