İlişkili Haberler
Burun ameliyatını planlanırken, mutlaka burun fonksiyonlarının dikkate alınması gerektiğinin altını çizen KBB ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Seçkin Ulusoy, bu ameliyatta hem burun fonksiyonlarının iyileştirilmesinin hem de burun estetiğinin esas olduğunu söylüyor.
Dr. Ulusoy, burun ameliyatları ile ilgili sık sorulan 7 soruyu şöyle yanıtlıyor:
1- Burun ameliyatlarından sonra çok ağrı veya morluk olur mu?
Bu ameliyatlar, ağrısız ameliyatlardandır. Dolayısıyla ameliyattan sonra, hemen hemen hiç ağrı olmaz, çünkü burun etrafı kemik dokular hareketli bölgeler değildir. Ağrının olmaması için hastalara özellikle ilk iki hafta süresince, aşırı gülme, sert şeyleri çiğneme gibi yüz bölgesini fazlaca hareket ettirecek eylemlerden uzak durmalarını öneriyoruz. Birçok hastamız, ameliyatın ikinci gününden sonra ağrı kesici dahi kullanma ihtiyacı hissetmiyorlar, fakat hastalarımıza yine de bu ilaçları ödem azaltıcı etkilerinden dolayı bir hafta kullanmalarını öneriyoruz. Morluk ve ödem durumu ise mevcut teknolojisi ile kişiye göre de değişkenlik göstermekle birlikte oldukça asgari düzeydedir ve ikinci günün ardından hızlıca azalıp haftasında neredeyse hiç kalmıyor.
2- Burun ameliyatı, küçük yaşlarda ve yaşlılıkta yapılabilir mi?
Kızlarda 16 yaş, erkeklerde 17 yaş, burun ameliyatı için alt sınır olarak esas alınır. Daha küçük yaşlarda ise, ileri düzeyde nefes almayı engelleyecek sorunlar varsa, kemikleşme noktaları korunarak, kıkırdak eğriliği veya nefes alma amaçlı burun ameliyatı yapmak zorunluluk olabilir. İleri yaştaki kişilerde ise genel sağlık durumu imkan verdiği sürece, bu ameliyatlar her yaşta yapılabilir. Fakat genellikle bu ameliyatları, ileri yaş grubunda çoğunlukla genel anestezinin risk ve zorluklarını da hesaba kattığımızda, kozmetik nedenlerden ziyade, nefes alma sorunlarını düzelmek mecburiyetiyle uyguluyoruz.
3- Burun ameliyatı operasyonu sorasında, burun ucu düşer mi?
Düşmez, hatta tam tersi çok daha dirençli ve güçlü bir burun ucu olur. Günümüz rinoplasti ameliyatlarında, burunların ön kısmı greft denilen kıkırdaklar ile desteklenir. Dahası burun ucunun desteklenmesi sayesinde, ilerleyen yaşlarda fizyolojik olarak görülecek olan burun ucu açısının düşmesi büyük oranda engellenir. Uzun lafın kısası, bu ameliyat tecrübeli cerrahların ellerinde yapıldığı sürece, burun ucu düşmesi söz konusu olmaz.
4- Burun ameliyatlarında, tüm hastalara aynı cerrahi yöntem mi uygulanır?
Bir hastaya uygulanan teknik, diğer bir hasta ile birebir aynı olmaz. Her bir burunun yapısı kişiye özgündür ve operasyon öncesinde kişiye özel planlama yapılır. Tüm bireylerin, yüz simetrisi, kıkırdakları, kemik, deri ve derialtı yapısı birbirinden farklıdır. Bu ameliyat, her biri el yapımı sanat eseri gibi kişiye özeldir.
5- Burun ameliyatında, açık teknik mi, kapalı teknik mi uygulanmalıdır?
Cerrahın uzmanlık alanına göre, her iki teknikle de başarı elde etmek mümkündür. Her iki teknikle de, operasyon sırasında tüm sahaya müdahale edilerek, burun eti, geniz eti, sinüzit gibi sorunları gidermek mümkündür. İçinde bulunduğumuz coğrafyada sıklıkla, burunlar büyük ve içlerinde sorunlar çok olduğundan, Piezo cerrahi kullanabilme avantajlarından dolayı genellikle açık teknik tercih edilmektedir.
6- Burun estetiği ve doğru nefes alma, dış yüzeyden yapılan bir ameliyat mı?
Tek bir kesi sayesinde, burunun dışına ve iki taraflı olarak içine müdahale edilebilir. Örneğin, bazı hastalarda, burun içinde bir sorun olmaz, ancak sadece dışındaki aks eğriliği nedeniyle burun tıkanıklığı sorunu yaşarlar ki, bu ancak rinoplasti yaklaşımıyla düzeltilebilir. Kimi zaman da, burun içindeki kıkırdak eğriliğini düzeltmeden, estetik müdahale yapmak yetersiz olacaktır. Bazen de burun dışını küçülttüğümüzde mevcut hava pasajının da içeriden daralmaması için içeride bazı işlemler yapmak gerekmektedir. Özetle burun, önemli görevleri olan ve mutlaka içi ve dışı beraber ele alınması gereken bir organdır.
7- Burun tamponlarının çıkarılması, ameliyat sonrasının en zor olan yanı mı?
Uzun yıllardır, dokuya yapışan ve acı veren bez burun tamponları kullanmıyoruz. Günümüzde konu ile ilgilenen meslektaşımızın büyük çoğunluğu, silikon tamponlar veya kendiliğinden eriyen tamponlar uygulamaktadır. Bu amaçla en sık kullanılan malzeme olan silikonların ortasından hava almaya müsait boşlukları olup, burun içindeki mukoza dokularının yerlerine doğru oturmasını sağlamaktadır. Bu silikonlar genellikle 4-7 gün arasında çıkartılıyor ve ayrıca varlığı kişiyi hiç rahatsız etmemektedir.
Dr. Ulusoy, burun ameliyatları ile ilgili sık sorulan 7 soruyu şöyle yanıtlıyor:
1- Burun ameliyatlarından sonra çok ağrı veya morluk olur mu?
Bu ameliyatlar, ağrısız ameliyatlardandır. Dolayısıyla ameliyattan sonra, hemen hemen hiç ağrı olmaz, çünkü burun etrafı kemik dokular hareketli bölgeler değildir. Ağrının olmaması için hastalara özellikle ilk iki hafta süresince, aşırı gülme, sert şeyleri çiğneme gibi yüz bölgesini fazlaca hareket ettirecek eylemlerden uzak durmalarını öneriyoruz. Birçok hastamız, ameliyatın ikinci gününden sonra ağrı kesici dahi kullanma ihtiyacı hissetmiyorlar, fakat hastalarımıza yine de bu ilaçları ödem azaltıcı etkilerinden dolayı bir hafta kullanmalarını öneriyoruz. Morluk ve ödem durumu ise mevcut teknolojisi ile kişiye göre de değişkenlik göstermekle birlikte oldukça asgari düzeydedir ve ikinci günün ardından hızlıca azalıp haftasında neredeyse hiç kalmıyor.
2- Burun ameliyatı, küçük yaşlarda ve yaşlılıkta yapılabilir mi?
Kızlarda 16 yaş, erkeklerde 17 yaş, burun ameliyatı için alt sınır olarak esas alınır. Daha küçük yaşlarda ise, ileri düzeyde nefes almayı engelleyecek sorunlar varsa, kemikleşme noktaları korunarak, kıkırdak eğriliği veya nefes alma amaçlı burun ameliyatı yapmak zorunluluk olabilir. İleri yaştaki kişilerde ise genel sağlık durumu imkan verdiği sürece, bu ameliyatlar her yaşta yapılabilir. Fakat genellikle bu ameliyatları, ileri yaş grubunda çoğunlukla genel anestezinin risk ve zorluklarını da hesaba kattığımızda, kozmetik nedenlerden ziyade, nefes alma sorunlarını düzelmek mecburiyetiyle uyguluyoruz.
3- Burun ameliyatı operasyonu sorasında, burun ucu düşer mi?
Düşmez, hatta tam tersi çok daha dirençli ve güçlü bir burun ucu olur. Günümüz rinoplasti ameliyatlarında, burunların ön kısmı greft denilen kıkırdaklar ile desteklenir. Dahası burun ucunun desteklenmesi sayesinde, ilerleyen yaşlarda fizyolojik olarak görülecek olan burun ucu açısının düşmesi büyük oranda engellenir. Uzun lafın kısası, bu ameliyat tecrübeli cerrahların ellerinde yapıldığı sürece, burun ucu düşmesi söz konusu olmaz.
4- Burun ameliyatlarında, tüm hastalara aynı cerrahi yöntem mi uygulanır?
Bir hastaya uygulanan teknik, diğer bir hasta ile birebir aynı olmaz. Her bir burunun yapısı kişiye özgündür ve operasyon öncesinde kişiye özel planlama yapılır. Tüm bireylerin, yüz simetrisi, kıkırdakları, kemik, deri ve derialtı yapısı birbirinden farklıdır. Bu ameliyat, her biri el yapımı sanat eseri gibi kişiye özeldir.
5- Burun ameliyatında, açık teknik mi, kapalı teknik mi uygulanmalıdır?
Cerrahın uzmanlık alanına göre, her iki teknikle de başarı elde etmek mümkündür. Her iki teknikle de, operasyon sırasında tüm sahaya müdahale edilerek, burun eti, geniz eti, sinüzit gibi sorunları gidermek mümkündür. İçinde bulunduğumuz coğrafyada sıklıkla, burunlar büyük ve içlerinde sorunlar çok olduğundan, Piezo cerrahi kullanabilme avantajlarından dolayı genellikle açık teknik tercih edilmektedir.
6- Burun estetiği ve doğru nefes alma, dış yüzeyden yapılan bir ameliyat mı?
Tek bir kesi sayesinde, burunun dışına ve iki taraflı olarak içine müdahale edilebilir. Örneğin, bazı hastalarda, burun içinde bir sorun olmaz, ancak sadece dışındaki aks eğriliği nedeniyle burun tıkanıklığı sorunu yaşarlar ki, bu ancak rinoplasti yaklaşımıyla düzeltilebilir. Kimi zaman da, burun içindeki kıkırdak eğriliğini düzeltmeden, estetik müdahale yapmak yetersiz olacaktır. Bazen de burun dışını küçülttüğümüzde mevcut hava pasajının da içeriden daralmaması için içeride bazı işlemler yapmak gerekmektedir. Özetle burun, önemli görevleri olan ve mutlaka içi ve dışı beraber ele alınması gereken bir organdır.
7- Burun tamponlarının çıkarılması, ameliyat sonrasının en zor olan yanı mı?
Uzun yıllardır, dokuya yapışan ve acı veren bez burun tamponları kullanmıyoruz. Günümüzde konu ile ilgilenen meslektaşımızın büyük çoğunluğu, silikon tamponlar veya kendiliğinden eriyen tamponlar uygulamaktadır. Bu amaçla en sık kullanılan malzeme olan silikonların ortasından hava almaya müsait boşlukları olup, burun içindeki mukoza dokularının yerlerine doğru oturmasını sağlamaktadır. Bu silikonlar genellikle 4-7 gün arasında çıkartılıyor ve ayrıca varlığı kişiyi hiç rahatsız etmemektedir.