İlişkili Haberler
Prof. Dr. Canan Karatay, Karabük Üniversitesi Yapma ve Yaşatma Derneği'nce düzenlenen konferansa konuşmacı olarak katıldı. Prof. Dr. Karatay, konferansın yapıldığı Kültür Merkezi'ne girerken, "Ben buradan geçmem" diyerek 'x-ray' cihazının yanındaki güvenlik şeridini kaldırıp altından geçti. Prof. Dr. Karatay, buradaki konuşmasında, bütün temel hastalıkların nedeni olarak en başta şeker tüketiminin geldiğini, ekmeğin her türlüsünün de bir şeker olduğunu söyledi. Günde 20 dakika yürümenin ise mutluluk hormonlarını arttırdığını söyleyen Karatay, şöyle konuştu:
"Günde 20 dakika sokağa çıkıp yürümek yetiyor. Yürümek insülin direncini kırıyor. Deli danalar gibi koşmak insülin direncini başlatıyor. İşte spor salonlarında, sahalarında düşüp ölenlerin altında bu yatıyor. Efor testi yaptıracağımız zaman biz tansiyon kontrol ederiz. Çünkü efor sırasında tansiyon yükseliyor. İnsülin direnciniz yüksekse, o tansiyon yüksekliği sizi götürüyor. 'Her sene check-up’a giriyorum ama hiçbir şeyim yok.' Ondan sonra eve gelip kalp krizi geçirip gidiyorlar. Sevgili Mustafa Koç spor hocasının yanında gitti. Hastanenin başında, bütün doktorlar etrafında."
Karatay, sporcuların yumurtanın sarısını çıkararak yemelerinin yanlış olduğunu da belirtti. Yağ ve proteinin dengeli alınması gerektiğini ifade eden Karatay, "Yumurtanın içerisine sarı konulmuşsa onun faydası var sana zararı yok. Protein yağla yendiği zaman vücuda faydası var. Ondan sonra gidip sakatlanıyorlar. Çünkü yağ olmazsa hücreler çalışmaz. Yumurta ona göre yapılmıştır. Bırakın da doğa sizi kurtarsın. Protein, yağ olmadan vücuda faydası yok. Bar bar bağırıyorum zeytin yağı, köy tereyağı, balık yağı yiyin diye. Siz yağ yemediğiniz için halsizsiniz" dedi.
Bir öğrencinin günde 80-100 kilometre bisiklet sürmenin zararlı olup olmadığını sorması üzerine Karatay, şöyle konuştu:
"Atletlerin durumu ayrıdır. Fit olmayan Türk toplumunu konuşuyoruz. Türk toplumu fit değildir. 110 kiloluk bir kişiye '1 saat koşun' dedin mi, onun kalbi durur, ben onu söylüyorum. Fit olunca her şeyi yaparsınız. 40 yaşın üzerinde yaşayan fazla oyuncu yok. Maraton en ağır spordur. Kalp adalesi büyür. 40 yaşın üstünde bir tek maratoncu yok bu dünyada. Benim oğlum maraton koşmaya merak sardı. Çocuğa 'yapma, etme' demeyiz. Başka türlü yönlendireceksiniz. Ona, 'İstediğini yapabilirsin ama 40 yaşın üstünde maratoncu yok, bunu bil' dedim. Ondan sonra kendini dağa verdi, dağcılık yapıyor şimdi."
"Günde 20 dakika sokağa çıkıp yürümek yetiyor. Yürümek insülin direncini kırıyor. Deli danalar gibi koşmak insülin direncini başlatıyor. İşte spor salonlarında, sahalarında düşüp ölenlerin altında bu yatıyor. Efor testi yaptıracağımız zaman biz tansiyon kontrol ederiz. Çünkü efor sırasında tansiyon yükseliyor. İnsülin direnciniz yüksekse, o tansiyon yüksekliği sizi götürüyor. 'Her sene check-up’a giriyorum ama hiçbir şeyim yok.' Ondan sonra eve gelip kalp krizi geçirip gidiyorlar. Sevgili Mustafa Koç spor hocasının yanında gitti. Hastanenin başında, bütün doktorlar etrafında."
Karatay, sporcuların yumurtanın sarısını çıkararak yemelerinin yanlış olduğunu da belirtti. Yağ ve proteinin dengeli alınması gerektiğini ifade eden Karatay, "Yumurtanın içerisine sarı konulmuşsa onun faydası var sana zararı yok. Protein yağla yendiği zaman vücuda faydası var. Ondan sonra gidip sakatlanıyorlar. Çünkü yağ olmazsa hücreler çalışmaz. Yumurta ona göre yapılmıştır. Bırakın da doğa sizi kurtarsın. Protein, yağ olmadan vücuda faydası yok. Bar bar bağırıyorum zeytin yağı, köy tereyağı, balık yağı yiyin diye. Siz yağ yemediğiniz için halsizsiniz" dedi.
Bir öğrencinin günde 80-100 kilometre bisiklet sürmenin zararlı olup olmadığını sorması üzerine Karatay, şöyle konuştu:
"Atletlerin durumu ayrıdır. Fit olmayan Türk toplumunu konuşuyoruz. Türk toplumu fit değildir. 110 kiloluk bir kişiye '1 saat koşun' dedin mi, onun kalbi durur, ben onu söylüyorum. Fit olunca her şeyi yaparsınız. 40 yaşın üzerinde yaşayan fazla oyuncu yok. Maraton en ağır spordur. Kalp adalesi büyür. 40 yaşın üstünde bir tek maratoncu yok bu dünyada. Benim oğlum maraton koşmaya merak sardı. Çocuğa 'yapma, etme' demeyiz. Başka türlü yönlendireceksiniz. Ona, 'İstediğini yapabilirsin ama 40 yaşın üstünde maratoncu yok, bunu bil' dedim. Ondan sonra kendini dağa verdi, dağcılık yapıyor şimdi."