Boğazın sığınmacıları
Avrupa genelinde olduğu gibi artık İstanbul’da da çok sayıda Suriyeli sığınmacı yaşıyor. Birçokları burada kendisini ülkesindeki şiddet ile Avrupa rüyası arasında sıkışmış hissediyor.
Haberler 06.11.2015 - 13:10
-
Avrupa genelinde olduğu gibi artık İstanbul’da da çok sayıda Suriyeli sığınmacı yaşıyor. Birçokları burada kendisini ülkesindeki şiddet ile Avrupa rüyası arasında sıkışmış hissediyor.
İstanbul’da yaklaşık 400 bin Suriyeli sığınmacı yaşıyor. Bunun, Avrupa’da yaşayan Suriyeli sığınmacıların sayısından fazla olduğu tahmin ediliyor. Türkiye’de iltica ve çalışma hakkı olmayan Suriyeliler, ‘misafir’ olarak kabul ediliyorlar. -
-
Ali, 13 yaşında
“Artık Suriyem yok. Çünkü Beşar Esad ülkemizi yıktı. Bu yüzden iki yıl önce ailemle birlikte Halep’ten kaçtık. Sınırda polis bize ateş açtı. Hemen yere yattık, kaçakçılar bizi İstanbul’a getirene kadar bekledik.” -
Karın tokluğuna çalışıyor
Ali “Aileme yardım etmek zorundayım, anneme, babama ve altı kız kardeşime“ diyor. Okula gitmek yerine Fatih’te küçük bir süpermarkette kaçak olarak çalışıyor. Günde 14 saat çalışarak 150 lira haftalık alan Ali “Evimizden olduk. Eskisi gibi arkadaşlarımla futbol oynamak istiyorum“ diyor. -
-
Cihat, 22 yaşında
“Memleketim Humus’ta hep elektrik mühendisliği okumak istemiştim. Ancak sonra birden kendimi orduda halka karşı savaşırken buldum. Ben de kaçtım. Bazen herşeyin eskisi gibi huzurlu olduğu Humus’a dönmeyi hayal ediyorum. O zamana kadar çok yaşlanmış olurum herhalde...“ -
Avrupa kültürü ve Suriye
Birçok işte çalışan Cihat Galata’daki bir pansiyonda kapıcılık yapıyor. “Burada hergün Hollandalı, Alman, İngiliz, İspanyolla karşılaşıyorum. Kültürleri ilgimi çekiyor ve hikayelerini dinlemeyi seviyorum. Ancak benim hikayemi anladıklarını sanmıyorum. Savaş ve ölümü birçoğu sadece filmlerden tanıyor." -
-
İbrahim, 25 yaşında / Hasan, 26 yaşında
Kardeşiyle birlikte fırında çalışan Hasan “Burada bir statümüz olmadığı için geleceğimizi Türkiye’de görmüyoruz. Yarın bizi sınır dışı edebilirler. Bu belirsizlik korkutuyor“ diyor ve devam ediyor: “Şam’da muhasebeciydim ama burada bir hiçim. Almanya’ya gitmeyi çok düşündük. Ama gideceksek beraber gideriz.“ -
Alişar, 32 yaşında
Alişar, “Suriyeliler en çok Avrupa’ya nasıl gitmeli? Kaçakçı botuyla mı yoksa karayoluyla mı? diye soruyorlar“ diyor. Alişar Idlib, Hama ve Halep gibi kentlerden henüz kaçmamış olanlar için İstanbul’da bir radyo istasyonu kurmuş. Radyo aynı zamanda Türkiye’deki birçok mülteci içinde önemli bir bilgi kaynağı. -
-
Çocuğu vatansız doğmuş
“Kızım burada, Türkiye’de doğdu. Ancak o da bizim gibi varlığını kanıtlayacak küçük bir kağıt parçasından başka birşey olmayan bir kimliğe sahip. Kızım için Suriye’den de evrak çıkartamadık. Yani kanun önünde ne Suriye ne de Türk vatandaşı." -
Muhammed, 19 yaşında
“Ailem hala Şam’da. Ben tek başıma iki yıl önce kaçtım. Fotoğrafçılık yapmak isterdim. Ancak Suriyeli olarak Türkiye’de tuhaf karşılanıyorum ve iş vermiyorlar. Burada dil bilmezseniz kaybedersiniz. O yüzden şimdi Türkçe öğreniyorum. Böylece belki Avrupa’ya gitmem daha kolay olur. -
-
Avrupa yolunda
Muhammed bir kaç hafta önce botla Yunanistan’a geçmek üzere bir kaçakçıyla 1200 dolar karşılığında anlaşmış. Bunun için de en değerli varlığı olan kamerasını satmış. Ancak sonunda yine korku ağır basmış. Muhammed yüzme bilmemesine rağmen “bir dahaki sefere mutlaka başaracağım“ diyor.