ABD Başkanı Donald Trump, 2 Ekim'de Suudi Arabistan'ın İstanbul'daki başkonsolosluğuna girdikten sonra kendisinden haber alınamayan Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın kaybolmasından Riyad yönetiminin sorumlu olabileceğini ima etti ancak net ifadeler kullanmaktan kaçındı.
Fox News'a telefonla bağlanan Trump, Kaşıkçı'nın kaybolmasından ya da ölümünden Suudilerin sorumlu olup olmadığına dair soruya, "Sanırım şu ana kadar biraz öyle göründüğünü söylemek durumundayız. Bekleyip görmemiz gerekecek" yanıtını verdi.
Trump bu açıklamasından önce de Oval Ofis'te gazetecilere, Kaşıkçı'nın kaybolmasıyla ilgili olarak Suudi Arabistan makamlarıyla son günlerde "en üst düzeyde" görüşmeler yaptığını söylemişti. Suudilerden bilgi mi talep ettiği yönündeki soruya ise "Her şeyi talep ediyoruz" diye yanıt veren Trump, "Bu hem bizim hem de Beyaz Saray için çok ciddi bir durum... Bu işin temeline kadar inmek istiyoruz" ifadesini kullanmıştı. "İnsanlar, (Kaşıkçı'nın) içeri girdiğini gördü, ama dışarı çıktığını görmedi" diyen Trump, bu olaya "çok ciddi bir şekilde bakacaklarını" belirtmişti.
Fox News'a telefonla bağlanan Trump, Kaşıkçı'nın kaybolmasından ya da ölümünden Suudilerin sorumlu olup olmadığına dair soruya, "Sanırım şu ana kadar biraz öyle göründüğünü söylemek durumundayız. Bekleyip görmemiz gerekecek" yanıtını verdi.
Trump bu açıklamasından önce de Oval Ofis'te gazetecilere, Kaşıkçı'nın kaybolmasıyla ilgili olarak Suudi Arabistan makamlarıyla son günlerde "en üst düzeyde" görüşmeler yaptığını söylemişti. Suudilerden bilgi mi talep ettiği yönündeki soruya ise "Her şeyi talep ediyoruz" diye yanıt veren Trump, "Bu hem bizim hem de Beyaz Saray için çok ciddi bir durum... Bu işin temeline kadar inmek istiyoruz" ifadesini kullanmıştı. "İnsanlar, (Kaşıkçı'nın) içeri girdiğini gördü, ama dışarı çıktığını görmedi" diyen Trump, bu olaya "çok ciddi bir şekilde bakacaklarını" belirtmişti.
SENATÖRLERDEN TRUMP'A MEKTUP
ABD'de hem Cumhuriyetçi hem de Demokrat Kongre üyelerinden oluşan 22 senatörün Trump'tan Suudi Arabistan'a yönelik olası yaptırımlar konusunda soruşturma başlatmasını talep etmesi Beyaz Saray üzerindeki baskıyı artırmıştı.
Senatörler Trump'a gönderdikleri mektupta, ABD Başkanının Küresel Magnitsky İnsan Hakları Sorumluluk Yasası kapsamında bir soruşturma açmasını ve Kaşıkçı'nın kaybolmasından sorumlu kişilere yaptırım uygulanıp uygulanmaması gerektiği konusundaki kararını 120 gün içinde bildirmesini istedi.
Söz konusu yasaya göre ABD Başkanı, yabancı bir ülkenin vatandaşı, "yargısız infaz, işkence ya da uluslararası ölçekte tanınmış diğer insan haklarının açık ihlallerinden sorumluysa" yaptırım kararı alabiliyor. Senatörlerin gönderdiği mektupta herhangi bir şüphelinin ismi geçmedi.
ABD Başkanı Trump'a Fox News yayınında bu mektupla ilgili bir soru da yöneltildi. Trump, Washington'ın Suudi Arabistan'a silah satışını durdurmayı düşünüp düşünmeyeceği konusundaki bir soru karşısında, böyle bir yaptırımın ABD ekonomisini olumsuz etkileyeceğine dikkat çekti ve bu derece ciddi bir adımı tartışmadan önce tam olarak ne olup bittiğini anlamak gerektiğini söyledi.
"VELİAHT PRENS'TEN TALİMAT" İDDİASI
Kaşıkçı konusunda ABD üzerindeki baskıyı artıran bir diğer unsur, Suudi gazeteciyle ilgili olayda Amerikan istihbaratının ihmali olabileceği iddiasını ortaya atan Washington Post gazetesinin haberleri oldu.
Gazetenin haberine göre, 2017'den beri Virginia'da yaşayan Kaşıkçı'ya tuzak kurmak isteyen Suudi yetkililerin arasında geçen bir diyalog ABD istihbaratına takıldı. Bu iddiasına isimleri açıklanmayan ABD'li yetkilileri kaynak gösteren Washington Post'a göre, söz konusu Suudi yetkililer Kaşıkçı'nın Suudi Arabistan'a geri dönmesini ve bu ülkede gözaltına alınmasını sağlamak amacıyla bir plan yapıyordu. Haberde, Kaşıkçı'ya yönelik bu operasyonun talimatını bizzat Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın verdiği iddia edildi.
Geçmişte Suudi Arabistan’ın eski istihbarat başkanı Prens Türki bin Faysal'a danışmanlık yapan Kaşıkçı, Veliaht Prens Muhammed bin Selman aleyhindeki görüşleri yüzünden tutuklanabileceği endişesiyle 2017'de ABD'ye taşınmıştı. Kaşıkçı, ABD'ye yerleştikten sonra Washington Post için Suudi Arabistan konusunda yazılar kaleme almaya başlamıştı.
ABD'de hem Cumhuriyetçi hem de Demokrat Kongre üyelerinden oluşan 22 senatörün Trump'tan Suudi Arabistan'a yönelik olası yaptırımlar konusunda soruşturma başlatmasını talep etmesi Beyaz Saray üzerindeki baskıyı artırmıştı.
Senatörler Trump'a gönderdikleri mektupta, ABD Başkanının Küresel Magnitsky İnsan Hakları Sorumluluk Yasası kapsamında bir soruşturma açmasını ve Kaşıkçı'nın kaybolmasından sorumlu kişilere yaptırım uygulanıp uygulanmaması gerektiği konusundaki kararını 120 gün içinde bildirmesini istedi.
Söz konusu yasaya göre ABD Başkanı, yabancı bir ülkenin vatandaşı, "yargısız infaz, işkence ya da uluslararası ölçekte tanınmış diğer insan haklarının açık ihlallerinden sorumluysa" yaptırım kararı alabiliyor. Senatörlerin gönderdiği mektupta herhangi bir şüphelinin ismi geçmedi.
ABD Başkanı Trump'a Fox News yayınında bu mektupla ilgili bir soru da yöneltildi. Trump, Washington'ın Suudi Arabistan'a silah satışını durdurmayı düşünüp düşünmeyeceği konusundaki bir soru karşısında, böyle bir yaptırımın ABD ekonomisini olumsuz etkileyeceğine dikkat çekti ve bu derece ciddi bir adımı tartışmadan önce tam olarak ne olup bittiğini anlamak gerektiğini söyledi.
"VELİAHT PRENS'TEN TALİMAT" İDDİASI
Kaşıkçı konusunda ABD üzerindeki baskıyı artıran bir diğer unsur, Suudi gazeteciyle ilgili olayda Amerikan istihbaratının ihmali olabileceği iddiasını ortaya atan Washington Post gazetesinin haberleri oldu.
Gazetenin haberine göre, 2017'den beri Virginia'da yaşayan Kaşıkçı'ya tuzak kurmak isteyen Suudi yetkililerin arasında geçen bir diyalog ABD istihbaratına takıldı. Bu iddiasına isimleri açıklanmayan ABD'li yetkilileri kaynak gösteren Washington Post'a göre, söz konusu Suudi yetkililer Kaşıkçı'nın Suudi Arabistan'a geri dönmesini ve bu ülkede gözaltına alınmasını sağlamak amacıyla bir plan yapıyordu. Haberde, Kaşıkçı'ya yönelik bu operasyonun talimatını bizzat Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın verdiği iddia edildi.
Geçmişte Suudi Arabistan’ın eski istihbarat başkanı Prens Türki bin Faysal'a danışmanlık yapan Kaşıkçı, Veliaht Prens Muhammed bin Selman aleyhindeki görüşleri yüzünden tutuklanabileceği endişesiyle 2017'de ABD'ye taşınmıştı. Kaşıkçı, ABD'ye yerleştikten sonra Washington Post için Suudi Arabistan konusunda yazılar kaleme almaya başlamıştı.