İlişkili Haberler
Gereksiz antibiyotik kullanımıyla ilgili kampanyalara ve doktorların tavsiyelerine rağmen halen birçok insan gereksiz yere antibiyotik kullanmaya devam ediyor. İstanbul Aydın Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Esen Ayşe Dural ve Doç. Dr. Reyhan Çalışkan da bu duruma dikkat çekmek amacıyla açıklama yaptı.
“MALİYET 100 TRİLYON DOLARI BULABİLİR”
Antibiyotiğin aşırı dozda kullanılmasının vücuda etkilerini açıklayan Prof. Dr. Esen Ayşe Dural, “Antibiyotikler vücuttaki bir hastalığı tedavi etmek için değil, vücutta hastalığa neden olan bakteriler üzerine etki etmek için hazırlanırlar. Ancak bu ilaçların bakteriler üzerine etkilerinin yanında, yan etki dediğimiz etkileri vardır. Burada önemli olan bir diğer husus ise; hastalandırıcı bakteriyel etkenlerin yanında vücudumuzda bizimle birlikte yaşayan sindirim, emilim gibi pek çok faaliyete katılan ve bizler için pek çok yararlı etkisi olan bakterilerimizin herhangi bir antibiyotik kullanımında ölmesi sonucu bu faaliyetlerin bozulması söz konusudur. Buna bağlı olarak diyabet, migren, irritabl bağırsak sendromu gibi pek çok hastalığın gelişmesine neden olur” diye konuştu.
Antibiyotiklerin kontrolsüz ve araştırılmadan kullanılmaları halinde ekonomik olarak 100 trilyon doları aşabilecek bir faturanın oluşabileceğini söyleyen Prof. Dural “Antibiyotiklerin gereğinden fazla bilinçsiz ve reçetesiz kullanılmaları, yani rasyonel kullanılmamaları halinde çok yakın bir gelecekte ciddi sorunlara neden olabilecektir. Antibiyotiklerin kontrolsüz şekilde kullanılmalarının sonucunda gelişen dirençli suşlar nedeniyle dünyada yılda 700 bin kişinin öldüğünü, 2020 yılında 2,5 milyon, 2030 yılında, 5.9 milyon, 2050 yılında bu rakamın 15 milyonu aşacağının tahmin ediliyor” dedi.
“VEBA SALGINI GİBİ OLMAMASI İÇİN…”
Bilinçsiz antibiyotik kullanımının, bakteriler üzerinde ilacın etkisinin zamanla azalması anlamına geldiğini belirten Doç. Dr. Reyhan Çalışkan, “Başta mutasyonlar olmak üzere çeşitli mekanizmalarla bakterilerde antibiyotiklere direnç gelişiyor. Dolayısıyla enfeksiyona neden olan bakterilerin öldürülmesi mümkün olmaz. Bu nedenle öncelikle antibiyotiklerin yoğun olarak kullanıldığı hastanelerde ve özellikle kritik hastalarda bu dirençli bakterilerden kaynaklanan hastane kaynaklı enfeksiyonlar gelişiyor ve hastalar maalesef kaybediliyor. Dolayısıyla bilinçsiz antibiyotik kullanımı sonucu ilerleyen yıllar içerisinde giderek dirençli bakteri kökenleri artacak ve hem hastane kaynaklı hem de toplum kaynaklı enfeksiyon hastalıkları daha da önemli hale gelecek. Söz konusu ‘Ortaçağ’daki veba salgını gibi toplu ölümler’ iddialarının hedefine ulaşmaması için antimikrobiyal ilaçların doğru kullanılmasıyla direnç gelişiminin engellenmesi olasıdır. Bunun için öneriler dikkate alınmalıdır. Öneriler dikkate alınırsa afet düzeyindeki ölümlerin olasılığı azalır” açıklamalarına yer verdi.
"İLAÇ FİRMALARI KAZANMAK ÜZERİNE ÇALIŞIR"
İlaç sektörünü ise silah sektöründen sonra ikinci sıraya koyan Doç. Çalışkan, “İlaç firmaları kazanmak üzerine çalışır. On yıl emek verdikleri ve maliyeti açısından büyük değerlere ulaşan bir ilacın çok uzun süreli piyasada kalmasını doğal olarak arzu ederler. Bu açıdan bakınca ilaç firmalarının bu konuda haklı oldukları düşünülebilir” ifadelerini kullandı.
VİDEO: TÜRKİYE ANTİBİYOİK KULLANIMINDA AVRUPA BİRİNCİSİ
“MALİYET 100 TRİLYON DOLARI BULABİLİR”
Antibiyotiğin aşırı dozda kullanılmasının vücuda etkilerini açıklayan Prof. Dr. Esen Ayşe Dural, “Antibiyotikler vücuttaki bir hastalığı tedavi etmek için değil, vücutta hastalığa neden olan bakteriler üzerine etki etmek için hazırlanırlar. Ancak bu ilaçların bakteriler üzerine etkilerinin yanında, yan etki dediğimiz etkileri vardır. Burada önemli olan bir diğer husus ise; hastalandırıcı bakteriyel etkenlerin yanında vücudumuzda bizimle birlikte yaşayan sindirim, emilim gibi pek çok faaliyete katılan ve bizler için pek çok yararlı etkisi olan bakterilerimizin herhangi bir antibiyotik kullanımında ölmesi sonucu bu faaliyetlerin bozulması söz konusudur. Buna bağlı olarak diyabet, migren, irritabl bağırsak sendromu gibi pek çok hastalığın gelişmesine neden olur” diye konuştu.
Antibiyotiklerin kontrolsüz ve araştırılmadan kullanılmaları halinde ekonomik olarak 100 trilyon doları aşabilecek bir faturanın oluşabileceğini söyleyen Prof. Dural “Antibiyotiklerin gereğinden fazla bilinçsiz ve reçetesiz kullanılmaları, yani rasyonel kullanılmamaları halinde çok yakın bir gelecekte ciddi sorunlara neden olabilecektir. Antibiyotiklerin kontrolsüz şekilde kullanılmalarının sonucunda gelişen dirençli suşlar nedeniyle dünyada yılda 700 bin kişinin öldüğünü, 2020 yılında 2,5 milyon, 2030 yılında, 5.9 milyon, 2050 yılında bu rakamın 15 milyonu aşacağının tahmin ediliyor” dedi.
“VEBA SALGINI GİBİ OLMAMASI İÇİN…”
Bilinçsiz antibiyotik kullanımının, bakteriler üzerinde ilacın etkisinin zamanla azalması anlamına geldiğini belirten Doç. Dr. Reyhan Çalışkan, “Başta mutasyonlar olmak üzere çeşitli mekanizmalarla bakterilerde antibiyotiklere direnç gelişiyor. Dolayısıyla enfeksiyona neden olan bakterilerin öldürülmesi mümkün olmaz. Bu nedenle öncelikle antibiyotiklerin yoğun olarak kullanıldığı hastanelerde ve özellikle kritik hastalarda bu dirençli bakterilerden kaynaklanan hastane kaynaklı enfeksiyonlar gelişiyor ve hastalar maalesef kaybediliyor. Dolayısıyla bilinçsiz antibiyotik kullanımı sonucu ilerleyen yıllar içerisinde giderek dirençli bakteri kökenleri artacak ve hem hastane kaynaklı hem de toplum kaynaklı enfeksiyon hastalıkları daha da önemli hale gelecek. Söz konusu ‘Ortaçağ’daki veba salgını gibi toplu ölümler’ iddialarının hedefine ulaşmaması için antimikrobiyal ilaçların doğru kullanılmasıyla direnç gelişiminin engellenmesi olasıdır. Bunun için öneriler dikkate alınmalıdır. Öneriler dikkate alınırsa afet düzeyindeki ölümlerin olasılığı azalır” açıklamalarına yer verdi.
"İLAÇ FİRMALARI KAZANMAK ÜZERİNE ÇALIŞIR"
İlaç sektörünü ise silah sektöründen sonra ikinci sıraya koyan Doç. Çalışkan, “İlaç firmaları kazanmak üzerine çalışır. On yıl emek verdikleri ve maliyeti açısından büyük değerlere ulaşan bir ilacın çok uzun süreli piyasada kalmasını doğal olarak arzu ederler. Bu açıdan bakınca ilaç firmalarının bu konuda haklı oldukları düşünülebilir” ifadelerini kullandı.
VİDEO: TÜRKİYE ANTİBİYOİK KULLANIMINDA AVRUPA BİRİNCİSİ