Sotudeh ile Panahi, ülkeden çıkışları yasak olduğundan AP'nin Strasbourg'daki genel kurulunda bugün düzenlenen ödül törenine katılamadılar. Sotudeh ve Panahi adına ödülü 2003 Nobel Barış Ödülü sahibi İranlı hukukçu ve insan hakları savuncusu Şirin Ebadi, Yunan asıllı Fransız yönetmen Costa Gavras, İran hukukçular ve insan hakları derneği kurucusu Kerim Lahici, Panahi'nin kızı Solmaz Panahi ve Fransız sinemacı Serge Toubiana aldılar.
Sotudeh'in ödül töreni için gönderdiği mesaj AP genel kurulunda Şirin Ebadi tarafından okundu. Ailesine yönelik baskılar nedeniyle başlattığı ve yedi hafta süren açlık grevine geçtiğimiz günlerde son veren Sotudeh, mesajında ülkesi için "adalet ve yargı bağımsızlığı" temennisinde bulundu. Sotudeh, "Hükümetler, varlıklarını muhafaza edebilmek için her bireyin haklarına saygı duymaktan başka çareleri olmadığını bilmelidirler" ifadelerini kullandı.
Panahi'nin mesajı ise arkadaşı Costa Gavras tarafından okundu. Ülkesindeki insan hakkı ihlallerini gündeme taşıyan Panahi, hükümetlerin "her geçen gün daha da hoşgörüsüzleştiklerini" belirtip, "Tarih çoğunluğun hayatını mutsuz kılan ufak bir azınlık tarafından en kabul edilemeyecek gerekçeler kullanılarak yazılır, bunlar cinsiyet, dil, din ve siyasi görüş ayrımcılığıdır" dedi. Panahi'nin kızı genel kurul salonunda olmasına rağmen, İran'a döndüğünde "sorun yaşamaması" için kendisine söz verilmedi.
Ödül töreninde söz alan AP başkanı Martin Schulz ise İran'da adalet ve temel hak ve özgürlükler için ödül sahipleri tarafından yapılan çağrıyı desteklediklerini söyledi. Schulz, ödül töreni sonrası Almanya'da yaşayan rejim muhalifi İranlı bir gazetecinin "Bir yandan İran'da insan haklarını desteklediğinizi söylüyorsunuz, diğer yandan da AB ülkeleri İran'a yaptırım uygulamıyor, burada bir çelişki yok mu?" sorusuna, "Yaptırımlardan kim zarar görür? İktidardaki mollalar mı yoksa sokaktaki insan mı?" yanıtını verdi.
Sotudeh ve Panahi, Saharov Ödülü'ne AP’nin Sosyal Demokrat, Liberal ve Yeşiller grupları tarafından aday gösterilmişlerdi. Eylül ayında AP tarafından hazırlanan aday listesi üzerinde yapılan ilk eleme sonucunda bu yılki ödül için Sotudeh ve Panahi’nin dışında Rus punk grubu Pussy Riot ile Belaruslu insan hakları savunucusu Ales Bialiatski finalist olarak belirlenmişlerdi. AP başkanı Martin Schulz ve AP’de temsil edilen siyasi grupların başkanlarından oluşan Başkanlık Divanı finalistler arasından İranlı insan hakları aktivistlerini 2012 Saharov Ödülü’ne layık görmüştü. Ödülün İranlı aktivistlere verilmesi kararının AP’deki siyasi grup liderleri tarafından oy birliğiyle alındığı bildirilmişti.
İnsan hakları alanında uzman avukat olan 1963 doğumlu Nesrin Sotudeh İran’da haziran 2009’da yapılan tartışmalı başkanlık seçimleri sonrasında hapisteki muhaliflerin, ölüm cezasıyla yargılanan 18 yaşından küçüklerin, kadınların ve siyasi tutukluların savunculuğunu yapmakla tanınıyor. “Milli güvenliği tehdit edici komplo ve propaganda” ile suçlanan İranlı avukat, bu “suçlardan” ötürü eylül 2010’da tutuklanmış ve tecrit hücresine konmuştu.
Cafer Panahi ise 1960 doğumlu. Senarist ve film yönetmeni olan Panahi, 1995 yılında “Beyaz Balon” adlı filmiyle Cannes Film Festivali’nde “Altın Kamera” ödülü kazanmıştı. Filmlerinde genel olarak ülkesindeki yoksul, kadın ve çocukların durumunu işleyen Panahi, mart 2010’da tutuklanmış ve filmlerinde işlediği konular nedeniyle 6 yıl hapis ve 20 yıl film çekme yasağına mahkum edilmişti. Panahi’nin “Bu Bir Film Değil” adlı son filmi İran’da kaçak olarak vizyona girmiş ve pasta içinde saklananan bir USB anahtarı sayesinde İran’dan çıkartılıp Cannes Film Festivali’nde gösterilmişti.
Adını 1975 Nobel Barış Ödülü sahibi Rus fizikçi Andrey Dimitriyeviç Saharov’dan alan ödül ilk olarak 1988 yılında Nelson Mandela’ya verilmişti. Ödülü bugüne kadar alanlar arasında Alexander Dubcek, Aung San Suu Kyi, Adem Demaçi, Teslime Nesrin, Wei Jingsheng, İbrahim Rugova, Basta Ya !, BM adına Kofi Annan, Hu Jia gibi isim ve kuruluşlar da bulunuyor. 2011 yılında Arap Baharı aktivistlerine layık görülen ödül 1995 yılında da Leyla Zana’ya verilmişti.
Sotudeh'in ödül töreni için gönderdiği mesaj AP genel kurulunda Şirin Ebadi tarafından okundu. Ailesine yönelik baskılar nedeniyle başlattığı ve yedi hafta süren açlık grevine geçtiğimiz günlerde son veren Sotudeh, mesajında ülkesi için "adalet ve yargı bağımsızlığı" temennisinde bulundu. Sotudeh, "Hükümetler, varlıklarını muhafaza edebilmek için her bireyin haklarına saygı duymaktan başka çareleri olmadığını bilmelidirler" ifadelerini kullandı.
Panahi'nin mesajı ise arkadaşı Costa Gavras tarafından okundu. Ülkesindeki insan hakkı ihlallerini gündeme taşıyan Panahi, hükümetlerin "her geçen gün daha da hoşgörüsüzleştiklerini" belirtip, "Tarih çoğunluğun hayatını mutsuz kılan ufak bir azınlık tarafından en kabul edilemeyecek gerekçeler kullanılarak yazılır, bunlar cinsiyet, dil, din ve siyasi görüş ayrımcılığıdır" dedi. Panahi'nin kızı genel kurul salonunda olmasına rağmen, İran'a döndüğünde "sorun yaşamaması" için kendisine söz verilmedi.
Ödül töreninde söz alan AP başkanı Martin Schulz ise İran'da adalet ve temel hak ve özgürlükler için ödül sahipleri tarafından yapılan çağrıyı desteklediklerini söyledi. Schulz, ödül töreni sonrası Almanya'da yaşayan rejim muhalifi İranlı bir gazetecinin "Bir yandan İran'da insan haklarını desteklediğinizi söylüyorsunuz, diğer yandan da AB ülkeleri İran'a yaptırım uygulamıyor, burada bir çelişki yok mu?" sorusuna, "Yaptırımlardan kim zarar görür? İktidardaki mollalar mı yoksa sokaktaki insan mı?" yanıtını verdi.
Sotudeh ve Panahi, Saharov Ödülü'ne AP’nin Sosyal Demokrat, Liberal ve Yeşiller grupları tarafından aday gösterilmişlerdi. Eylül ayında AP tarafından hazırlanan aday listesi üzerinde yapılan ilk eleme sonucunda bu yılki ödül için Sotudeh ve Panahi’nin dışında Rus punk grubu Pussy Riot ile Belaruslu insan hakları savunucusu Ales Bialiatski finalist olarak belirlenmişlerdi. AP başkanı Martin Schulz ve AP’de temsil edilen siyasi grupların başkanlarından oluşan Başkanlık Divanı finalistler arasından İranlı insan hakları aktivistlerini 2012 Saharov Ödülü’ne layık görmüştü. Ödülün İranlı aktivistlere verilmesi kararının AP’deki siyasi grup liderleri tarafından oy birliğiyle alındığı bildirilmişti.
İnsan hakları alanında uzman avukat olan 1963 doğumlu Nesrin Sotudeh İran’da haziran 2009’da yapılan tartışmalı başkanlık seçimleri sonrasında hapisteki muhaliflerin, ölüm cezasıyla yargılanan 18 yaşından küçüklerin, kadınların ve siyasi tutukluların savunculuğunu yapmakla tanınıyor. “Milli güvenliği tehdit edici komplo ve propaganda” ile suçlanan İranlı avukat, bu “suçlardan” ötürü eylül 2010’da tutuklanmış ve tecrit hücresine konmuştu.
Cafer Panahi ise 1960 doğumlu. Senarist ve film yönetmeni olan Panahi, 1995 yılında “Beyaz Balon” adlı filmiyle Cannes Film Festivali’nde “Altın Kamera” ödülü kazanmıştı. Filmlerinde genel olarak ülkesindeki yoksul, kadın ve çocukların durumunu işleyen Panahi, mart 2010’da tutuklanmış ve filmlerinde işlediği konular nedeniyle 6 yıl hapis ve 20 yıl film çekme yasağına mahkum edilmişti. Panahi’nin “Bu Bir Film Değil” adlı son filmi İran’da kaçak olarak vizyona girmiş ve pasta içinde saklananan bir USB anahtarı sayesinde İran’dan çıkartılıp Cannes Film Festivali’nde gösterilmişti.
Adını 1975 Nobel Barış Ödülü sahibi Rus fizikçi Andrey Dimitriyeviç Saharov’dan alan ödül ilk olarak 1988 yılında Nelson Mandela’ya verilmişti. Ödülü bugüne kadar alanlar arasında Alexander Dubcek, Aung San Suu Kyi, Adem Demaçi, Teslime Nesrin, Wei Jingsheng, İbrahim Rugova, Basta Ya !, BM adına Kofi Annan, Hu Jia gibi isim ve kuruluşlar da bulunuyor. 2011 yılında Arap Baharı aktivistlerine layık görülen ödül 1995 yılında da Leyla Zana’ya verilmişti.