Robinson Ziya dedenin hayatı belgesel oldu
Uzun yıllar Eskişehir'de antikacılık yapan Tuncelili Ziya Abay (81), 1995 yılında eşini kaybettikten sonra memleketine dönmeye karar vererek, Keban Baraj Gölü havzasının ortasında yaklaşık 80 dönüm büyüklüğündeki bir tane bile ağaç olmayan adaya yerleşti. Tekne alıp, adaya giden ve yaptığı küçük bir kulübede kalan Abay, 14 sene boyunca 3 bin 500 fidan dikti. Adada çeşit çeşit meyve ve sebze yetiştiren Abay, ıssız adayı yeşile bürüdü. Gazetecilerin fark edip "Gerçek bir Robinson Crusoe" hikayesi olarak haberleştirdiği Ziya Abay'ın hayatı şimdi de belgesele konu oldu.
Haberler İHA 18.02.2020 - 13:31 Son Güncelleme : 18.02.2020 - 17:52
-
Keban Baraj Gölü havzasındaki 3 bin 500 fidan dikilen adayı İHA muhabirlerinin fark edip "Gerçek bir Robinson Crusoe" hikayesi olarak haberleştirdiği 81 yaşındaki Ziya Abay'ın hayatı ödüllü akademisyen Turgay Kural tarafından belgeselleştirildi.
-
-
Uzun yıllar Eskişehir’de antikacılık yapan 4 çocuk babası Ziya Abay (81), 1995 yılında eşi Emine Abay’ı trafik kazasında kaybetti. Bir süre daha Eskişehir'de kalan ancak eşini unutamayan Abay, emekli olduktan sonra memleketi olan Tunceli'nin Pertek ilçesine bağlı Çakırtepe köyüne döndü. Çocuklarının farklı şehirlerde iş hayatına atılması nedeniyle yalnız kalan Abay, 14 yıl önce Elazığ ile Tunceli'yi birbirine bağlayan Keban Baraj Gölü havzasının ortasında yaklaşık 80 dönüm büyüklüğündeki bir tane bile ağaç olmayan adaya yerleşti.
-
14 YILDA 3 BİN 500 FİDAN DİKTİ
Tekne alıp, adaya giden ve yaptığı küçük bir kulübede kalan Abay, 14 sene boyunca 3 bin 500 fidan dikti. Adada çeşit çeşit meyve ve sebze yetiştiren Abay, ıssız adayı yeşile bürüdü. İHA muhabirlerinin fark edip "Gerçek bir Robinson Crusoe" hikayesi olarak haberleştirdiği Ziya Abay'ın hayatı şimdi de belgesele konu oldu.
-
-
ÖDÜLLÜ YÖNETMEN BELGESELİNİ ÇEKTİ
Ziya Abay'ın hayatını içeren belgeselin çekimlerini ulusal ve uluslararası ödüllere sahip Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Radyo Televizyon Bölümü akademisyeni Turgay Kural tarafından yapıldı. Adaya çadır kuran Kural, 15 gün süren çekim çalışmaları kapsamında Ziya Abay’ın, oradaki yaşamını kaydederek, belgesel sinema haline dönüştürdü. Elektrik olmayan adada yanına güneş panelleri alan Kural, kamera ve aydınlatma ihtiyacını güneş enerjisinden karşılayarak çekimlerini tamamladı, ardından da 2 ayrı uzunlukta belgeselini tamamladı ve ismini "Ada'm" olarak belirledi. -
''FİLMİMİZİ HABERDEN ESİNLENEREK OLUŞTURDUK''
Belgesel ile ilgili bilgi veren yönetmen Turgay Kural, "Ada'm belgesel sinema filmimizi, sizlerin yazın gerçekleştirmiş olduğu bir haberden esinlenerek oluşturduk. Haberi yapan arkadaş ile irtibat kurduktan sonra gerekli yerlerden de izinlerimizi alıp Ziya amcamızın daveti ve rızasıyla Tunceli’nin Pertek ilçesine gitme kararı aldık. Çekimleri, tek başıma gerçekleştirdim. Adaya gittiğimizde kurmuş olduğumuz bir çadırda 15 günlük bir süreçte belgeselimizi tamamladık. Adada elektriğin olmaması ve özellikle çekimlerimizin yaz aylarına denk gelmesi fiziki olarak beni yormasının yanı sıra teknik olarak cihazlarımız da olumsuz yönde etkiledi. Ekstradan adadan bir de elektriğin bulunmaması oldukça zorladı. Elektrik problemini, yanımızda götürmüş olduğumuz güneş panelleri sayesinde aşmış olduk” dedi.
-
-
"BİZİ ÇOK HEYECANLANDIRDI"
Belgeselin kendileri için çok önemli olduğuna anımsatan Kural, “Çünkü Ziya amcamızın eşine olan sevgisinin ardından adaya çıkması ve bu adayı yeşillendirmesi, tek başına 3 bin 500 ağaç dikmesi bizi çok heyecanlandırmıştı. Bu anlamda bizim için çok özel bir konu. Ayrıca adada bulunduğumuz süre içerisinde Ziya amcamızın naif kişiliği ve çalışkanlığı çok dikkatimizi çekti. Belgeselimiz 25 ve 30 dakika olmak üzere iki farklı çıktıda aldık. Bu sene hem ulusal hem de uluslararası festivallerde bizim yarışma filmimiz olacak” diye konuştu.
-
ZİYA DEDENİN BELGESELDEKİ KONUŞMALARI DUYGULANDIRDI
Belgeselde hayat hikayesini anlatan Ziya Abay, “Eşimi çok severdim o da beni çok severdi. Ben Ankara’daydım 'kardeşim ile Bursa’ya giderken trafik kazasında hayatını kaybetti’ diye bir haber geldi. Ben yıkıldım tükendim, bittik yani. Sevgilim, her şeyim yıkıldı. Birbirimize aşıktık, birbirimizi seviyorduk. Başımıza bunların geleceği aklımızdan geçmiyordu. Eşim, ağaçları çok sevdiğinden dolayı ben de ondan etkilendim. Bir de onu unutmamak için bu adaya o yüzden geldim. Ağaçları diktim, candan sevdim. Onlara hayran, kurban oluyorum. Bunların hepsi eşimin hatırı için” ifadelerini kullandı.
-
-