Fransa'nın bohem şehri: Marsilya (Marsilya gezi rehberi)
Yatların sıralandığı antik limanından Akdeniz’e açılan Marsilya’da hayat, yüzlerce yıldır denizle iç içe sürüyor. Brandlifemag.com editörlerinin kaleminden Fransa'nın bohem liman şehri Marsilya...
Haberler 02.07.2019 - 10:02
-
Diğer Fransa şehirlerinden farklı bir havası ve ruhu var Marsilya’nın. Bunu şehre adım atar atmaz hissediyorsunuz. Şehir hayatı yüzlerce yıldır deniz ile şekilleniyor, bu da Marsilya’ya daha bohem ve daha kozmopolit bir karakter kazandırıyor. Fransa’nın en büyük ikinci şehri olan Marsilya’nın temelleri M.Ö. 6. yüzyılda Foçalılar tarafından atılmış.
Yılın 320 günü eksik olmayan güneşi, Mistral esintisiyle birleştiğinde şehrin üzerinde kendine has bir ışık yaratıyor. Sokaklarını sadece güneş ışığı renklendirmiyor, kozmopolit yaşantısı ve yüzlerce yıllık tarihinin günümüze taşıdığı ihtişamlı mimarisi de şehrin bohem karakterini vurguluyor.
-
-
Fransa’nın Güney sahillerinin uçarı ve biraz da lükse düşkün karakterinden ayrı duran Marsilya, daracık sokaklarında binlerce hikaye anlatıyor. Şehrin kalbinin attığı bölge yatların peş peşe dizildiği eski liman Vieux Port. Limanı çevreleyen kafe ve restoranlara oturarak yatların limana yanaşmasını ve limandan ayrılmasını izleyerek Akdeniz havasını doya doya soluyabilirsiniz.
-
Notre Dame de la Garde Katedrali eski limanın hemen üstünde, 162 metre yükselikte yer alıyor. Yapımı 1864 yılında tamamlanan katedral, Marsilya’nın ve Akdeniz’in üzerinde adeta nöbet tutuyor. ‘Şehrin Koruyucusu’ ünvanı da buradan geliyor. Buraya otobüs ya da turist treni ile çıkabilir, çıkarken sahil boyunca kıvrılarak ilerleyen trenden şehrin plajlarına da bir bakış atabilirsiniz. Katedralin içindeki yelkenli maketleri de denize açılan sevdiklerinin sağlıkla geri dönmesi için dua eden insanların dileklerini temsil ediyor.
-
-
Panier adlı bölge Marsilya’nın en eski tarihi ve kültür merkezi olan renkli bir mahalle. Yunanlıların şehre ilk yerleştiği günden beri ayakta. Dik, dar ve dolambaçlı sokaklarındaki pastel renkli binaları ile şirin bir yerleşim yeri.
-
Şehri denizden gelen saldırılara karşı korumak üzere inşa edilen Chateau d’If, şehrin açıklarındaki If adasında bulunuyor. 17 yüzyılda hapishane olarak kullanılan kale aynı zamanda Monte Kristo Kontu romanı için de esin kaynağı olmuş.
-
-
Marsilya’ya deniz mevsiminde gelip de muhteşem plajlarının ve Akdeniz’in tadını çıkarmamak olmaz. Bunu yapmak için en uygun zaman ise Haziran ve Ekim ayları arası.
L’éstaque, denizin keyfini çıkarabileceğiniz yerlerden biri. Burası Marsilya’nın batısında yer alan ve Paul Cézanne’ın eşsiz tablolarına ilham veren manzaralara sahip bir balıkçı köyü.
-
Marsilya çevresinde bir başka ünlü bölge ise kireçtaşı tabakalarından duvar gibi yapıların denize doğru dik uzanarak minik koylar ve plajlar oluşturduğu Calanques adlı milli park. Cassis de Calanques’ların yakınında bulunan, plajı ve şirin görüntüsüyle ziyareti hak eden ufak bir kıyı kasabası.
-
-
Marsilya’nın mutfağı da elbette deniz ile şekilleniyor. Şehrin en ünlü yemeği bir tür balık güveci olan ‘Bouillabaisse’. Chez Fonfon bu yemeği en iyi yapan yerlerden biri.
-
Lavantaların diyarı Marsilya’ya geldiğinizde sizi önce uçsuz bucaksız deniz ve sonrasında ise meşhur Marsilya sabunu karşılayacak. Meşhur Marsilya sabununun satıldığı dükkanlara şehrin pek çok yerinde rastlayabilirsiniz ama içlerinden özellikle bir tanesi çok ünlü: Savonnerie Marseillaise de la Licorne. Alışveriş yapmak ve gezmek için Cours Julien bölgesi ideal. Şehrin oldukça eğlenceli ve hareketli bir mahallesi olan Cours Julien’de küçük butikler, hediyelik eşya dükkanları, eskiciler, antikacılar, sahaflar ve müzik dükkanları bulmanız mümkün.
Marsilya, sıcak Akdenizli karakteri ile hemen kanınızın kaynayacağı bir şehir, üstelik sizi hem kültürel zenginliği hem doğal güzellikleri ile tatmin edecek.
-