Xinhua ajansının haberine göre, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Macaristan Başbakanı Victor Orban, Çin'in başkenti Pekin'de bir araya geldi. İki lider, görüşmede Rusya-Ukrayna Savaşı'nı ele aldı.
Orban'ı Ukrayna krizinin siyasi çözümünü teşvik etme çabalarından dolayı takdir ettiğini dile getiren Şi, Çin'in konu hakkındaki görüşlerini anlattı.
Şİ'NİN GERİLİMİ ÖNLEYECEK ÜÇ İLKESİ
Şi, erken ateşkes ve siyasi çözümün tüm tarafların çıkarına olduğunu vurgulayarak, önceliğin savaş alanının genişlememesi, çatışmaların tırmanmaması ve hiçbir tarafın "ateşi körüklememesi" şeklinde üç ilkeye uyarak durumu soğutmak olduğunu kaydetti.
Devlet Başkanı Şi, uluslararası toplumu iki taraf arasında doğrudan diyalog ve müzakerelerin yeniden başlaması için yardımcı olmaya çağırdı.
Şi, tüm büyük ülkelerin negatif değil "pozitif enerji enjekte etmeleri" durumunda bu çatışmada mümkün olan en kısa sürede ateşkes sağlanabileceğini söyledi.
Çin ve Macaristan'ın önerilerinin ve çabalarının temelde aynı istikamette olduğunu belirten Şi, "Çin, barış görüşmelerini kendi yöntemleriyle aktif şekilde teşvik etmekte ve krizin barışçıl çözümüne yardımcı olan tüm çabaları desteklemektedir" dedi.
"ÇİN BARIŞ KOŞULLARINDAKİ KİLİT GÜÇ"
Orban ise görüşmeye ilişkin X sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Çin'in "barış koşullarının yaratılmasında kilit güç" olduğunu ifade etti.
Başbakan Orban, Pekin'e gelmesinin ardından sosyal medyada "Barış Misyonu 3.0" açıklamasıyla fotoğraf paylaşmıştı.
Orban, ülkesinin 1 Temmuz'da AB dönem başkanlığını 6 aylığına devralmasının ardından 2 Temmuz'da Kiev'de Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile bir araya gelmiş, 5 Temmuz'da da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Moskova'da görüşmüştü.
Orban'ın Rusya'yı ziyareti AB yönetimi ve bazı AB ülkelerinin tepkisini çekmişti.
Çin, Ukrayna krizinin siyasi çözümüne yönelik arabuluculuk girişimi çerçevesinde bu yılın ilk yarısında birçok ülkeyle mekik diplomasisi yürütmüştü. Çinli diplomat heyeti Rusya, Polonya, Ukrayna, Almanya ve Fransa'yı ziyaret etmiş, Brüksel'de AB yetkilileriyle görüşmüş, ardından Türkiye ve bazı Orta Doğu ülkelerini ziyaret etmişti.