Türkiye'nin en güzel yürüyüş rotalarından birisi: Gelidonya Feneri
Antalya'nın Kumluca ilçesindeki Türkiye kıyılarının en yüksek feneri olma özelliği taşıyan 'Gelidonya Feneri', baharın gelişiyle birlikte doğa tutkunlarının yürüyüş rotasında ilk sırada yerini aldı.
Haberler ntv.com.tr, Anadolu Ajansı, DHA 01.04.2021 - 13:02
-
TÜRKİYE KIYILARININ EN YÜKSEK FENERİ
Antalya'nın Kumluca ilçesinin Taşlık Burnu'nda tarihi Likya Yolu'nda bulunan Gelidonya Feneri, Türkiye kıyılarının en yüksek fenerİ olma özelliğini taşıyor.
-
-
Gelidonya veya resmi adıyla Taşlık Burnu Feneri, denizden yaklaşık 227 metre yükseklikte ve 3 kilometre içeride yer alıyor.
-
GELİDONYA FENERİ'NE NASIL GİDİLİR?
Araçla tam ulaşım olmayan sivri kayalıklar üzerinde inşa edilen Gelidonya Feneri'ne, Likya Yolu yürüyüş rotası üzerinde yer alan 12 kilometrelik Adrasan ve 7 kilometrelik Karaöz Mahallesi güzergahlarından veya deniz yoluyla ulaşılabiliyor.
-
-
Akdeniz'in çam ve adaçayı kokulu ormanı ile masmavi suları arasında kalan Gelidonya Feneri, manzarasıyla da bölgenin en etkileyici alanlarından biri olarak nitelendiriliyor. Her yıl olduğu gibi fener, bu yıl da doğa tutkunlarının vazgeçilmez rotalarından biri oldu.
-
Yüksek mimar ve doğa fotoğrafçısı Buğra Kayalı, Gelidonya Feneri'nin doğa tutkunları için en popüler bölgelerden biri olduğunu söyledi.
Adrasan Korsan Koyu'ndan Gelidonya Feneri'ne yürüme mesafesiyle yaklaşık 6 kilometre sonra ulaşıldığını ifade eden Kayalı, “Burası özellikle bahar aylarında doğa yürüyüşçüleri için sevilen ve tercih edilen etaplardan biri. Son yıllarda yabancı turistler de özellikle kamp kurmak için geliyorlar" dedi.
-
-
Gelidonya Feneri'nin gün batımı ve gün doğumu fotoğrafları için ideal bir bölge olduğunu sözlerine ekleyen Kayalı, “Bu bölgede ben de fotoğraf ve video çalışmaları yapıyorum. Herkesin Gelidonya Feneri'ni görmesini öneririm" diye konuştu.
-
GELİDONYA FENERİ
Antalya'nın güney ucunda yer alan ve Akdeniz'in kılavuz fenerlerinden biri olan Gelidonya, 1936'dan beri denizcilere ışık veriyor. Fenerin bakımı 77 yıl ve 3 kuşaktır Demir ailesi tarafından yapılıyor.
-
-
GELİDONYA FENERİ 3 KUŞAKTIR ONLARA EMANET
Ailenin ilk fenercisi Ali Demir, 1944'te eşini ve iki çocuğunu da yanına alarak fenerin 2 odalı lojmanına yerleşmiş. Elektriği, suyu, yolu olmayan, tek bir komşunun bulunmadığı, en yakın yerleşim yerine 10 kilometre uzaktaki fenerde ailesiyle baş başa 28 yıl geçiren Ali Demir'in 1972'de emekli olmasıyla yerine oğlu Hasan geçmiş.
Beş çocuğu ve eşiyle burada kalan Hasan Demir de 1998'e kadar fenerin bakımını üstlenip, daha sonra işi en küçük oğlu Mustafa Demir'e devretmiş.
Halen fenerin bakımını gerçekleştiren 45 yaşındaki Mustafa Demir ise artık lojmanda yaşamıyor. Teknolojinin gelişmesiyle son yıllarda kontrolü uzaktan sağlayan Demir, ayda bir fenere giderek bakım yapıyor.
-
Ailesinin fener bekçiliği serüvenini anlatan Mustafa Demir, şöyle konuştu:
"Gelidonya Feneri inşaatına 1934'te başlanıyor, 1936'da da faaliyete geçiyor. İlk fenerci 1944 yılına kadar çalışıyor ve buradan gitmek istiyor. Yeni bir fenerci aranıyor, dedem talip oluyor. Dedem burada yaşamaya başlıyor. O zaman yaşam şartları çok zor. En yakın köy 10 kilometre. Suyu, yolu, elektriği yok, burada yaşam mücadelesi veriyor. Yaşam çok zor çünkü bir dağda yaşıyorsunuz. Dedem 1972'ye kadar burada görev yapıyor. Bizde iş babadan oğula geçebiliyor. Dedemden sonra babam çalışmaya başlıyor. Babamın emekliliği dolduğu zaman askerden gelmiştim. Ondan da ben devraldım. Bundan sonra ne olur bilmiyorum, evladıma verebilir miyim veremez miyim, bilgim yok. Çok eski yıllarda dedemin katırları vardı, yükler onunla getiriliyordu. Daha sonra belli bir yere kadar yol geldi. Yola kadar motorla gelip, ondan sonra insan gücü, at veya eşekle yükler gelirdi"
-
-
Ailesi dışında kimsenin yaşamadığı yerde çocukluğunu keçileri, oğlakları severek, bol bol denize girerek geçirdiğini kaydeden Demir, "Dün gibi hatırlıyorum. Buraya her geldiğimde ailem aklıma geliyor, duygulanıyorum. Mutfakta kullandığımız çanaklar, çatallar, yastıklar, battaniyeler hala duruyor" dedi.
Teknolojinin gelişmesiyle fenerde yaşama gereğinin de kalmadığını belirten Demir, "Şu anda Finike'de görev yapıyorum. Feneri uydu sisteminden kontrol ediyoruz. Ayda bir kez de buraya geliyorum. Gaz yağıyla çalıştığı dönemlerde her gün buradaydık, daha sonra tüp, bizim tabirimizle 'lüks' ile fener çalışmaya başladı. Eskiden 10 kilometre kadar yürürdüm. Şimdi patika yoldan daha az yürüyorum" ifadelerini kullandı.