Uluslararası Enerji Ajansının (IEA) enerji analizi ve projeksiyonlarında en yetkili küresel kaynak olarak değerlendirilen Dünya Enerji Görünümü'nün (WEO) bu yılki raporu yayımlandı.
Rapor, artan jeopolitik belirsizlikler, yeni teknolojiler, temiz enerji dönüşümü ve iklim değişikliğinin enerji güvenliğine etkilerini incelerken, mevcut jeopolitik gerginliklerin, enerji güvenliği ve sera gazı emisyonlarını azaltmaya yönelik küresel çabalar için büyük riskler yarattığını vurguluyor.
Rapora göre, jeopolitik gerginlikler, küresel enerji sistemindeki kırılganlıkları ortaya çıkararak temiz enerjiye daha hızlı geçiş ihtiyacı olduğunu gösteriyor.
Raporda, ülkelerin mevcut politikaları baz alınarak hazırlanan senaryoya göre, küresel enerji piyasası, 2020'lerin ortasından itibaren petrol ve sıvılaştırılmış doğal gazda (LNG) arz fazlasının, aynı zamanda özellikle güneş enerjisi ve bataryalar gibi önemli temiz enerji teknolojilerinde büyük üretim kapasitesinin görüleceği bir yönde ilerliyor.
Düşük emisyonlu enerji kaynaklarının 2030'dan önce dünyanın elektrik talebinin yarısından fazlasını üretmesi beklenirken, kömür, petrol ve doğal gaz dahil tüm fosil yakıtlara yönelik talebin 2030 sonu itibarıyla zirveye ulaşması ve sonrasında düşüşe geçmesi bekleniyor.
Rapor, artan jeopolitik belirsizlikler, yeni teknolojiler, temiz enerji dönüşümü ve iklim değişikliğinin enerji güvenliğine etkilerini incelerken, mevcut jeopolitik gerginliklerin, enerji güvenliği ve sera gazı emisyonlarını azaltmaya yönelik küresel çabalar için büyük riskler yarattığını vurguluyor.
Rapora göre, jeopolitik gerginlikler, küresel enerji sistemindeki kırılganlıkları ortaya çıkararak temiz enerjiye daha hızlı geçiş ihtiyacı olduğunu gösteriyor.
Raporda, ülkelerin mevcut politikaları baz alınarak hazırlanan senaryoya göre, küresel enerji piyasası, 2020'lerin ortasından itibaren petrol ve sıvılaştırılmış doğal gazda (LNG) arz fazlasının, aynı zamanda özellikle güneş enerjisi ve bataryalar gibi önemli temiz enerji teknolojilerinde büyük üretim kapasitesinin görüleceği bir yönde ilerliyor.
Düşük emisyonlu enerji kaynaklarının 2030'dan önce dünyanın elektrik talebinin yarısından fazlasını üretmesi beklenirken, kömür, petrol ve doğal gaz dahil tüm fosil yakıtlara yönelik talebin 2030 sonu itibarıyla zirveye ulaşması ve sonrasında düşüşe geçmesi bekleniyor.
DÜNYA ELEKTRİK TALEBİNE HER YIL BİR JAPONYA EKLENİYOR
Temiz enerji teknolojilerinin benzeri görülmemiş hızda büyümesine rağmen, büyümenin dağılımı, teknolojiler ve pazarlar arasında geniş çaplı farklılıklar gösteriyor.
Son 10 yılda küresel elektrik talebi ise enerji talebinin iki katı büyüdü. Dünya elektrik talebinde her yıl Japonya'nın talebine eş değer artışın görüldüğü bu ortamda, "yeni ve daha elektrikli bir enerji sisteminin hatları" belirginleşiyor.
Temiz enerjinin hızla büyümeye devam edebilmesi ve artan talebin bu kaynaklarla karşılanabilmesi için özellikle elektrik şebekeleri ve depolama alanında yatırımların hızla artması gerekiyor. Elektrik sektörünün güvenli şekilde karbonsuzlaşması için yenilenebilir enerji ile şebeke ve batarya yatırımlarının eşit seviyede ilerlemesine ihtiyaç duyuluyor.
IEA'e göre, temiz enerji dönüşümünde artan ivmeye rağmen, dünya hala net sıfır emisyon hedefleriyle uyumlu bir patikadan oldukça uzakta. Bugünkü politikalar, küresel karbondioksit emisyonlarının yakın zamanda zirve yapmasını ve sonrasında düşüşe geçmesini sağlayacak ancak bu düşüşün keskin olmaması halinde 2100'e kadar küresel sıcaklık artışının sanayi öncesi dönem ortalamasının 2,4 derece üzerine çıkma riski bulunuyor. Bu da Paris Anlaşması'nda küresel sıcaklık artışını 1,5 dereceyle sınırlandırma hedefinin üzerinde.
Temiz enerji teknolojilerinin benzeri görülmemiş hızda büyümesine rağmen, büyümenin dağılımı, teknolojiler ve pazarlar arasında geniş çaplı farklılıklar gösteriyor.
Son 10 yılda küresel elektrik talebi ise enerji talebinin iki katı büyüdü. Dünya elektrik talebinde her yıl Japonya'nın talebine eş değer artışın görüldüğü bu ortamda, "yeni ve daha elektrikli bir enerji sisteminin hatları" belirginleşiyor.
Temiz enerjinin hızla büyümeye devam edebilmesi ve artan talebin bu kaynaklarla karşılanabilmesi için özellikle elektrik şebekeleri ve depolama alanında yatırımların hızla artması gerekiyor. Elektrik sektörünün güvenli şekilde karbonsuzlaşması için yenilenebilir enerji ile şebeke ve batarya yatırımlarının eşit seviyede ilerlemesine ihtiyaç duyuluyor.
IEA'e göre, temiz enerji dönüşümünde artan ivmeye rağmen, dünya hala net sıfır emisyon hedefleriyle uyumlu bir patikadan oldukça uzakta. Bugünkü politikalar, küresel karbondioksit emisyonlarının yakın zamanda zirve yapmasını ve sonrasında düşüşe geçmesini sağlayacak ancak bu düşüşün keskin olmaması halinde 2100'e kadar küresel sıcaklık artışının sanayi öncesi dönem ortalamasının 2,4 derece üzerine çıkma riski bulunuyor. Bu da Paris Anlaşması'nda küresel sıcaklık artışını 1,5 dereceyle sınırlandırma hedefinin üzerinde.