Cumhurbaşkanı, AB'nin Türkiye'ye 12 aylık takvim verdiğini açıkladı. O takvimde 6 temel ayak var. Gümrük Birliği'nin yenilenmesi, vize serbestisinin sağlanması gibi başlıkların yanısıra, önemli ayaklardan biri de Terörle Mücadele. AB bu konuda birlikte çalışmak için "Türkiye'den heyet gelsin" önerisi getirdi. Gelecek günlerde bir heyetin Brüksel'e gitmesi gündemde.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AB liderleri ile görüşme sonrası "Bir takım çalışmalar yapmışlar, şu anda kendilerinden bu yaptıkları çalışmaya yönelik biz 12 aylık takvim aldık. Bu takvim üzerinde Dışişleri Bakanı ve AB Bakanlıklarımızla bir çalışma yapacağız ve adımları atacağız" demişti.
12 AYLIK TAKVİMİN 6 AYAĞI VAR
Gümrük Birliği anlaşmasını güncellemek için müzakerelere başlamak. TC vatandaşlarının AB'ye vizesiz seyahatleri için başlatılan sürecin tamamlanması... Göç konusunda 18 Mart 2016 tarihinde yapılan anlaşmanın yürütülmesi ve vaat edilen 3+3 milyar euronun Türkiye'deki Suriyeliler için 2017 ve 2018 içinde hızlı şekilde projelere aktarılması... Terörle mücadele konusunda işbirliği... Siyasi diyalog toplantıları yapılması... Enerji ve ekonomi diyalog toplantılarıyla diyaloğa devam etmek.
AB'DEN TERÖRLE MÜCADELE İÇİN HEYET GÖNDERİN ÖNERİSİ
Erdoğan-Juncker-Tusk görüşmesinde Türkiye, "PKK ve FETÖ'ye izin vermeyin" mesajını net şekilde iletti. İşbirliği ve temasların artması konusunda da taraflar hemfikir. AB'nin Terörle Mücadele Komiseri Gilles de Kerchove Mayıs ayı içinde Türkiye'ye gelmişti. AB yetkilileri üçlü toplantıda "Sizden de bir heyet gelebilir, bu konunun ayrıntılarına girebiliriz" önerisi getirdi. Gelecek süreçte, terörle mücadele konusunda bir ismin Brüksel'e gitmesi gündemde. Üzerinde yoğunlaşılacak konular arasında stihbarat paylaşımı, teröristlerin hareket kabiliyetlerini sınırlamak için uçuş verileri gibi bilgilerin daha koordineli şekilde paylaşılması da yer alıyor. Yetkililere göre terörle mücadele konusunda işbirliğini artırabilecek iki adım daha var. "Europol ile operasyonel işbirliği anlaşmasının yürürlüğe girmesi ve Kişisel Verilerin Korunması Kanunu gözden geçirilip AB’nin talep ettiği hale dönüştürülmesi..."
Türkiye vize serbestisi müzakereleri kapsamında bu KVKK’yı değiştirmiş ama Brüksel’in istediği düzenlemeleri tam olarak yaşama geçirmemişti. Bu da bazı AB’li ülkelerle Türkiye arasındaki istihbarat akışının sınırlanmasına yol açmıştı.
TÜRKİYE EUROPOL’E İMZA ATMADI
Vize serbestisi için de geçerli kriterlerden olan Europol ile operasyonel anlaşma konusunda süreç beklendiği kadar hızlı akmayabilir. Avrupa polisi olarak bilinen Europol ile operasyonel işbirliği anlaşması konusunda Türkiye'nin 1 Mayıs'a kadar imza atması gerekiyordu. Türkiye, bu imzayı atmadığı ve Europol’e verilen direktif geçerliliğini yitirdiği için şimdi AB Konseyi’nin Komisyon’a yeni bir direktif vermesi beklenecek. Bu da AB'nin iç prosedürü yüzünden uzayabilir.
HEDEF GÜMRÜK BİRLİĞİ MÜZAKERELERİNİN BAŞLAMASI
Hem Türkiye hem de AB, 1997 başından beri yürürlükte olan ve sadece sanayi ürünlerini içeren Gümrük Birliği'nin tarım ürünleri, hizmetler yenilenmesini ve kamu alımları gibi alanları da kapsayacak şekilde güncellenmesini istiyor. Türkiye böylece AB’ye olan dış ticaretini yaklaşık 20 milyar euro artırabileceğini öngörüyor. AB ise kamu alımları aracılığıyla Türkiye pazarına daha çok girebilmeyi istiyor. Anlaşmanın güncellenmesi için teknik müzakerelerin başlaması konusunda top Avrupa Birliği tarafında. AB Komisyonu "Türkiye ile müzakerelere başlayın" direktifini Aralık 2016'da AB Konseyi'ne sundu. Konsey'in, haziran ayında bunu onaylaması bekleniyordu. Ancak Avrupa Parlamentosu'ndan bir görüş almadan bunu yapmama eğilimindeydi. Parlamento da siyasi olarak süreci geciktirip, mayısta çıkması beklenen o görüşü vermeyince AB Konseyi de harekete geçmedi.
Erdoğan-Juncker-Tusk görüşmesinde ise teknik müzakerelerin bir an önce başlaması konusunda çalışılmasına karar verildi. Yetkililer o onayın ne zaman çıkacağı ve Gümrük Birliği müzakerelerin ne zaman başlayacağına ilişkin tahminini paylaştı: "Haziran sürpriz olur, temmuzda başlarsa sürpriz olmaz ama olmaz ama eylül daha muhtemel..."
İLK SİYASİ DİYALOG 13 HAZİRAN'DA
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Juncker ve Tusk görüşmesinden sonra AB ile yol haritasını çizmek ve buna ilişkin takvimi oluşturmak için ilk toplantı 13 Haziran'da yapılacak. Müsteşar ve Müsteşar Yardımcısı seviyesinde yapılacak toplantıda, belirlenen her temel ayak için bir takvim çıkarılacak. O takvim ile birlikte Bakanlar düzeyinde görüşmelerin önü açılacak. Bakanlar düzeyindeki toplantılarda ise ağırlıklı olarak "enerji ve ekonomi" diyaloğuna odaklanılacak.
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Yüksek Komiseri Frederica Mogherini, AB'nin Genişlemeden Sorumlu Komiseri Johannes Hahn, Türk Dışişleri ve AB Bakanları'nın aynı masaya oturacağı bir toplantının hazırlıkları yapılacak. O toplantının temmuz ayında yapılması için çaba harcanacak. Ama olmazsa tarih, AB ağustos ayında tatil yaptığı için eylüle kalacak.
VİZE MUAFİYETİ İÇİN METİN BAŞBAKANLIK’TA
Vize konusu Türkiye için en önemli hedeflerden ayaklardan biri... Brüksel’de yapılan üçlü görüşmede bu konuda sürecin gözden geçirilmesi için AB Komisyonu Birinci Başkan Yardımcısı Frans Timmermans'ın Türkiye'ye gelmesi ve görüşmeler yapması fikri üzerinde duruldu... Vize konusu Türkiye için en önemli ayaklardan biri... Erdoğan-Juncker- Tusk görüşmesinde, bu konuda sürecin gözden geçirilmesi için AB Komisyonu Birinci Başkan Yardımcısı Frans Timmermans'ın Türkiye'ye gitmesi fikri üzerinde duruldu...
Bugün hala Türkiye'nin vize serbestisi için karşılaması gereken 72 kriter içinde adım atmadığı 7 kriter var.
NTV'ye konuşan Türk yetkililer, geri kalan 7 kriterin karşılanmasını sağlayacak bir öneriler dizisinin, AB ve Dışişleri Bakanları tarafından Başbakan'a sunulduğunu, 24 Mayıs sonrası da Cumhurbaşkanı’na sunulmasını kararlaştırıldığını söylediler. Bu metinde daha önce tartışma yaratan ve sürecin tıkanmasına neden olan "terörün tanımının yeniden belirlenmesi" kriterinin de yeraldığı belirtiliyor. Türkiye’nin atacağı adımların en üst düzeyde yapılacak değerlendirmeler ışığında netleşeceğinin altını çizen yetkililer, bazı düzenlemelerin Meclis’e geleceğini de anımsattılar.
“MALİ YARDIM HIZLANMALI”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan üçlü görüşme sonrası, Brüksel dönüşünde uçakta yaptığı açıklamada, "Vize meselesi değil sadece, Kızılay ve AFAD'ın oralara yapacakları para yardımı hususunu da gündeme getirdik. Bu husus da gündemde kaldı. Bu konu üzerinde de çalışmaları karşılıklı yürüteceğiz" demişti. Erdoğan-Juncker- Tusk görüşmesinde Cumhurbaşkanı bir kez daha, AB'den yapılan yardımların azlığından yakındı. "Süreç ne kadar hızlı olursa o kadar iyi olur. Biz bugüne kadar 28 milyar dolar harcadık" dedi. Avrupa Birliği bugüne kadar Türkiye'deki Suriyeliler için 790 milyon euro harcadı. 1.5 milyar euro da projeler için sözleşmeye bağlandı. Bunun 811 milyon Eurosu Türkiye’deki göçmenlere aktarılmış durumda. Türkiye-AB arasındaki anlaşmaya göre 2017 sonuna kadar çıkacak para 3 milyar euro. 2018'de de artı 3 milyar euro bekleniyor. Bu fonların sorunsuz aktarımı için bir diğer diyalog mekanizması da göç başlığı altında olacak.
AB: NASIL BAŞLIK AÇILACAĞINI BİLİYORSUNUZ
Türkiye’nin AB müzakerelerinde son açabildiği başlık Aralık 2015'te "Ekonomik ve parasal politika" başlığı idi. Onu da 2 yıl aranın ardından açabilmişti. Türkiye, 2005’te başlayan müzakere sürecinde 35 başlıktan sadece 16 tanesini açabildi ve bu 16 arasından da sadece bir tanesini kapatabildi. AB yetkilileri üçlü görüşmede, "Başlıkların nasıl açılacağı biliniyor. Türkiye'den olumlu sinyaller görmek istiyoruz" mesajı verdi.
YETKİLİLER: ÜÇLÜ GÖRÜŞMEYE OLUMLU HAVADA GİDİLDİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 9 Mayıs'ta yayınladığı AB günü mesajı, Brüksel'de "olumlu havanın ilk esintisi" olarak yorumlanıyor. Erdoğan o mesajında, "Tarihi, coğrafi ve kültürel olarak yüzyıllardır Avrupa'nın bir parçası olan ülkemiz, stratejik hedef olarak gördüğü AB üyelik sürecini, karşılıklı saygı, eşitlik ve kazan-kazan anlayışı çerçevesinde devam ettirmek arzusundadır" ifadelerini kullanmıştı. Türk yetkililer, 9 Mayıs mesajının 24 Mayıs'taki görüşmeye giderken, havayı olumluya çevirdiğini anlatıyor. Erdoğan'ın Brüksel'e giderken, "Bizim Avrupa Birliğinden kopmak diye bir derdimiz yok ama Avrupa Birliği’nin de kendi üzerine düşen görevi herhalde yerine getirmesi gerekir" ifadeleri "birlikte çalışma iradesini" gösterdiği yorumlarına sebep olmuştu. Brüksel'deki üçlü zirvede ortaya çıkan 12 aylık takvim-6 temel ayak da bunun bir sonucu olarak görülüyor.