CIA'nin İran masasının başına getirildiğinde, Amerikan basını, bu atamanın haberini büyük manşetlerle verdi. O haber ve yorumlarda "Tahran'da hareket yakında başlar" ifadesi dikkat çekiyordu; Çünkü, göreve gelen kişi Amerikan istihbarat dünyasında efsane olmuş bir isimdi.
Michael D'Andrea, uzun yıllardır çalıştığı CIA'de Usame Bin Ladin'i yakalayan adam olarak tanınıyordu. 1979'da Tanzanya'nın başkenti Darrüsselam'da başlayan kariyeri, Mısır, Irak ve Afganistan'da devam etmişti. CIA'nin "terörle mücadele merkezine" en az 10 yıl süreyle başkanlık eden Andrea'nın o dönemdeki kod adı ise "Roger" idi.
Michael D'Andrea hakkındaki haberlerde, 90'lı yıllarda Mauritiuslu müslüman bir kadınla evlendiği belirtiliyor. Eşinden ötürü islamiyeti seçtiği ve ibadetini ihmal etmeyen bir müslüman olduğu da vurgulanıyor.
ABD istihbaratında son yılların en sert politikalarına imza atan isimlerin başında gelen Michael D'Andrea Hollywood'a da ilham oldu. Usame Bin Ladin operasyonunu anlatan Zero Dark Thirty filmindeki The Wolf karakterine ilham veren kişinin D'Andrea olduğu belirtiliyor.
D'Andrea, 38 yıl boyunca ABD'nin İslam dünyasındaki en yetkin istihbarat sorumlusuydu. Bin Ladin operasyonu ile adı deşifre olunca, yaptığı işlerden ilham alınarak film senaryoları bile yazıldı.
Amerikan medyasının efsane olarak tanıttığı Michael D'Andrea, çok değil, göreve geldikten sadece 6 ay sonra İran sokakları karıştı.
Bunun tesadüf olmadığını iddia eden bazı uzmanlar, Amerikan istihbaratına İran'da artık daha fazla iş düşeceğini belirtiyorlar.
İşkence ve suikast iddialarıyla 3 defa kongre tarafından sorgulansa da Michael D'Andrea, Trump yönetiminin en güvendiği isimlerden biri.