İlişkili Haberler
Aynı zamanda Türkiye Yeşilay Cemiyeti Genel Başkanı olan Prof. Dr. Mücahit Öztürk, çocuklarda "yaramazlık" olarak tanımlanan davranış bozukluğunun, "dürtüsellik (kontrol sorunu)" olarak adlandırılan bir hastalık olabileceğini söyledi.
Öztürk, "Dürtüselliği olan çocuklar, erken dönemde tedavi olmadıklarında, ileri dönemlerde ciddi davranış bozukluğu, sosyal, akademik ve ahlaki anlamda sorunlar yaşayabilir" dedi.
Çocuklardaki davranış bozukluğu problemi nedeniyle ebeveynlerin ve okul döneminde de öğretmenlerin önemli sorunlar yaşadığını ifade eden Öztürk, "Bir grup çocuk var ki, ona 'dürtüselliği olan çocuk' diyoruz. Bu çocuklar, kurallar koyulsa uymuyor, 'yapma 'denilenin tersini yapıyor, yani kendini frenleyemiyorlar. Bunun artık bir hastalık olduğunu biliyoruz" şeklinde konuştu.
Öztürk, dürtüselliğin, "dikkat eksikliliği", "hiper aktivite bozukluğu" denilen hastalığın bir alt gurubu olarak tanımlandığını belirterek, şunları söyledi:
"Bu çocuklar yapması gerekenleri çok iyi biliyor. Arkadaşına şiddet uygulama, kötü söz söyleme ya da sınıfın düzenini bozma ve evdeki kurallara uymama gibi olumsuz davranışlarından sonra bu duruma çok üzülüyor ama bir süre sonra tekrar yapıyor. Konuştuğunuzda size hak veriyor ama kendilerini durduramıyorlar. Erken çocukluk döneminde yani 5-6 yaş grubundan önce çocuklar, içerisinde bulundukları durumu 'Anne aslında yapmak istemiyorum ama içimden bir şey bana bunu yaptırıyor' diye ifade ediyor."
Öztürk, "Dürtüselliği olan çocuklar, erken dönemde tedavi olmadıklarında, ileri dönemlerde ciddi davranış bozukluğu, sosyal, akademik ve ahlaki anlamda sorunlar yaşayabilir" dedi.
Çocuklardaki davranış bozukluğu problemi nedeniyle ebeveynlerin ve okul döneminde de öğretmenlerin önemli sorunlar yaşadığını ifade eden Öztürk, "Bir grup çocuk var ki, ona 'dürtüselliği olan çocuk' diyoruz. Bu çocuklar, kurallar koyulsa uymuyor, 'yapma 'denilenin tersini yapıyor, yani kendini frenleyemiyorlar. Bunun artık bir hastalık olduğunu biliyoruz" şeklinde konuştu.
Öztürk, dürtüselliğin, "dikkat eksikliliği", "hiper aktivite bozukluğu" denilen hastalığın bir alt gurubu olarak tanımlandığını belirterek, şunları söyledi:
"Bu çocuklar yapması gerekenleri çok iyi biliyor. Arkadaşına şiddet uygulama, kötü söz söyleme ya da sınıfın düzenini bozma ve evdeki kurallara uymama gibi olumsuz davranışlarından sonra bu duruma çok üzülüyor ama bir süre sonra tekrar yapıyor. Konuştuğunuzda size hak veriyor ama kendilerini durduramıyorlar. Erken çocukluk döneminde yani 5-6 yaş grubundan önce çocuklar, içerisinde bulundukları durumu 'Anne aslında yapmak istemiyorum ama içimden bir şey bana bunu yaptırıyor' diye ifade ediyor."
OKUL BAŞARISINI DA GELECEK YAŞAMINI DA TEHDİT EDİYOR
Çocuklarda dürtüselliğin, doğru yaklaşım sergilenmezse bir kısır döngü halinde sürüp gittiğini ve bunun çocuğun hem okul başarısını hem de gelecek yaşamını olumsuz etkilediğini dile getiren Öztürk, "Dürtüselliği olan çocuklar, erken dönemde tedavi olmadıklarında, ileri dönemlerde ciddi davranış bozukluğu, sosyal, akademik ve ahlaki anlamda sorunlar yaşayabilir. Bu çocuklar zekaları iyi olsa bile öğrenmeyi adeta reddediyorlar. Çoğunda dikkat konsantrasyon problemi ve buna bağlı gelişen akademik başarısızlık dönemi yaşıyorlar. Okula devam problemi oluyor, özelikle ortaokul ve lise dönemlerinde okula gitmeme sorunları oluyor" dedi.
Çocuklarda dürtüselliğin, doğru yaklaşım sergilenmezse bir kısır döngü halinde sürüp gittiğini ve bunun çocuğun hem okul başarısını hem de gelecek yaşamını olumsuz etkilediğini dile getiren Öztürk, "Dürtüselliği olan çocuklar, erken dönemde tedavi olmadıklarında, ileri dönemlerde ciddi davranış bozukluğu, sosyal, akademik ve ahlaki anlamda sorunlar yaşayabilir. Bu çocuklar zekaları iyi olsa bile öğrenmeyi adeta reddediyorlar. Çoğunda dikkat konsantrasyon problemi ve buna bağlı gelişen akademik başarısızlık dönemi yaşıyorlar. Okula devam problemi oluyor, özelikle ortaokul ve lise dönemlerinde okula gitmeme sorunları oluyor" dedi.