İlişkili Haberler
Buffalo ve Porto Riko Üniversitelerinde yürütülen araştırma, her gün çiğ soğan ve sarımsak tüketmenin, kadınlarda meme kanseri riskini büyük ölçüde düşürebildiğini ortaya koydu.
Porto Riko'da 30 ile 79 yaş aralığındaki 600'den fazla kadının günlük beslenme alışkanlıklarını inceleyen bilim insanlarının bulgularına göre, sarımsaktaki bir bileşen olan "allisin", kontrolsüz hücre bölünmesini engelliyor.
Çalışma kapsamında, çiğ soğan ve sarımsak tüketen katılımcılarda kanser riskinin, hiç yemeyenlere oranla yüzde 67 azaldığı ortaya kondu.
PİŞİRİNCE ETKİSİ AZALIYOR
Araştırmacılar, pişirilen soğan ve sarımsağın, kanseri önleme özelliğini büyük ölçüde yitirebildiğine vurgu yaptı.
Öte yandan, bilim insanları, soğan ve sarımsağın akciğer, prostat ve mide kanseri riskini de azaltabileceğini dile getirdi.
Önceki araştırmalarda, soğanda bulunan "antioksidan" içeren "Quercetin" pigmentinin, meme kanserinde mutant bir proteini baskıladığı tespit edilmişti.
Porto Riko'da 1960'larda her 100 bin kadından 18'inde meme kanserine rastlanırken 1990'larda ise bu oranın her 100 bin kadında 50'ye yükseldiği belirtilmişti.
Araştırma, Nutrition and Cancer dergisinde yayımlandı.
Porto Riko'da 30 ile 79 yaş aralığındaki 600'den fazla kadının günlük beslenme alışkanlıklarını inceleyen bilim insanlarının bulgularına göre, sarımsaktaki bir bileşen olan "allisin", kontrolsüz hücre bölünmesini engelliyor.
Çalışma kapsamında, çiğ soğan ve sarımsak tüketen katılımcılarda kanser riskinin, hiç yemeyenlere oranla yüzde 67 azaldığı ortaya kondu.
PİŞİRİNCE ETKİSİ AZALIYOR
Araştırmacılar, pişirilen soğan ve sarımsağın, kanseri önleme özelliğini büyük ölçüde yitirebildiğine vurgu yaptı.
Öte yandan, bilim insanları, soğan ve sarımsağın akciğer, prostat ve mide kanseri riskini de azaltabileceğini dile getirdi.
Önceki araştırmalarda, soğanda bulunan "antioksidan" içeren "Quercetin" pigmentinin, meme kanserinde mutant bir proteini baskıladığı tespit edilmişti.
Porto Riko'da 1960'larda her 100 bin kadından 18'inde meme kanserine rastlanırken 1990'larda ise bu oranın her 100 bin kadında 50'ye yükseldiği belirtilmişti.
Araştırma, Nutrition and Cancer dergisinde yayımlandı.