Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, İtalya'nın Lampedusa adasını ziyaret etti. İtalya Başbakanı Enrico Letta ile birlikte adaya giden Barroso, 3 Ekim'de Lampedusa açıklarında mülteci dolu bir teknenin alabora olması sonucu hayatını kaybedenlere devlet töreni düzenleneceğini söyledi. 500 kişinin bulunduğu tekneden sadece 155 kişi kurtarılabilmişti. Barroso, ayrıca mültecilere destek olması amacıyla İtalya'ya Avrupa fonlarından 30 milyon euro ek destek sağlanacağını da açıkladı. Her yıl binlerce mülteci Avrupa yolunda hayatını kaybediyor. Ganalı Johnson Ofere'nin kardeşi de onlardan biri. Kardeşi geçen hafta Lampedusa açıklarında ölen Johnson Ofere Berlin'e kadar gelmeyi başarmış.
'SAKIN NİYETLENME DEDİM'
Johnson Ofore, kardeşi Mati Ofore Avrupa'ya doğru yola çıkan mültecilerle dolu bir tekneye bindiğinde ona yetişememiş. Kardeşiyle son kez konuşup onu Avrupa yolculuğunu ertelemeye ya da Libya'da iş aramaya ikna edememiş. Ofore, "Ona, ekim ayında deniz yolculuğu çok tehlikelidir, sakın niyetlenme, dedim” diyor.
Ganalı Ofore, çok üzgün. Yüzünde buruk bir ifadeyle omuzlarını düşürüyor. Onunla vedalaşamadığını anlatıyor. Acı haberi telefonla almış: "Arkadaşım aradı, kardeşin öldü dedi. Sonra babam aradı, o da kardeşin öldü dedi.“
270 MÜLTECİ ÖLDÜ
Kardeşinin boğularak öldüğünü öğrenmiş. Geçen hafta Lampedusa açıklarındaki mülteci dolu teknenin alabora olması sonucu hayatını kaybedenlerin arasında Mati Ofore de vardı. Kazada 270 mülteci ölmüştü. Her gün çok sayıda biçare, savaş, yoksulluk ve gelecekten duyduğu umutsuzluk nedeniyle ülkesini terk edip deniz yoluyla kapağı Avrupa'ya atmaya bakıyor. Tıka basa dolu teknelerde tam olarak kaç kişinin öldüğünü kimse bilmiyor. Akdeniz yüzlerce hatta binlerce can almış olabilir…
Berlin'in Kreuzberg ilçesindeki bir çadır kentin önünde asılı kocaman tabelada "Lampedusa – Berlin'deki Köy" yazılı. Bir yıldan uzun bir süredir dünyanın her köşesinden gelen mülteciler burada yaşıyor ve Almanya'daki iltica koşullarını protesto ediyorlar. Gri renkli çadırların üzerinde kurumaya bırakılmış çamaşırlar göze çarpıyor. Büyük bir cezvenin yanında yeşil elma dolu bir sandık duruyor. Çadırdan mutfak kirli tabak ve yağmurdan yumuşamış ekmek yığınlarıyla dolmuş.
Bir ağacın altında birkaç adam oturmuş konuşuyor. Çoğu Johnson ve Mati Ofore gibi tıka basa dolu teknelerde kaza geçirmiş, arkadaşlarını, kardeşlerini ve çocuklarını kaybetmiş. Genç bir adam öfkeli ve alaycı bir ifadeyle, gazetecileri sadece büyük bir tekne battığında buraya geldikleri için eleştiriyor.
'AVRUPA HİÇBİR ŞEY YAPMIYOR'
Nijeryalı Beşir, Avrupa'nın mültecileri kurtarmak için hiçbir şey yapmadığını söylüyor. 40 yaşındaki Beşir, 27 Mayıs 2011'i unutmamış. O tarihte, Libyalı askerlerin sıkıştırdığı gemi Lampedusa açıklarında alabora olmuş. Trablusgarplı inşaat işçisi Beşir kurtarılmış. Beraberindeki iki çocuğu ise ölmüş. 27 Mayıs'ın hayatının en acı günü olduğu söylerken sesinde öfke hissediliyor. Beşir, mültecilerin İtalya, Tunus ve hatta Malta sahil güvenliğine acil yardım çağrısı gönderdiğini ancak yardımın çok geç geldiğini söylüyor.
Johnson da kardeşinin öldüğü günü unutamayacağını söylüyor ve ekliyor: "O gün bütün gece uyumadım… Sadece ağladım.”
O günden sonra da uyuyamamış. Altı aydır başka bir mülteciyle paylaştığı çadırda kalıyor. Valizinde birkaç fotoğraf var. Gana'da yaşayan kız kardeşinin gülümseyen bir fotoğrafı… Ancak ölen kardeşinin fotoğrafı yok. Kardeşinin ardında bıraktığı üç küçük çocuğunun fotoğrafları da yanında değil.
Johnson Ofore, "Ona, Libya'da iş bulduğu takdirde vergi ödemek zorunda kalmayacağını, hatta kira bile ödemeyeceğini söyledim. Paran varsa Libya'da rahat yaşarsın” şeklinde konuşuyor.
Johnson, her şeye rağmen Almanya'da kalmak ve çalışmak istiyor. Artık kardeşinin ailesiyle de ilgilenmek zorunda. Son kez vedalaşamadığı kardeşinin ailesi ile.
'SAKIN NİYETLENME DEDİM'
Johnson Ofore, kardeşi Mati Ofore Avrupa'ya doğru yola çıkan mültecilerle dolu bir tekneye bindiğinde ona yetişememiş. Kardeşiyle son kez konuşup onu Avrupa yolculuğunu ertelemeye ya da Libya'da iş aramaya ikna edememiş. Ofore, "Ona, ekim ayında deniz yolculuğu çok tehlikelidir, sakın niyetlenme, dedim” diyor.
Ganalı Ofore, çok üzgün. Yüzünde buruk bir ifadeyle omuzlarını düşürüyor. Onunla vedalaşamadığını anlatıyor. Acı haberi telefonla almış: "Arkadaşım aradı, kardeşin öldü dedi. Sonra babam aradı, o da kardeşin öldü dedi.“
270 MÜLTECİ ÖLDÜ
Kardeşinin boğularak öldüğünü öğrenmiş. Geçen hafta Lampedusa açıklarındaki mülteci dolu teknenin alabora olması sonucu hayatını kaybedenlerin arasında Mati Ofore de vardı. Kazada 270 mülteci ölmüştü. Her gün çok sayıda biçare, savaş, yoksulluk ve gelecekten duyduğu umutsuzluk nedeniyle ülkesini terk edip deniz yoluyla kapağı Avrupa'ya atmaya bakıyor. Tıka basa dolu teknelerde tam olarak kaç kişinin öldüğünü kimse bilmiyor. Akdeniz yüzlerce hatta binlerce can almış olabilir…
Berlin'in Kreuzberg ilçesindeki bir çadır kentin önünde asılı kocaman tabelada "Lampedusa – Berlin'deki Köy" yazılı. Bir yıldan uzun bir süredir dünyanın her köşesinden gelen mülteciler burada yaşıyor ve Almanya'daki iltica koşullarını protesto ediyorlar. Gri renkli çadırların üzerinde kurumaya bırakılmış çamaşırlar göze çarpıyor. Büyük bir cezvenin yanında yeşil elma dolu bir sandık duruyor. Çadırdan mutfak kirli tabak ve yağmurdan yumuşamış ekmek yığınlarıyla dolmuş.
Bir ağacın altında birkaç adam oturmuş konuşuyor. Çoğu Johnson ve Mati Ofore gibi tıka basa dolu teknelerde kaza geçirmiş, arkadaşlarını, kardeşlerini ve çocuklarını kaybetmiş. Genç bir adam öfkeli ve alaycı bir ifadeyle, gazetecileri sadece büyük bir tekne battığında buraya geldikleri için eleştiriyor.
'AVRUPA HİÇBİR ŞEY YAPMIYOR'
Nijeryalı Beşir, Avrupa'nın mültecileri kurtarmak için hiçbir şey yapmadığını söylüyor. 40 yaşındaki Beşir, 27 Mayıs 2011'i unutmamış. O tarihte, Libyalı askerlerin sıkıştırdığı gemi Lampedusa açıklarında alabora olmuş. Trablusgarplı inşaat işçisi Beşir kurtarılmış. Beraberindeki iki çocuğu ise ölmüş. 27 Mayıs'ın hayatının en acı günü olduğu söylerken sesinde öfke hissediliyor. Beşir, mültecilerin İtalya, Tunus ve hatta Malta sahil güvenliğine acil yardım çağrısı gönderdiğini ancak yardımın çok geç geldiğini söylüyor.
Johnson da kardeşinin öldüğü günü unutamayacağını söylüyor ve ekliyor: "O gün bütün gece uyumadım… Sadece ağladım.”
O günden sonra da uyuyamamış. Altı aydır başka bir mülteciyle paylaştığı çadırda kalıyor. Valizinde birkaç fotoğraf var. Gana'da yaşayan kız kardeşinin gülümseyen bir fotoğrafı… Ancak ölen kardeşinin fotoğrafı yok. Kardeşinin ardında bıraktığı üç küçük çocuğunun fotoğrafları da yanında değil.
Johnson Ofore, "Ona, Libya'da iş bulduğu takdirde vergi ödemek zorunda kalmayacağını, hatta kira bile ödemeyeceğini söyledim. Paran varsa Libya'da rahat yaşarsın” şeklinde konuşuyor.
Johnson, her şeye rağmen Almanya'da kalmak ve çalışmak istiyor. Artık kardeşinin ailesiyle de ilgilenmek zorunda. Son kez vedalaşamadığı kardeşinin ailesi ile.