İlişkili Haberler
Yapımına 2011 yılında başlanan ve Ordu'nun Gülyalı ilçesinde deniz üzerine taş dolguyla inşa edilen dünyanın üçüncü, Avrupa'nın ve Türkiye'nin ilk havalimanı olan Ordu-Giresun Havalimanı yaklaşık 360 milyon liraya tamamlandı.
Deniz doldurularak yapılan havalimanı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun katılımlarıyla bugün açıldı.
Havalimanının pist uzunluğu 3 bin, genişliği ise 45 metre. Günde 2 bin seferle yaklaşık 36 milyon ton taşın denize doldurulmasıyla yapılan havalimanının daha konforlu olması için piste "stone mastic asfalt" döküldü.
Öte yandan, Avrupa ve Türkiye'nin deniz doldurularak inşa edilen tek havalimanı olma özelliğini taşıyan Ordu-Giresun Havalimanı'nın yapımında kullanılan 36 milyon ton taş için kamyonlar 950 bin sefer yaptı.
TARİFELİ SEFERLER BAŞLADI
Diğer taraftan sabah saatlerinde İstanbul'dan gelen Türk Hava Yolları'nın "Batman" isimli tarifeli sefer yapan uçağı Ordu-Giresun Havalimanı'na iniş yaptı.
Toplam 136 yolcusuyla Ordu-Giresun Havalimanı'na iniş yapan uçak, yeni yolcularını aldıktan sonra alandan ayrıldı.
Bu uçağın ardından havalimanına Türk Hava Yollarının (THY) tarifeli seferleri devam etti.
ERDOĞAN: GÖZÜN AYDIN OLSUN ORDU, GİRESUN, KARADENİZ
Resmi açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugünün Ordu ve Giresun için tarihi bir gün olduğunu ifade ederek, "Bugün olmaz denilenin olduğu, yapılamaz denilenin yapıldığı, bitmez denilenin bitirildiği bir gün. Gözün aydın olsun Ordu, gözün aydın olsun Giresun, gözün aydın olsun Karadeniz" diye konuştu.
Havalimanının her iki şehir, bölge ve ülke için hayırlı olması dileğinde bulunan Erdoğan, şunları söyledi:
"Başbakanlığım döneminde Sinop'ta havalimanı yoktu, çalışmıyordu. Sinop Havalimanı'nı bitirdik, açtık ardından Kastamonu'da yoktu Kastamonu'da havalimanını açtık. aynı şekilde Samsun Havalimanı'nı hamdolsun açtık. Şimdi mutluyuz. Zira Ordu-Giresun Havalimanı'nı açıyoruz. Trabzon'da havalimanımız vardı. Az önce Başbakanımızın da ifade ettiği gibi proje aşaması bitmiş aynen denize dolgu bir havalimanı da Artvin-Giresun arasında Ardeşen-Pazar arasına inşallah yapacağız. Dolayısıyla bu eserlerle artık bu millete efendi olmanın değil, hizmetkar olmanın hazzını duyuyoruz. Zira biz bu yola çıkarken bu duyguyla çıktık, bu anlayışla çıktık ve kurusıkı atarak değil, hizmet ederek çıktık. Zira biz şuna inanıyorduk. İnsanların en hayırlısı, insanlara en faydalı olanıdır. Bizim derdimiz buydu. Şimdi birileri kalkıp farklı farklı şeyler söyleyebilirler, önemli olan biz bu milletin hizmetkarıyız, efendisi değil. Bu yola böyle çıktık."
"AŞK HER KİŞİNİN İŞİ DEĞİL, ER KİŞİNİN İŞİ"
Havalimanının Ordu ve Giresun'daki işlevinin çok önemli olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Artık benim vatandaşım burada yarım saatlik mesafede hemen arabasına atlayacak havalimanına gelecek öyle mi Yolları kısa ettik ve öyle bir noktaya gelecek ki Türkiye genelinde inşallah halkımız 'ben acaba filanca yere nasıl ulaşırım' endişesinden çıkacak. Ben 2 saatte rahatlıkla buradan çıkar İstanbul'daki evime ulaşırım. İstanbul'dan çıkar Ordu'daki, Giresun'daki evime ulaşırım. Nerelerden nerelere geldik. Samsun'dan düşünün Sarp, biz geldiğimizde yüzde 35'i yapılmıştı. Ama Samsun-Sarp arasını tamamlayan biz olduk. Dağları deldik. Ferhattık biz Ferhat, siz Şirin. Son zamanlarda baktım ki Kılıçdaroğlu da Ferhat-Şirin hikayesini bol bol anlatmaya başladı, öğrenmiş bir şeyler. Daha öğrenecek ama daha çok öğrenmesi lazım. Öyle aşk her kişinin işi değil, er kişinin işi. Aşk kişinin sevdiğinde yok olmasıdır, bunların böyle bir şeyi oldu mu bugüne kadar 97, 98 yılları, işte geçenlerde televizyonlarda izliyoruz aman Ya Rabbim yaşadık onları. İzlemeyi bırak Sosyal Sigortalar Kurumunun hastanelerinde ne çileler çektiğimizi bilmiyor muyuz Kar eden bir kurumun ne hale getirildiğini bilmiyor muyuz Müslüman bir sokulduğu yerden bir daha sokulmaz. Bu oyunu bozmaya mecburuz, bu oyuna gelmeyeceğiz. 2002 ve öncesinin Türkiyesinde Ordu ve Giresun için denizin içinde bir havalimanı inşa edilmesi hayal bile edilemezken, bugün, hamdolsun bunu gerçekleştirdik."
"SEVDANIZ VARSA BUNU YAPARSINIZ"
Göreve geldiklerinde Türkiye'de 26 havalimanı bulunduğunu bugün ise 54. havalimanının açılışının yapıldığını bildiren Erdoğan, "Bu dertli olmayı gerektirir. Aşk budur işte, sevda budur. Sevdanız varsa bunu yaparsınız, yoksa yapamazsınız" dedi.
Erdoğan, iktidara geldiklerinde 6 bin 100 kilometre olan bölünmüş yola 17 bin 600 kilometre yol ilave ettiklerini vurgulayarak, "6 bin 100 kilometreyi 79 senede yaptılar. Biz 17 bin 600 kilometreyi 12 senede yaptık. Fark bu. Hızlı treninin adını bilmiyorlardı, bunu öğrendiler" diye konuştu.
12 yılda Türkiye'nin ulaşım altyapısında adeta bir devrim gerçekleştirdiklerini ifade eden Erdoğan, hızlı tren hatlarının şu anda bin 213 kilometreye ulaştığını, Karadeniz Sahil Yolu'nu tamamladıklarını anımsattı. Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bugün bu havalimanıyla birlikte özellikle hava taşımacılığında attığımız adım bir rekordur. Ben Ulaştırma Bakanım Binali Bey'e 'hava taşımacılığı elit bir çevrenin taşındığı değil, tüm halkın rahatlıkla gidebileceği bir hale gelmesi lazım. Yani havayolu halkın yolu olmalıdır' demiştim. Sağolsun Binali Bey üstün bir gayretle havalimanlarının halkın yolu olması için havalimanlarının sayısını süratle çoğaltma gayretine ve önümüze bunları getirmeye çalıştı.
Sevgili gençler bir defa şunu bilmeniz lazım: Biz yola çıkarken ne demiştik 'dik duracağız, dikleşmeyeceğiz' öyle mi Şunu da bilmenizi istiyorum: Biz Allah'tan başka kimsenin huzurunda eğilmedik, eğilmeyiz."
Erdoğan, gelecek hafta Başbakan Ahmet Davutoğlu ile Hakkari'de 29. havalimanını açacaklarını bildirdi.
Bu havalimanın iki yıl tehirle açılacağını aktaran Erdoğan, "Neden iki yıl tehir oldu Bölücü terör örgütünün engellemeleriyle oralardaki müteahhitler kaçarak, iş makinaları yakılarak maalesef iş bu noktaya geldi. Biz bölücü terör örgütünün desteklemiş olduğu partiye rağmen Hakkari Havalimanı'nı bitiriyoruz. Şimdi çıkıyorlar, 'demokrasi' diyorlar. Ne demokrasisi ya Bunların demokrasiyle falan alakası yok" diye konuştu.
Van'daki bazı billboardlarda musluklardan kan akıtıldığını belirten Erdoğan, "Onların belediyesinin olduğu yer. Tabi ciddi eleştiriler gelmeye başlayınca, Van'a gittim baktım ki musluklardan kan akma olayı bitmiş. Şimdi su akıtıyorlar. Yani söylenmese bunlar devam edecekler. Çamur aksın, bunu anladık da kan akması olayı anlaşılır gibi değildi" değerlendirmesinde bulundu.
İstanbul'a Büyükşehir Belediye Başkanı seçildikten sonra 180 kilometre mesafeden kente su getirdiklerini ve su sorununu çözdüklerini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Zira bizim zihniyetimizde hizmetkar olmak var. Bizim zihniyetimizde eserin en güzelini yapmak var. Biz bunları yaptık. Şu anda hamdolsun ülkemizde Hakkari ile birlikte 55 noktaya ulaşacağız. İnşallah 2023 yılına kadar 60 havalimanına çıkacağız. İstanbul'da yılda 150 milyon yolcu kapasiteli havalimanına da ulaştık. Şimdi bu havalimanında da enteresan bir durum var. Buranın maliyeti 12 milyar Avro. Ve bunu 12 milyar Avro'ya mal ederken ortada bir tablo daha var. Nedir o Buranın 25 yıl kira süreci var. Fakat burada 22 milyar da ödeyecekler, kira. Yani bu bir idarecilik sanatıdır. Bu bir sevki idare kabiliyetidir. Biz bunları böyle yaptık.
Sayın Kılıçdaroğlu çıkmış, projeler açıklıyor. 30 yıl sonrasına yönelik projeler açıklıyor. Kim öle, kim kala. Sırtında küfe de yok. Çok rahat atıyor, tutuyor. Sayın Kılıçdaroğlu, bak senin bu söylediklerinin, Başbakanlığım döneminde ilan ettiğim için tekrar söylemek durumundayım. Cumhuriyetin 100'üncü yıl dönümüyle ilgili olarak biz hedef koyduk, 2023. Onun çalışmaları devam ediyor. Ve hedef koyduk. Ne dedik Şu anda bizim kişi başı milli gelirimiz 10 bin 500 dolar. 2023'te hedef ne 25 bin dolar."
"BÖYLE KURU SIKI ATMAKLA BU İŞLER OLMUYOR"
AK Parti iktidarları göreve geldiğinde, 36 milyar dolar olan Türkiye'nin ihracatının şu anda 158 milyar dolara çıktığını, 2023 hedefinin ise 500 milyar dolar olduğunun altını çizen Erdoğan, hedeflerin 2023 ile bitmediğini, İstanbul'un fethinin 600'üncü yıl dönümü 2053 ile Alparslan'ın Malazgirt'ten doğuşunun 1000'inci yıl dönümünde yani 2071'inde üçüncü hedef olarak belirlendiğini hatırlattı.
Erdoğan, "Bu hedefleri koyarak yürüyen bir hükümet, bir iktidar var. Böyle kuru sıkı atmakla bu işler olmuyor. Sorumluluk istiyor. Bu sorumluluk içerisinde göreve geldik, 230 milyar dolar milli gelire sahipken, bugün 800 milyar dolara çıktık. Bunlar durup dururken olmuyor" diye konuştu.
Türkiye'nin enflasyonda yüzde 330'u görmüş bir ülke olduğunu şimdi ise bunun tek haneli rakamlara düştüğünü vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Biz kimlerden devraldık bu ülkeyi DSP-MHP-ANAP'tan aldık. Şimdi bakıyorum, Sayın Bahçeli zaman zaman bize ileri geri hakaretler ediyor. Sayın Bahçeli; ben sana hakaret etmeyeceğim, muhatabım da değilsin zaten. Çünkü Çankaya'ya çıkamayacağımı, o yokuşta yarı yolda kalacağımı söylemişti. Biz öyle çıktık ki bunlar geriden nal topluyorlar. Türkiye'de biz bunların hepsini idarede de reforme ettik. 26 tane bankayı bunlar iflas ettirdi. 40 milyar dolar bu ülkeyi zarara soktular. Yolsuzlukların tamamiyle tavan yaptığı bir dönemdi. Beş yıllığına millet görev verdi mi onlara o zaman Verdi. Ne kadar kaldılar 3,5 yıl kaldılar. Kaçarak gittiler. Niye kaçıp gittiniz Çalışsaydınız, idare etseydiniz Türkiye'yi. Ama bunlar Düzce depreminin, Sakarya depreminin, Bolu depreminin, Kocaeli depreminin altında kaldılar. Çıkamadılar altından."
"Biz deprem geçirmedik mi " diye soran Erdoğan, "Bingöl depreminde gece oradaydım. Tüm arkadaşlarımla beraber. Yeni bir Bingöl inşa ettik. Simav depremi oldu, anında yeni bir Simav inşa ettik. Van depremi oldu, anında müdahale, yeni bir Van inşa ettik. Biz buyuz, biz dertliyiz, biz bu millete sevdalıyız" diye konuştu.
"BERABERCE BİR TELEVİZYONA ÇIKIN ONUNLA BİR DERTLEŞİN, HESAPLAŞIN"
Türkiye'nin AK Parti iktidarları döneminde IMF'ye olan borcunu ödediğini, hatta borç verebilir duruma geldiğini aktaran Erdoğan, Merkez Bankası rezervinin 27,5 milyar dolardan, 122 milyar dolara çıktığına işaret etti.
Erdoğan, "Öyle konuşarak bu işler olmuyor Kılıçdaroğlu. Hesap uzmanıymış. Benim Maliye Bakanım var idi, şimdi tabi ben Cumhurbaşkanıyım ama kendisini severim. Öyle konuşacağına Maliye Bakanımın yanında 200'e yakın hesap uzmanı var, beraberce bir televizyona çıkın, onunla bir dertleşin, hesaplaşın. O sana zaten bu hesapların ne olduğunu, nasıl geldiğini, nasıl gittiğini gayet iyi
anlatır ve fakat Maliye Bakanımız diyor ki 'gel çıkalım' diyor. Bir taraftan kendisi 'kim istiyorsa gelsin' diyor. Bak işte Maliye Bakanı 'gel çıkalım ' diyor, niye çıkmıyorsun Çık. Çıkamaz. Bunların dikili ağacı yok" diye konuştu.
Dün akşam bir televizyon kanalında "Unutma" isimli diye bir belgesel yayınlandığını ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Orada hastanelerin halini görüyorsunuz değil mi Allah rahmet etsin o Ahmet Kaya'ya. Ahmet Kaya da o programda vardı ve Ahmet Kaya orada yanık yanık yine o türkülerini söylüyordu. Ahmet Kaya'ya daha sonra ödül töreninde 'vay şerefsiz vay' diye sürmanşetten başlık atanlar, daha sonra ne dediler biliyor musunuz 'Biz o akşam orada yoktuk' dediler. Halbuki hepsi de oradaydı. Çünkü dürüst değiller. Hayatları yalan üzerine kurulu. Şimdi aynı medya grubu bize karşı bu tür oyunların içerisine giriyor. Bize hiçbir şey yapamazsınız. Siz şahsımın resmini kalkıp da hurriyet.com.tr'ye koyup altına da 'şok haber, yüzde 52'ye idam' yazısını yazıp, tepkiler gelmeye başlayınca bunu niye kaldırdınız sosyal medyanızdan Niye kaldırdınız? Ondan sonra 'biz onu demek istemedik.' Sizin o karanlık dünyanızdan neler geçtiğini biz çok iyi biliriz. Ben diyorum ki bu yayın gruplarına karşı tavır koymalısınız."
DAVUTOĞLU: YENİ BİR DESTAN YAZMAK İSTİYORUZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan önce konuşan Başbakan Davutoğlu ise, Türkiye adına yeni bir destan yazmak istediklerini belirtti.
İki hafta önce muhalefet partilerinin liderlerine meydan okuduğunu hatırlatan Davutoğlu, "Cumhurbaşkanımızdan başarı dolu bir 12 yıl devraldık, geleceğe doğru bunu götürmeye kararlıyız ama ola ki millet bize teveccüh göstermezse birinci parti olmazsak bu koltuğu bir başka arkadaşıma devrederim. Siz ne yaparsınız diye sordum; birer birer kıvırttılar" diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun, 'Oyum düşmezse ben istifa etmem' sözlerine atıfta bulunan Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Kılıçdaroğlu'nun bütün niyeti, yüzde 24-25 oy almak. İktidar olmak değil. Bahçeli, 'Ben oyumu kaybetmezsem bırakmam' dedi. 12 seçim kaybetmiş hala gözü koltuğunda. Diğeri 4-5 seçim kaybetti hala gözü koltuğunda. Çünkü bunların meselesi, koltuk meselesi koltuk. Bizim meselemiz hizmet meselesi. Demirtaş bir adım öteye gitti; iki şey söyledi ki buradan sizin huzurunuzda bir şekilde cevap vermek farz oldu. Dedi ki, 'Ben bırakırım ama barajın altında kalırsam ve başarısızlık benden kaynaklanırsa bırakırım' Böyle genel başkan olunur mu Genel başkan dediğin, lider dediğin, başarının da başarısızlığın da sorumluluğunu üstlenir. İşte biz seçim neticesi ne olursa olsun sorumluluğu üstleniyoruz''.
''KÜÇÜK AKLIYLA, ZAYIF AHLAKIYLA...''
Davutoğlu, eleştirilerine şöyle devam etti:
"Diğer taraftan da diyor ki küçük aklıyla ve o zayıf ahlakıyla kendisi gibi zannediyor diyor ki, 'Sayın Davutoğlu kazansa bile başkanlık sistemi gelecek ve koltuğunu bırakacak' Be ey gafil; buradan sesleniyorum, bizim siyaset anlayışımız sizin anlayışınız gibi değildir. Biz siyaseti koltuk meselesi olarak görmeyiz. Beyannamede zikrettiğimiz gibi bütün bu hizmetler üzerinde, bütün bu başarılar üzerinde başarıların en büyüğünü gerçekleştireceğiz ve yeni sivil bir anayasa yapacağız sivil. Tamamıyla milletten gelen. O sivil anayasa içinde başkanlık sistemi de dahil her konuyu ele alacağız. Hiçbir ön yargı olmadan, Türkiye için en doğru ne yapılması gerekiyorsa bunu yapacağız. Çünkü bizim meselemiz koltuk meselesi değil. Ezeli ve ebedi bir davanın neferleriyiz. Biz yola çıkarken Tarık bin Ziyad gibi bütün gemileri yakmış çıkmışız. Türkiye için doğruysa, ülkemiz, milletimiz için doğruysa hiçbir koltuğu arkamızda bırakırken gözümüzle dönüp bakmayız bile bakmayız."
Kendilerinin anlayışlarının önce ahlak, erdem ve hikmet olduğunu, sonrasında siyaset geldiğini vurgulayan Başbakan Davutoğlu, şunları söyledi:
"Aziz Ordulular, değerli Giresunlular, bu havaalanı inşallah kazasız belasız nice yolculuklara şahit olacak. Havaalanına gelen ve giden yolculuklar dışında bir de milletlerin yolculuklar var. Milletlerin tarih içindeki büyük yolculuğu... 1071 Malazgirt, 1453 İstanbul'un fethi, 1923 Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulması... Şimdi size soruyor ve bir anlamda şahitlik etmenizi istiyorum; bu tarihi yürüyüşte, 2023'te kuvvetli ve şefkatli bir Türkiye'yi kurmaya var mısınız Kendi savaş uçağını yapan, kendi tankını, kendi helikopterini yapan, hiç kimseden borç almadan, borç istemeyen kudretli Türkiye'ye var mısınız 2053'te Osmanlı Devleti'nin bütün o adalet mirasıyla dünyaya adalet ve nizam getirmeye var mısınız 2071'de Malazgirt'in bininci yılında, bu topraklardaki ebedi kardeşliği, çevre coğrafyalara da bir barış mesajı olarak yaymaya var mısınız Bunun için ilk adım 7 Haziran. İnşallah yeniden bir destan yazarsanız, 2023'ün, 2053'ün 2071'in önü açılacak ama bu dışarıdaki işbirlikçi çetelerin, paralelcilerin, onların buradaki uzantılarının hesabı gerçekleşirse ki gerçekleşmez; önümüzü kesmeye çalışacaklar.''
Davutoğlu, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
"Önümüzü kesmek isteyenlere dur diyecek miyiz Tuzak kuranların tuzaklarını başlarında parçalayacak mıyız Bu destan ile inşallah Ordu ve Giresun 9 milletvekilini el ele Ankara'ya gönderiyor mu Karadenizli söz verdim mi, Karadeniz dalgaları çıldırsa, bu sözünden dönmez, Karadeniz dağları çökmedikçe, Karadenizli sözünden dönmez. Allah yar ve yardımcımız olsun."