İlişkili Haberler
Astım hastalığının yaşam kalitesinde bozulmaya ve doğru tedavi edilmezse iş gücü kaybına yol açtığını belirten Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Ferda Öner Erkekol, tozsuz, dumansız ve kokusuz ortamların astım hastaları için önemli olduğunu söyledi.
Astımı olan bireylerin uygun mesleklere yönlendirilmesi gerektiğine vurgu yapan Prof. Dr. Erkekol, "Dünya Astım Günü" öncesinde yaptığı açıklamada, solunum yollarını etkileyen, mikrobik değil fakat bir tür iltihabi hastalık olan astımın görülme sıklığının giderek arttığını bildirdi.
Astımın çocukluk çağında başladığını ifade eden Erkekol, Türkiye'de her 10 çocuktan birinde astım görüldüğünü belirtti.
ASTIMIN EN TİPİK BELİRTİLERİ
Şehirleşmenin getirdiği hijyenik faktörlerin yanı sıra beslenme hayatındaki değişikliklerin de astımın artmasında önemli rol oynadığına dikkati çeken Erkekol, nefes darlığı, gece öksürükleri, egzersiz yapınca ortaya çıkan öksürük ve göğüste sıkışma hissinin astımın en tipik belirtileri arasında yer aldığını anlattı.
ASTIMIN EKONOMİK YÜKÜ DE FAZLA
Prof. Dr. Erkekol, astımın ekonomiye de önemli bir yük getirdiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Yaşam kalitesinde bozulmaya ve doğru tedavi edilmezse iş gücü kaybına yol açan astım, tedavisi açısından da ekonomik bir yük getiriyor. Ataklar sırasında okul ve iş gücü kaybı görülebilir. Çocuklarda en çok okul devamsızlığına neden olan hastalık astımdır. Astımlı çocukları olan anne babalar, çocukları atak geçirdikleri dönemde onlarla birlikte kaldıkları için iş gücü kaybı da yaşanıyor."
Hastaların astımlarını tetikleyebilecek faktörlerden uzak olması gerektiğini belirten Erkekol, özellikle sigaradan uzak durulması gerektiğini vurguladı.
"ASTIMI OLANLAR UYGUN MESLEKLERE YÖNLENDİRİLMELİ"
İş yerlerinde ve kapalı alanlarda sigara içilmemesinin astım hastalarına büyük avantaj sağladığını ifade eden Erkekol, şu bilgileri verdi:
"Tozsuz, dumansız ve kokusuz bir ortamda olmak astım hastaları için çok önemlidir. Burada ilk olay iş ve meslek seçiminde başlıyor. Çocukluk çağında astımı olan bireylerin uygun mesleklere yönlendirilmesi burada kilit noktadır. Bazı meslekler risk altındadır. Özellikle kimyasal maddelerle uğraşan meslekleri yapanlar risk altındadır. Bunun yanı sıra kuaförler, maden işçileri ya da oto boyamacıları hatta veterinerler de risk grubuna girer. Astımı olanlar varsa onların bu meslekleri seçmemeleri gerekiyor. İş yeri ortamlarında astım hastalarına uygun planların yapılması, tetikleyicilerin o ortamda olmaması son derece önemli. Astım tedavisinde ana faktör tetikleyicilerden uzak kalmaktır."
ASTIM KONTROL ALTINA ALINABİLİR
Prof. Dr. Erkekol, astımın ömür boyu tedavi edilmesi gereken bir rahatsızlık olduğunu belirterek, "Hastalarımıza, 'astımınızı kontrol altına alabiliriz' diyoruz. Çocukluk çağındaki astımların çoğu belli bir yaştan sonra ortadan kalkabiliyor. Erişkin astımında tedavi ömür boyu devam edebiliyor. Tedaviyle astımın kontrol altına alınabileceği, astım yokmuş gibi rahat bir hayat sunabiliriz."
Astımı olan bireylerin uygun mesleklere yönlendirilmesi gerektiğine vurgu yapan Prof. Dr. Erkekol, "Dünya Astım Günü" öncesinde yaptığı açıklamada, solunum yollarını etkileyen, mikrobik değil fakat bir tür iltihabi hastalık olan astımın görülme sıklığının giderek arttığını bildirdi.
Astımın çocukluk çağında başladığını ifade eden Erkekol, Türkiye'de her 10 çocuktan birinde astım görüldüğünü belirtti.
ASTIMIN EN TİPİK BELİRTİLERİ
Şehirleşmenin getirdiği hijyenik faktörlerin yanı sıra beslenme hayatındaki değişikliklerin de astımın artmasında önemli rol oynadığına dikkati çeken Erkekol, nefes darlığı, gece öksürükleri, egzersiz yapınca ortaya çıkan öksürük ve göğüste sıkışma hissinin astımın en tipik belirtileri arasında yer aldığını anlattı.
ASTIMIN EKONOMİK YÜKÜ DE FAZLA
Prof. Dr. Erkekol, astımın ekonomiye de önemli bir yük getirdiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Yaşam kalitesinde bozulmaya ve doğru tedavi edilmezse iş gücü kaybına yol açan astım, tedavisi açısından da ekonomik bir yük getiriyor. Ataklar sırasında okul ve iş gücü kaybı görülebilir. Çocuklarda en çok okul devamsızlığına neden olan hastalık astımdır. Astımlı çocukları olan anne babalar, çocukları atak geçirdikleri dönemde onlarla birlikte kaldıkları için iş gücü kaybı da yaşanıyor."
Hastaların astımlarını tetikleyebilecek faktörlerden uzak olması gerektiğini belirten Erkekol, özellikle sigaradan uzak durulması gerektiğini vurguladı.
"ASTIMI OLANLAR UYGUN MESLEKLERE YÖNLENDİRİLMELİ"
İş yerlerinde ve kapalı alanlarda sigara içilmemesinin astım hastalarına büyük avantaj sağladığını ifade eden Erkekol, şu bilgileri verdi:
"Tozsuz, dumansız ve kokusuz bir ortamda olmak astım hastaları için çok önemlidir. Burada ilk olay iş ve meslek seçiminde başlıyor. Çocukluk çağında astımı olan bireylerin uygun mesleklere yönlendirilmesi burada kilit noktadır. Bazı meslekler risk altındadır. Özellikle kimyasal maddelerle uğraşan meslekleri yapanlar risk altındadır. Bunun yanı sıra kuaförler, maden işçileri ya da oto boyamacıları hatta veterinerler de risk grubuna girer. Astımı olanlar varsa onların bu meslekleri seçmemeleri gerekiyor. İş yeri ortamlarında astım hastalarına uygun planların yapılması, tetikleyicilerin o ortamda olmaması son derece önemli. Astım tedavisinde ana faktör tetikleyicilerden uzak kalmaktır."
ASTIM KONTROL ALTINA ALINABİLİR
Prof. Dr. Erkekol, astımın ömür boyu tedavi edilmesi gereken bir rahatsızlık olduğunu belirterek, "Hastalarımıza, 'astımınızı kontrol altına alabiliriz' diyoruz. Çocukluk çağındaki astımların çoğu belli bir yaştan sonra ortadan kalkabiliyor. Erişkin astımında tedavi ömür boyu devam edebiliyor. Tedaviyle astımın kontrol altına alınabileceği, astım yokmuş gibi rahat bir hayat sunabiliriz."