İlişkili Haberler
Ankara Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Kalp-Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serkan Durdu, kalp ameliyatlarının saatler süren ve yaşam riski taşıyan çok önemli operasyonlardan biri olduğunu söyledi.
Standart kalp ameliyatları sırasında iman tahtası olarak bilinen kemiğin yaklaşık 25-30 santimetrelik bir kesi ile açılarak açık kalp ameliyatının gerçekleştirildiğini anlatan Durdu, "Açık cerrahi sonrasında kemik kaynayıncaya kadar ortalama 45 gün süreyle hastaların hareket kısıtlılıkları söz konusudur, yoğun ağrı duyulmaktadır, ameliyatlar belli bir risk oranıyla yapılmaktadır" diye konuştu.
Bu alanda son yıllarda küçük kesi ile kalp cerrahi operasyonlarının yapıldığını aktaran Durdu, halk arasında koltuk ya da meme altından yapılan cerrahi diye isimlendirilen bu yöntemin literatürde "minimal invaziv" olarak isimlendirildiğini söyledi.
Durdu, yöntemin uygulama başarının yüksek olduğunu ifade ederek açık kalp cerrahisine göre, hekim ve hasta için önemli avantajlar sağladığını dile getirdi. Durdu, "Meme etrafından küçük kesiyle kalp ameliyatları Yurt dışında çok sınırlı sayıdaki önemli kalp cerrahisi merkezlerinde gerçekleştirilmektedir. Türkiye'de ilk kez Ankara Üniversitesi'nde bu yöntemi başarıyla uyguluyoruz" dedi.
“TÜRK BİLİM İNSANLARI İLKE İMZA ATTI”
Durdu, minimal invaziv kalp ameliyatlarında Türkiye'de bir ilke imza atıldığını belirterek şöyle devam etti:
"Mevcut yöntemde, küçük kesi meme altından yapılıyordu. Şimdi ise biz memenin kahverengi kısmında yarım daire şeklinde 3 santimetrelik bir kesi aracılığıyla kalp ameliyatını gerçekleştiriyoruz. Meme kahverengi dokusu etrafından yaptığımız ameliyatlar, dünyada çok az merkez tarafından yapılıyor. Türkiye'de de sadece bizim merkezimizde gerçekleştiriliyor."
Memenin kahverengi dokusunun altından yapılan küçük kesi ile yapılan operasyonun, kalp ameliyatı olması gereken hastaların yaklaşık yüzde 85'i için uygun olduğunu ifade eden Durdu, "Ameliyat, romatizma nedeniyle kalp kapağı daralan, yırtılan, bozulan ve yetmezlik bulunanlara, doğuştan kalbi delik olanlara, baypas cerrahisi gerekenlere, kalp içi tümörler, ritim bozuklukları gibi sorunlar bu yöntemle başarılı bir şekilde ameliyat edilebilmektedir" dedi.
Bugüne kadar söz konusu yöntemle 400'ün üzerinde operasyon yaptıklarını ve açık cerrahiye kıyasla çok daha başarılı sonuçlar alındığını belirten Durdu, "Kalp ameliyatlarında hayati risk, yaklaşık yüzde 5'tir. Bu yöntemle yaptığımız ameliyatlarda bu oranın yüzde 2'ye düştüğü tespit edildi" bilgisini verdi.
"ENFEKSİYON RİSKİ AZALIYOR"
Durdu, meme altından ziyade memenin kahverengi bölgesinin altından gerçekleştirilen yöntemin avantajları hakkında şunları söyledi:
"Açık kalp ameliyatları, bir kişinin yaşamı boyunca geçirebileceği en zor ve riskli ameliyatlardan biri. Bu yöntemde, ameliyatta hastanın iman tahtası denilen kemiği ikiye ayrılarak operasyon yapıldığından, sonrasında özellikle astım ve KOAH'lı hastalarda akciğer problemi riski artıyor. Çünkü hastanın ciddi ağrı çektiğinden derin nefes alma ihtiyacını baskılıyor. Bu durumda akciğerin belli bölgeleri sönüyor. Açık operasyonun ardından hastanın normal hayatına dönebilmesi 6 ayı buluyor. Bu yöntemde ise hastalar çok az ağrı hissediyor, ameliyatın ardından 5. günde sosyal yaşama dönebiliyor, ameliyatta daha az kanama riski bulunuyor, hasta kısa sürede yaşama döndüğünden akciğer problemleri ortadan kalkıyor, hasta çok daha az süre yoğun bakımda yatıyor, kesi küçük olduğundan enfeksiyon riski büyük oranda azalıyor. Bunlar da ameliyat başarısını artırıyor."
Uygulamanın yapılışı hakkında da açıklamada bulunan Durdu, hastanın ameliyat için hazırlandıktan sonra hastanın memesinin kahverengi kısmından 3 santimetrelik bir kesi yapıldığına işaret ederek, "Kesinin hemen üzerinden içerisinin görülmesi amacıyla özel bir kamera sistemi yerleştiriliyor. Bu şekilde dokuların detaylarını görebiliyoruz. Daha sonra kalbi durdurduktan sonra uygulanacak olan cerrahi gerçekleştiriliyor, dikişleri atıyor ve operasyonu tamamlıyoruz" değerlendirmesini yaptı.
TÜRK CERRAHLARIN BAŞARISI KANADA'DA PAYLAŞILACAK
Dr. Durdu, Türk cerrahlarının imza attığı bu başarının, yurt dışında da ses getirdiğini ve bu yöntemin üç kalp kapağına yapılmaya başlandığını söyledi.
13 Haziran'da Kanada'da dünyanın önde gelen kalp cerrahlarının bir araya geleceğini ve küçük kesi ile 3 kalp kapağına müdahale uygulamalarını ve alana ilişkin son çalışmaların ele alınacağını kaydeden Durdu, "Türkiye'nin 400 hastada yaptığı ameliyat sonuçları ve 3 kapağa birden uygulanan yöntem hakkında bilgi verilecek" dedi.
VİDEO: 2017'DE EN FAZLA ÖLÜM KALP-DAMAR HASTALIKLARINDAN
Standart kalp ameliyatları sırasında iman tahtası olarak bilinen kemiğin yaklaşık 25-30 santimetrelik bir kesi ile açılarak açık kalp ameliyatının gerçekleştirildiğini anlatan Durdu, "Açık cerrahi sonrasında kemik kaynayıncaya kadar ortalama 45 gün süreyle hastaların hareket kısıtlılıkları söz konusudur, yoğun ağrı duyulmaktadır, ameliyatlar belli bir risk oranıyla yapılmaktadır" diye konuştu.
Bu alanda son yıllarda küçük kesi ile kalp cerrahi operasyonlarının yapıldığını aktaran Durdu, halk arasında koltuk ya da meme altından yapılan cerrahi diye isimlendirilen bu yöntemin literatürde "minimal invaziv" olarak isimlendirildiğini söyledi.
Durdu, yöntemin uygulama başarının yüksek olduğunu ifade ederek açık kalp cerrahisine göre, hekim ve hasta için önemli avantajlar sağladığını dile getirdi. Durdu, "Meme etrafından küçük kesiyle kalp ameliyatları Yurt dışında çok sınırlı sayıdaki önemli kalp cerrahisi merkezlerinde gerçekleştirilmektedir. Türkiye'de ilk kez Ankara Üniversitesi'nde bu yöntemi başarıyla uyguluyoruz" dedi.
“TÜRK BİLİM İNSANLARI İLKE İMZA ATTI”
Durdu, minimal invaziv kalp ameliyatlarında Türkiye'de bir ilke imza atıldığını belirterek şöyle devam etti:
"Mevcut yöntemde, küçük kesi meme altından yapılıyordu. Şimdi ise biz memenin kahverengi kısmında yarım daire şeklinde 3 santimetrelik bir kesi aracılığıyla kalp ameliyatını gerçekleştiriyoruz. Meme kahverengi dokusu etrafından yaptığımız ameliyatlar, dünyada çok az merkez tarafından yapılıyor. Türkiye'de de sadece bizim merkezimizde gerçekleştiriliyor."
Memenin kahverengi dokusunun altından yapılan küçük kesi ile yapılan operasyonun, kalp ameliyatı olması gereken hastaların yaklaşık yüzde 85'i için uygun olduğunu ifade eden Durdu, "Ameliyat, romatizma nedeniyle kalp kapağı daralan, yırtılan, bozulan ve yetmezlik bulunanlara, doğuştan kalbi delik olanlara, baypas cerrahisi gerekenlere, kalp içi tümörler, ritim bozuklukları gibi sorunlar bu yöntemle başarılı bir şekilde ameliyat edilebilmektedir" dedi.
Bugüne kadar söz konusu yöntemle 400'ün üzerinde operasyon yaptıklarını ve açık cerrahiye kıyasla çok daha başarılı sonuçlar alındığını belirten Durdu, "Kalp ameliyatlarında hayati risk, yaklaşık yüzde 5'tir. Bu yöntemle yaptığımız ameliyatlarda bu oranın yüzde 2'ye düştüğü tespit edildi" bilgisini verdi.
"ENFEKSİYON RİSKİ AZALIYOR"
Durdu, meme altından ziyade memenin kahverengi bölgesinin altından gerçekleştirilen yöntemin avantajları hakkında şunları söyledi:
"Açık kalp ameliyatları, bir kişinin yaşamı boyunca geçirebileceği en zor ve riskli ameliyatlardan biri. Bu yöntemde, ameliyatta hastanın iman tahtası denilen kemiği ikiye ayrılarak operasyon yapıldığından, sonrasında özellikle astım ve KOAH'lı hastalarda akciğer problemi riski artıyor. Çünkü hastanın ciddi ağrı çektiğinden derin nefes alma ihtiyacını baskılıyor. Bu durumda akciğerin belli bölgeleri sönüyor. Açık operasyonun ardından hastanın normal hayatına dönebilmesi 6 ayı buluyor. Bu yöntemde ise hastalar çok az ağrı hissediyor, ameliyatın ardından 5. günde sosyal yaşama dönebiliyor, ameliyatta daha az kanama riski bulunuyor, hasta kısa sürede yaşama döndüğünden akciğer problemleri ortadan kalkıyor, hasta çok daha az süre yoğun bakımda yatıyor, kesi küçük olduğundan enfeksiyon riski büyük oranda azalıyor. Bunlar da ameliyat başarısını artırıyor."
Uygulamanın yapılışı hakkında da açıklamada bulunan Durdu, hastanın ameliyat için hazırlandıktan sonra hastanın memesinin kahverengi kısmından 3 santimetrelik bir kesi yapıldığına işaret ederek, "Kesinin hemen üzerinden içerisinin görülmesi amacıyla özel bir kamera sistemi yerleştiriliyor. Bu şekilde dokuların detaylarını görebiliyoruz. Daha sonra kalbi durdurduktan sonra uygulanacak olan cerrahi gerçekleştiriliyor, dikişleri atıyor ve operasyonu tamamlıyoruz" değerlendirmesini yaptı.
TÜRK CERRAHLARIN BAŞARISI KANADA'DA PAYLAŞILACAK
Dr. Durdu, Türk cerrahlarının imza attığı bu başarının, yurt dışında da ses getirdiğini ve bu yöntemin üç kalp kapağına yapılmaya başlandığını söyledi.
13 Haziran'da Kanada'da dünyanın önde gelen kalp cerrahlarının bir araya geleceğini ve küçük kesi ile 3 kalp kapağına müdahale uygulamalarını ve alana ilişkin son çalışmaların ele alınacağını kaydeden Durdu, "Türkiye'nin 400 hastada yaptığı ameliyat sonuçları ve 3 kapağa birden uygulanan yöntem hakkında bilgi verilecek" dedi.
VİDEO: 2017'DE EN FAZLA ÖLÜM KALP-DAMAR HASTALIKLARINDAN