İSTANBUL - Endometriozis, yani çikolata kistlerinin ciddiye alınması gereken önemli bir sorun olduğunu vurgulayan Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Hakan Yaralı, bu kistlerin tüp bebek tedavisi öncesinde mutlaka alınmasına gerek olmadığını söyledi.
Sorunun tüp bebekte gebe kalmak açısından olumsuzluk olmadığını ve tedavinin başarısını düşürmediğini belirten Prof. Yaralı, hastalığı, “Rahim içini döşeyen endometrial hücrelerin rahim dışında yerleşerek üremesi” olarak tanımladı. Prof. Yaralı, genellikle 35 yaşın üzerindeki kadınlarda görülen, nedeni tam olarak bilinmeyen hastalık hakkında şunları aktardı: “Kadınlarda adet kanaması rahim iç tabakasını döşeyen hücrelerin dökülmesi ile olur. Bu hücrelerin bir kısmı da geriye doğru giderek tüplerden karın boşluğuna dökülür. Genelde bu hücreler vücudun bağışıklık mekanizmaları tarafından yok edilir. Ancak bazı kadınlarda bu mekanizmalar iyi çalışmaz ise ya da muhtemelen genetik yatkınlık ile endometrial hücreler karın zarı üzerine yerleşebilirler.”
Üreme çağındaki kadınların yüzde 15’inde, çocuk sahibi olmakta güçlük çekenlerin ise yüzde 30’unda çikolata kistine rastlanıyor. Kistlerin içindeki sıvının rengi çikolata rengine benzediği için böyle isimlendiriliyor.
BU BELİRTİLERLE ORTAYA ÇIKIYOR
Çikolata kistinden etkilenen hastaların hekime başvuru şikâyetleri ağrı, kısırlık ve kitle. Bazen de hiçbir şikâyet olmaksızın rutin jinekolojik kontrollerde çikolata kistleri fark edilebiliyor. En önemli şikayet, kasık ve karın alt kısmında görülen ağrı. Adet ağrısı, adetten bağımsız ağrı, cinsel ilişki sırasında ağrı ve kısırlık hastalığın diğer belirtileri.
HANGİ ORGANLARI TUTAR?
Çikolata kistlerinin en çok yumurtalıkları ve karın zarını tuttuğunu, bunun dışında rahim ve makat bölgesinde de yerleşebildiğini belirten Prof. Yaralı, bu durumun ağrılı tuvalete çıkmaya neden olabildiğine dikkat çekti.
AMELİYAT NE ZAMAN GEREKİR?
Prof. Dr. Hakan Yaralı, çikolata kistlerinde ağrı şikayeti ön planda ise ve kişinin hayat kalitesini olumsuz etkiliyorsa ameliyatın gündeme gelebileceğini söyledi. Yaralı, “Ayrıca, ultrasonografi ile %90 duyarlılıkla çikolata kisti tanısı doru konabilmektedir. Eğer ultrasonografi sırasında, kanser endişesi yaratacak bir görünüm var ise de ameliyat yapılması düşünülebilir. Aksi takdirde, her ameliyat, en iyi ellerde uygulansa dahi, sağlıklı yumurtalık dokusuna zarar verici olabileceği için ameliyat yapılmasını önermemekteyiz” diye konuştu.
Endometriomakistlerinin kapalı ameliyat (laparoskopi) ile alınmalarının, açık ameliyata göre bazı avantajları olduğunu vurgulayan Yaralı, o avantajları, şöyle sıraladı:
1. Laparoskopi çoğu zaman ayaktan yapılabilen bir ameliyattır.
2. Ameliyat sonrası ağrı daha az olur.
3. Kesi büyüklükleri 0.5-1 cm olduğu için kozmetik olarak daha iyi netice verir.
4. İşe geri dönme zamanı daha kısadır.
Çikolata kisti ameliyatı sonrasında, hastayı bekleyebilecek iki olumsuzluk bulunmaktadır. Bunlardan biri yumurtalık rezervinde azalma, diğeri de ameliyata bağlı olarak yumurtalık etrafı yapılarda yapışıklık olması. Bu nedenle yetkin ellerde yapılmayan ameliyatlardan sonra, bu olumsuzlukların görülme riskinin artabildiğini söyleyen Prof. Dr. Hakan Yaralı, hastalık hakkında merak edilen diğer soruları ise şöyle yanıtladı:
KANSERE YOL AÇAR MI?
Yumurtalık içindeki çikolata kistleri hemen daima iyi huyludur. Pratik olarak bu kistlerin çeperinde kanser olma ihtimali binde 4-6 düzeyindedir yani çok düşüktür. Bu kistlere vajinal ultrasonografi ile tanı yüzde 90 üzerinde konulur. Bu nedenle biz, kistleri büyüklüklerinden bağımsız olarak, kanser endişesi ile ameliyat etmemekteyiz.
AMELİYAT SONRASI GEBELİK GERÇEKLEŞİR Mİ?
Kapalı ameliyat yöntemleriyle yumurtalık içindeki çikolata kistlerinin alınmasından sonra 1 yıl içinde hastaların yüzde 50’si kendiliğinden gebe kalır.
HASTA NE ZAMAN TÜP BEBEĞE YÖNLENDİRİLMELİ?
1. Ameliyattan sonra 1 yıl içinde gebelik elde edilememiş ise bu durum başarısızlık olarak kabul edilir ve hasta tüp bebeğe yönlendirilmelidir.
2. Kadın yaşı 38 üzerinde olmasında da tüp bebek tercih edilmelidir.
3. Hastanın gebe kalamama süresi 3 yıldan fazlaysa yine tüp bebek düşünülmelidir.
4. Çikolata kisti olan kadının eşinde sperm problemi varsa tüp bebek ilk tercih olabilir.
5. Laparoskopi sırasında hastanın her iki tüpünün etrafında yaygın, kalın yapışıklık varlığı söz konusu ise yine tüp bebek akla gelmelidir. Bu yapışıklıklar laparoskopi ile açılsalar bile laparoskopi sonrası tekrar oluşma riskleri fazladır.
Endometriozisin tekrarlayabilen bir hastalık olduğunu hatırlatan Prof. Yaralı, olguların yarısında cerrahi işlemi takiben hastalığın tekrarlayabildiğine de dikkat çekti.
Sorunun tüp bebekte gebe kalmak açısından olumsuzluk olmadığını ve tedavinin başarısını düşürmediğini belirten Prof. Yaralı, hastalığı, “Rahim içini döşeyen endometrial hücrelerin rahim dışında yerleşerek üremesi” olarak tanımladı. Prof. Yaralı, genellikle 35 yaşın üzerindeki kadınlarda görülen, nedeni tam olarak bilinmeyen hastalık hakkında şunları aktardı: “Kadınlarda adet kanaması rahim iç tabakasını döşeyen hücrelerin dökülmesi ile olur. Bu hücrelerin bir kısmı da geriye doğru giderek tüplerden karın boşluğuna dökülür. Genelde bu hücreler vücudun bağışıklık mekanizmaları tarafından yok edilir. Ancak bazı kadınlarda bu mekanizmalar iyi çalışmaz ise ya da muhtemelen genetik yatkınlık ile endometrial hücreler karın zarı üzerine yerleşebilirler.”
Üreme çağındaki kadınların yüzde 15’inde, çocuk sahibi olmakta güçlük çekenlerin ise yüzde 30’unda çikolata kistine rastlanıyor. Kistlerin içindeki sıvının rengi çikolata rengine benzediği için böyle isimlendiriliyor.
BU BELİRTİLERLE ORTAYA ÇIKIYOR
Çikolata kistinden etkilenen hastaların hekime başvuru şikâyetleri ağrı, kısırlık ve kitle. Bazen de hiçbir şikâyet olmaksızın rutin jinekolojik kontrollerde çikolata kistleri fark edilebiliyor. En önemli şikayet, kasık ve karın alt kısmında görülen ağrı. Adet ağrısı, adetten bağımsız ağrı, cinsel ilişki sırasında ağrı ve kısırlık hastalığın diğer belirtileri.
HANGİ ORGANLARI TUTAR?
Çikolata kistlerinin en çok yumurtalıkları ve karın zarını tuttuğunu, bunun dışında rahim ve makat bölgesinde de yerleşebildiğini belirten Prof. Yaralı, bu durumun ağrılı tuvalete çıkmaya neden olabildiğine dikkat çekti.
AMELİYAT NE ZAMAN GEREKİR?
Prof. Dr. Hakan Yaralı, çikolata kistlerinde ağrı şikayeti ön planda ise ve kişinin hayat kalitesini olumsuz etkiliyorsa ameliyatın gündeme gelebileceğini söyledi. Yaralı, “Ayrıca, ultrasonografi ile %90 duyarlılıkla çikolata kisti tanısı doru konabilmektedir. Eğer ultrasonografi sırasında, kanser endişesi yaratacak bir görünüm var ise de ameliyat yapılması düşünülebilir. Aksi takdirde, her ameliyat, en iyi ellerde uygulansa dahi, sağlıklı yumurtalık dokusuna zarar verici olabileceği için ameliyat yapılmasını önermemekteyiz” diye konuştu.
Endometriomakistlerinin kapalı ameliyat (laparoskopi) ile alınmalarının, açık ameliyata göre bazı avantajları olduğunu vurgulayan Yaralı, o avantajları, şöyle sıraladı:
1. Laparoskopi çoğu zaman ayaktan yapılabilen bir ameliyattır.
2. Ameliyat sonrası ağrı daha az olur.
3. Kesi büyüklükleri 0.5-1 cm olduğu için kozmetik olarak daha iyi netice verir.
4. İşe geri dönme zamanı daha kısadır.
Çikolata kisti ameliyatı sonrasında, hastayı bekleyebilecek iki olumsuzluk bulunmaktadır. Bunlardan biri yumurtalık rezervinde azalma, diğeri de ameliyata bağlı olarak yumurtalık etrafı yapılarda yapışıklık olması. Bu nedenle yetkin ellerde yapılmayan ameliyatlardan sonra, bu olumsuzlukların görülme riskinin artabildiğini söyleyen Prof. Dr. Hakan Yaralı, hastalık hakkında merak edilen diğer soruları ise şöyle yanıtladı:
KANSERE YOL AÇAR MI?
Yumurtalık içindeki çikolata kistleri hemen daima iyi huyludur. Pratik olarak bu kistlerin çeperinde kanser olma ihtimali binde 4-6 düzeyindedir yani çok düşüktür. Bu kistlere vajinal ultrasonografi ile tanı yüzde 90 üzerinde konulur. Bu nedenle biz, kistleri büyüklüklerinden bağımsız olarak, kanser endişesi ile ameliyat etmemekteyiz.
AMELİYAT SONRASI GEBELİK GERÇEKLEŞİR Mİ?
Kapalı ameliyat yöntemleriyle yumurtalık içindeki çikolata kistlerinin alınmasından sonra 1 yıl içinde hastaların yüzde 50’si kendiliğinden gebe kalır.
HASTA NE ZAMAN TÜP BEBEĞE YÖNLENDİRİLMELİ?
1. Ameliyattan sonra 1 yıl içinde gebelik elde edilememiş ise bu durum başarısızlık olarak kabul edilir ve hasta tüp bebeğe yönlendirilmelidir.
2. Kadın yaşı 38 üzerinde olmasında da tüp bebek tercih edilmelidir.
3. Hastanın gebe kalamama süresi 3 yıldan fazlaysa yine tüp bebek düşünülmelidir.
4. Çikolata kisti olan kadının eşinde sperm problemi varsa tüp bebek ilk tercih olabilir.
5. Laparoskopi sırasında hastanın her iki tüpünün etrafında yaygın, kalın yapışıklık varlığı söz konusu ise yine tüp bebek akla gelmelidir. Bu yapışıklıklar laparoskopi ile açılsalar bile laparoskopi sonrası tekrar oluşma riskleri fazladır.
Endometriozisin tekrarlayabilen bir hastalık olduğunu hatırlatan Prof. Yaralı, olguların yarısında cerrahi işlemi takiben hastalığın tekrarlayabildiğine de dikkat çekti.