İlişkili Haberler
Bağışıklama, aşıyla önlenebilir hastalıkların ve ölümlerin önlenmesi açısından en önemli toplum sağlığı müdahaleleri arasında yer alıyor. Çocukluk çağından başlayan aşı uygulamalarının hem aşılanan çocukları hem de toplumun genel sağlığını garanti altına aldığının altını çizen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayşe Sokullu, “Halihazırda hepatit B, hepatit A, difteri, boğmaca, tetanoz, hemophilus influenza, çocuk felci, kızamık, kızamıkçık, kabakulak, suçiçeği ve verem aşıları ulusal aşı programında tüm yeni doğanlara ücretsiz uygulanıyor. Bunlar dışında Sağlık Bakanlığı ruhsatı ile yapılmasına izin verilen fakat henüz ulusal aşı programında kitlesel aşılamaya dahil edilmeyen Rotavirus ve meningokok aşıları da uygulanabiliyor” dedi.
“AŞI İLE OTİZM ARASINDA BİR BAĞLANTI YOK”
Aşıların en sık görülen yan etkileri arasında, enjeksiyon şeklinde verilenlerde lokal olarak aşılama yerinde ağrı, hassasiyet ve kızarıklık; sistemik olarak da ateş olabileceğini hatırlatan Sokullu, “Rotavirus ve OPV aşıları gibi sindirim sistemine verilenlerde geçici bağırsak hareket değişiklikleri görülebilir. BCG (verem) aşısına özel olarak aşılamadan 4-6 hafta sonra aşı yerinde oluşan sivilce benzeri lezyon aşının beklenen etkisidir. Bunlar dışında her aşı uygulamasında aşı bileşenlerinden herhangi birine duyarlık olasılığı vardır. Bu tür durumlarda ilgili aşının yapılmaması gerekir. Aşılara bağlı olarak sıklığı arttığı düşünülen otizm gibi hastalıklarla aşılar arasında bağlantı olduğunu kanıtlayan yeterli sayıda uygun bilimsel veri bulunamamıştır” şeklinde konuştu.
“AŞIYI REDDEDENLER SADECE KENDİLERİNİ DEĞİL TÜM TOPLUM SAĞLIĞINI ETKİLEYEBİLİR”
Türkiye’de ulusal bağışıklama programının yüzde 97’lere varan uygulama rakamlarına ulaşsa da zaman zaman aşı karşıtlığı ya da Türkiye’ye yabancı ülkelerden giriş yapan aşısız göç grupları sebebiyle hastalık sıklığının tekrar artış gösterdiği durumlarla karşılaşılabildiğine dikkat çeken Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı, “Aşı olmak kişisel sağlığı sağlasa da ancak kitlesel aşılamalarla hastalıklar yok edilebilir. Bu anlamda kişisel olarak aşıyı reddedenler sadece kendilerinin değil tüm toplumun sağlığını tehdit altında bırakmaktalar” dedi.
“AŞI İLE OTİZM ARASINDA BİR BAĞLANTI YOK”
Aşıların en sık görülen yan etkileri arasında, enjeksiyon şeklinde verilenlerde lokal olarak aşılama yerinde ağrı, hassasiyet ve kızarıklık; sistemik olarak da ateş olabileceğini hatırlatan Sokullu, “Rotavirus ve OPV aşıları gibi sindirim sistemine verilenlerde geçici bağırsak hareket değişiklikleri görülebilir. BCG (verem) aşısına özel olarak aşılamadan 4-6 hafta sonra aşı yerinde oluşan sivilce benzeri lezyon aşının beklenen etkisidir. Bunlar dışında her aşı uygulamasında aşı bileşenlerinden herhangi birine duyarlık olasılığı vardır. Bu tür durumlarda ilgili aşının yapılmaması gerekir. Aşılara bağlı olarak sıklığı arttığı düşünülen otizm gibi hastalıklarla aşılar arasında bağlantı olduğunu kanıtlayan yeterli sayıda uygun bilimsel veri bulunamamıştır” şeklinde konuştu.
“AŞIYI REDDEDENLER SADECE KENDİLERİNİ DEĞİL TÜM TOPLUM SAĞLIĞINI ETKİLEYEBİLİR”
Türkiye’de ulusal bağışıklama programının yüzde 97’lere varan uygulama rakamlarına ulaşsa da zaman zaman aşı karşıtlığı ya da Türkiye’ye yabancı ülkelerden giriş yapan aşısız göç grupları sebebiyle hastalık sıklığının tekrar artış gösterdiği durumlarla karşılaşılabildiğine dikkat çeken Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı, “Aşı olmak kişisel sağlığı sağlasa da ancak kitlesel aşılamalarla hastalıklar yok edilebilir. Bu anlamda kişisel olarak aşıyı reddedenler sadece kendilerinin değil tüm toplumun sağlığını tehdit altında bırakmaktalar” dedi.
“İLK 12-18 AYLIK ÇOCUKLARIN AŞILARI AKSATILMAMALI”
Aşıları herhangi bir sebeple yapılmamış ya da ara verilmiş çocuklar için yaş ve yapılmış aşı miktarına göre özel uygulamalarla aşı programının tamamlanmasının mümkün olduğunu belirten Dr. Sokullu, “Kaçırılmış aşılar tamamlanabilir” hatırlatmasında bulundu.
Aralık 2019 itibarıyla tüm dünyada yaşanan Covid-19 salgını kapsamında “evde kal” kampanyaları sırasında bile aşı önceliği olan 12-18 aylık çocuk grubunun uygun şartlar oluşturularak aşılanması için çaba gösterilmesi gerektiğini söyleyen Dr. Ayşe Sokullu, “Zira bu grubun aşı ile önlenebilecek hastalıklardan korunamaması salgın sırasında sağlık hizmeti almanın zorlukları sebebi ile ekstra sorun yaratabilir. Gerek aile sağlığı merkezleri gerek özel hastane/muayenehane ortamlarında sağlıklı çocuklar için hijyenik ortamlar sağlanarak ve aileler de kişisel korunma önlemlerini alarak aşılamalar yapılmalı. 18 ay sonrası aşılar için daha esnek davranılabilir, bu dönemde birkaç aylık ötelemelerde sakınca olmaz” ifadelerini kullandı.
“SAĞLIK KURULUŞUNA GİDERKEN MASKE KULLANIMINA VE EL TEMİZLİĞİNE DİKKAT EDİLMELİ”
Salgın sürecinde yakın temaslardan ve gereksiz evden çıkmalardan korunmanın önemli olduğuna değinen Dr. Sokullu, “Hastaneye veya herhangi bir sağlık kuruluşuna gelmek gerektiğinde maske kullanılmalı, el temizliğine özen gösterilmeli. Ellerle yüze, göze, burna teması en aza indirmek için farkındalık yaratacak aktiviteler anlayacak yaşta çocuklara öğretilmeli. Eldiven sadece özel durumlarda kirli bir işlem yapılırken takılıp sonra çıkarılması gerekir, aynı eldivenle günü geçirmek bulaş açısından tehlikelidir” şeklinde konuştu.
VİDEO: AŞI REDDİNİN SONUÇLARI NELER OLABİLİR?
Aşıları herhangi bir sebeple yapılmamış ya da ara verilmiş çocuklar için yaş ve yapılmış aşı miktarına göre özel uygulamalarla aşı programının tamamlanmasının mümkün olduğunu belirten Dr. Sokullu, “Kaçırılmış aşılar tamamlanabilir” hatırlatmasında bulundu.
Aralık 2019 itibarıyla tüm dünyada yaşanan Covid-19 salgını kapsamında “evde kal” kampanyaları sırasında bile aşı önceliği olan 12-18 aylık çocuk grubunun uygun şartlar oluşturularak aşılanması için çaba gösterilmesi gerektiğini söyleyen Dr. Ayşe Sokullu, “Zira bu grubun aşı ile önlenebilecek hastalıklardan korunamaması salgın sırasında sağlık hizmeti almanın zorlukları sebebi ile ekstra sorun yaratabilir. Gerek aile sağlığı merkezleri gerek özel hastane/muayenehane ortamlarında sağlıklı çocuklar için hijyenik ortamlar sağlanarak ve aileler de kişisel korunma önlemlerini alarak aşılamalar yapılmalı. 18 ay sonrası aşılar için daha esnek davranılabilir, bu dönemde birkaç aylık ötelemelerde sakınca olmaz” ifadelerini kullandı.
“SAĞLIK KURULUŞUNA GİDERKEN MASKE KULLANIMINA VE EL TEMİZLİĞİNE DİKKAT EDİLMELİ”
Salgın sürecinde yakın temaslardan ve gereksiz evden çıkmalardan korunmanın önemli olduğuna değinen Dr. Sokullu, “Hastaneye veya herhangi bir sağlık kuruluşuna gelmek gerektiğinde maske kullanılmalı, el temizliğine özen gösterilmeli. Ellerle yüze, göze, burna teması en aza indirmek için farkındalık yaratacak aktiviteler anlayacak yaşta çocuklara öğretilmeli. Eldiven sadece özel durumlarda kirli bir işlem yapılırken takılıp sonra çıkarılması gerekir, aynı eldivenle günü geçirmek bulaş açısından tehlikelidir” şeklinde konuştu.
VİDEO: AŞI REDDİNİN SONUÇLARI NELER OLABİLİR?