İlişkili Haberler
11 Ekim Dünya Obezite Günü nedeniyle bir toplantı düzenleyen Türk Böbrek Vakfının 2017 yılında ana hedefi “Çocuklarda Obezitenin Önlenmesi”.
Çocukluk çağı obezitesinde her geçen gün görülen artışın gelecek nesilleri tehlikeye attığını belirten Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk, ülkemizde 3 milyonun üzerinde belirlenmiş obezin 1,8 milyonunun 0-18 yaş aralığındaki çocuklar olduğunu söyledi.
Obeziteye bağlı komplikasyonların kalp sağlığından böbrek sağlığına kadar çok yönlü olduğunu vurgulayan Erk, “Endokrinoloji, metabolizma, kardiyoloji ve nefroloji gibi pek çok tıp alanını ilgilendiren obeziteyle mücadele konusunda aileler ve öğretmenlere çok iş düşüyor. Özellikle böbrek sağlığı yönünden, sağlıklı nesiller için çocuklarda beslenme odaklı çalışmalarına ara vermeden devam ediyoruz” dedi.
ÇOCUKLAR NEDEN OBEZ OLUYOR?
Çocukluk çağındaki obezitenin başlıca nedeni beslenme alışkanlıklarındaki değişikler. Son yıllarda hazır gıda üretiminde mısır şurubundan elde edilen nişasta bazlı şeker yoğun olarak kullanılıyor. İnsan metabolizmasıyla uyumlu olmayan bu şeker, yüksek glisemik indeks değeri nedeniyle obeziteyi tetikleyici bir öğe olarak karşımıza çıkıyor. Çocuklar şeker eklenmiş meşrubat ve atıştırmalıklara her yerde kolayca ulaşabiliyorlar. Hareketsizlik ve bilgisayar başında oturularak geçirilen sürenin gittikçe artması da obeziteyi kolaylaştırıyor.
“HER ŞEYİ TURFANDA OLARAK YİYİN”
Türkiye’de 3 milyonu aşkın obez bulunduğunu ve bunların % 60'ının çocuk olduğunu belirten Erk, çocukların fazla miktarda gazlı içecek tükettiklerini belirterek şöyle devam etti:
Çocukluk çağı obezitesinde her geçen gün görülen artışın gelecek nesilleri tehlikeye attığını belirten Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk, ülkemizde 3 milyonun üzerinde belirlenmiş obezin 1,8 milyonunun 0-18 yaş aralığındaki çocuklar olduğunu söyledi.
Obeziteye bağlı komplikasyonların kalp sağlığından böbrek sağlığına kadar çok yönlü olduğunu vurgulayan Erk, “Endokrinoloji, metabolizma, kardiyoloji ve nefroloji gibi pek çok tıp alanını ilgilendiren obeziteyle mücadele konusunda aileler ve öğretmenlere çok iş düşüyor. Özellikle böbrek sağlığı yönünden, sağlıklı nesiller için çocuklarda beslenme odaklı çalışmalarına ara vermeden devam ediyoruz” dedi.
ÇOCUKLAR NEDEN OBEZ OLUYOR?
Çocukluk çağındaki obezitenin başlıca nedeni beslenme alışkanlıklarındaki değişikler. Son yıllarda hazır gıda üretiminde mısır şurubundan elde edilen nişasta bazlı şeker yoğun olarak kullanılıyor. İnsan metabolizmasıyla uyumlu olmayan bu şeker, yüksek glisemik indeks değeri nedeniyle obeziteyi tetikleyici bir öğe olarak karşımıza çıkıyor. Çocuklar şeker eklenmiş meşrubat ve atıştırmalıklara her yerde kolayca ulaşabiliyorlar. Hareketsizlik ve bilgisayar başında oturularak geçirilen sürenin gittikçe artması da obeziteyi kolaylaştırıyor.
“HER ŞEYİ TURFANDA OLARAK YİYİN”
Türkiye’de 3 milyonu aşkın obez bulunduğunu ve bunların % 60'ının çocuk olduğunu belirten Erk, çocukların fazla miktarda gazlı içecek tükettiklerini belirterek şöyle devam etti:
“Biz, 2017 yılı için çocuklarda obezite mücadelesi yapmak kararı aldık. Bunda Sağlık Bakanlığı ile tıpkı tuz tüketiminin azaltılması gibi belli hamlelere başladık. Paketlenmiş endüstriyel şekerli gıdalar söz konusu. Bunları mümkün olduğu kadar azaltacağız. Çünkü içinde ucuz olduğu için mısır nişasta şurubundan elde edilmiş şeker var. Bunları yerine elimizden geldiği kadar Türkiye'nin milli içeceği olan ayranı ya da geleneksel meyve kompostosunu tercih edeceğiz. Daha aza gazlı içecek içeceğiz. Paketlenmiş şekerli gıdalar yerine doğal, Türkiye'de üretilen kuru kayısı, fındık, fıstık, ceviz ve kuru üzüm gibi gıdaları tercih etmekte fayda var. Kuru gıdaları 12 ay bulabiliyoruz. Biz çocuklara diyoruz ki, her şeyi turfanda olarak yiyin. 12 ay domates yemenize gerek yok. Domatesi zamanında yemekte fayda var.''
ÇOCUKLARA HAREKET EDEBİLECEKLERİ GENİŞ ALANLAR BIRAKIN
Çocuk Endokrinolojisi Uzmanı Prof. Dr. Olcay Evliyaoğlu, obeziteyi önlemenin aile ve devlet ayağı olmak üzere iki yönlü olduğunu belirtti. Ailenin doğru ve düzgün beslenmede çok önemli olduğunu vurgulayan Evliyaoğlu, şunları söyledi:
“Buna çocuğun beslenmesi demek doğru değil, ailenin düzgün beslenmesidir. Mutlaka kahvaltı öneriyoruz . Kahvaltı yapmayan çocuklarda obezitenin daha sık olduğunu biliyoruz. Beslenme alışkanlıkları geleneksel tencere yemekleri ile olmadır. Televizyon seyrederek değil, bir sohbet ortamında ve bir sosyal olaymış gibi beslenme yapılmadır. Sağlıklı besinler çocuklara sunulmadır. Ailelerin hareketi desteklemesi gerekiyor. Devlet ayağında da beslenme ve hareket ekseninde gideceğiz. Beslenme konusunda iyi gelişmeler oldu. Okul kantinleri biraz düzenlendi. Gazlı içecekler artık satılmıyor. Bunların devam etmesi lazım. Okuldaki beslenmenin çok iyi ele alınması gerekiyor. Hareket kısmı da çok önemli. Çocuklara hareket edebilecekleri geniş alanların bırakılması gerekiyor.”
KRONİK HASTALIKLARDA ÖNLENEBİLİR RİSK FAKTÖRÜ
Obezitenin kronik böbrek hastalığının önlenebilir risk faktörlerinden en önemlisi olduğunu aktaran Çocuk Nefrolojisi Uzmanı Prof. Dr. Lale Sever de “Çünkü, böbrekleri hasara uğratan başlıca iki hastalığa yol açar. Biri diyabet, diğeri ise hipertansiyondur” ifadesini kullandı.
SPOR VE SAĞLIKLI BESLENME İLE 56 KİLO VERDİ
ÇOCUKLARA HAREKET EDEBİLECEKLERİ GENİŞ ALANLAR BIRAKIN
Çocuk Endokrinolojisi Uzmanı Prof. Dr. Olcay Evliyaoğlu, obeziteyi önlemenin aile ve devlet ayağı olmak üzere iki yönlü olduğunu belirtti. Ailenin doğru ve düzgün beslenmede çok önemli olduğunu vurgulayan Evliyaoğlu, şunları söyledi:
“Buna çocuğun beslenmesi demek doğru değil, ailenin düzgün beslenmesidir. Mutlaka kahvaltı öneriyoruz . Kahvaltı yapmayan çocuklarda obezitenin daha sık olduğunu biliyoruz. Beslenme alışkanlıkları geleneksel tencere yemekleri ile olmadır. Televizyon seyrederek değil, bir sohbet ortamında ve bir sosyal olaymış gibi beslenme yapılmadır. Sağlıklı besinler çocuklara sunulmadır. Ailelerin hareketi desteklemesi gerekiyor. Devlet ayağında da beslenme ve hareket ekseninde gideceğiz. Beslenme konusunda iyi gelişmeler oldu. Okul kantinleri biraz düzenlendi. Gazlı içecekler artık satılmıyor. Bunların devam etmesi lazım. Okuldaki beslenmenin çok iyi ele alınması gerekiyor. Hareket kısmı da çok önemli. Çocuklara hareket edebilecekleri geniş alanların bırakılması gerekiyor.”
KRONİK HASTALIKLARDA ÖNLENEBİLİR RİSK FAKTÖRÜ
Obezitenin kronik böbrek hastalığının önlenebilir risk faktörlerinden en önemlisi olduğunu aktaran Çocuk Nefrolojisi Uzmanı Prof. Dr. Lale Sever de “Çünkü, böbrekleri hasara uğratan başlıca iki hastalığa yol açar. Biri diyabet, diğeri ise hipertansiyondur” ifadesini kullandı.
SPOR VE SAĞLIKLI BESLENME İLE 56 KİLO VERDİ
İlkokulda aşırı kilo almaya başlayan ve 147 kiloya ulaşan 16 Yaşındaki Oğuzhan Aydın obeziteyle mücadelesini şu şekilde anlattı:
“Bunun nedeni; bilgisayar başında sürekli oturarak zaman geçirmem ve yediğim abur cuburlar. 147 kiloya geldiğimde ise, rahat nefes alamaz, uzun yürüyüşler yapamaz olmuştum. Beni ikinci annem dediğim spor hocam Semra Demirer motive etti. Benim için çok zor oldu, pes ettiğim zamanlarda bana güç verdi. Eğer Semra Hocam ve Basket koçum Seyit Ahmet Sözen olmasaydı başarabilir miydim, emin değilim. Onlar benim kendime inanmamı sağladılar. Destekleri ile tam 56 kilo verdim. Şimdi UPS Spor Kulübü’nde lisanslı olarak basket oynuyorum. Bu zor süreçte bağımlı olduğum ve bana zarardan başka hiç bişey vermeyen şekeri, ekmeği ve tuzu hayatımdan çıkardım. Yemek yeme konusunda düzenim tamamen değişti. Canım abur cubur istediğinde fındık, ceviz, hurma gibi faydalı yiyecekleri yiyorum. Pirinç pilavı yerine bulgur pilavı yiyorum. Birçok yaşıtıma hayatım çok tatsız gelebilir ama ben hayatın tadına yeni yeni varmaya başladım. Benim mücadelem gibi mücadele edenlere tavsiyem; asla pes etmesinler, inançlarını kaybetmezlerse başarı kesinlikle geliyor.”
“Bunun nedeni; bilgisayar başında sürekli oturarak zaman geçirmem ve yediğim abur cuburlar. 147 kiloya geldiğimde ise, rahat nefes alamaz, uzun yürüyüşler yapamaz olmuştum. Beni ikinci annem dediğim spor hocam Semra Demirer motive etti. Benim için çok zor oldu, pes ettiğim zamanlarda bana güç verdi. Eğer Semra Hocam ve Basket koçum Seyit Ahmet Sözen olmasaydı başarabilir miydim, emin değilim. Onlar benim kendime inanmamı sağladılar. Destekleri ile tam 56 kilo verdim. Şimdi UPS Spor Kulübü’nde lisanslı olarak basket oynuyorum. Bu zor süreçte bağımlı olduğum ve bana zarardan başka hiç bişey vermeyen şekeri, ekmeği ve tuzu hayatımdan çıkardım. Yemek yeme konusunda düzenim tamamen değişti. Canım abur cubur istediğinde fındık, ceviz, hurma gibi faydalı yiyecekleri yiyorum. Pirinç pilavı yerine bulgur pilavı yiyorum. Birçok yaşıtıma hayatım çok tatsız gelebilir ama ben hayatın tadına yeni yeni varmaya başladım. Benim mücadelem gibi mücadele edenlere tavsiyem; asla pes etmesinler, inançlarını kaybetmezlerse başarı kesinlikle geliyor.”