İlişkili Haberler
Belçika'nın aşırı sağcı Yeni Flaman İttifakı (N-VA) lideri ve Anvers Belediye Başkanı Bart de Wever'ın ülkedeki Yahudi toplumunun çatışmadan kaçındığını, Müslüman toplumun ise daha fazla gerginlik yaratma eğilimi olduğunu savunan ifadeleri büyük tepkiye neden oldu.
Flamanca yayın yapan De Zondag gazetesine röportaj veren de Wever, dinin kamu alanındaki yerine ilişkin tartışmalı açıklamalar yaptı.
Dini sembol ve söylemlerin kamu alanında kısıtlanması gerektiğinin altını çizen de Wever, devletin tarafsız olması gerektiğini ancak bu şekilde tüm toplumlara özgürlük tanınabileceğini savundu.
Flamanca yayın yapan De Zondag gazetesine röportaj veren de Wever, dinin kamu alanındaki yerine ilişkin tartışmalı açıklamalar yaptı.
Dini sembol ve söylemlerin kamu alanında kısıtlanması gerektiğinin altını çizen de Wever, devletin tarafsız olması gerektiğini ancak bu şekilde tüm toplumlara özgürlük tanınabileceğini savundu.
De Wever, "Şahsen ben tüm okul ve devlet kurumlarında başörtüsünün yasaklanması gerektiğini düşünüyorum." ifadesini kullandı.
Göçmen karşıtı tutumuyla bilinen de Wever, Avrupa'nın son dönemde tecrübe ettiği toplu göçün "kimlik" tartışmalarını tekrar gündeme getirdiğini kaydederek, "Kimliğimizin temel yapısı, değerlerimiz ve kurallarımız baskı altında." dedi.
"YAHUDİLER MÜSLÜMANLARA GÖRE ÇATIŞMADAN KAÇINIYOR"
Belçika'daki Ortodoks Yahudi toplumunun da dini değer ve simgelere çok önem verdiği kaydeden de Wever, "Ancak Yahudiler kuralları kabul ediyor. Anvers'te hiçbir Yahudinin kuralları ihlal etmeye çalıştığını görmedim. Yahudi toplumu çatışmadan kaçınmak istiyor. Bu onları Müslümanlardan ayrıştıran nokta. Müslümanların kamu alanlarında ve eğitimde dini simgeleri kullanmaya yönelik ısrarı gerginlik yaratıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Belçika'daki sol görüşlü partileri de eleştiren de Wever, "Bu partiler başörtüsünü de özgürlük sembolü olarak görüyor. Bence bu çok tuhaf, toplum Hristiyanlığın rolünü azaltmak isterken, İslam'a ilişkin her şeyi kabul ediyor. Ben bunu boyun eğmek olarak görüyorum." ifadelerini kullandı.
"GÖREVİ TOPLUMLARI BÖLMEK DEĞİL BİR ARADA TUTMAK"
De Wever'in açıklamalarına ilk tepki Flaman Hristiyan Demokratlar Partisi (CD&V) üyesi Ekonomi Bakanı Kris Peeters'dan geldi. Sosyal medya hesabından paylaştığı mesajda Peeters, "Bir belediye başkanı, toplumları birbiriyle karşı karşıya getirmek için değil birleştirmek için çaba göstermeli." vurgusunu yaptı.
AA muhabirine açıklama yapan CD&V'nin Türk kökenli Milletvekili Veli Yüksel ise de Wever'in Müslüman toplumunu ilk kez hedef almadığını, bu açıklamalarıyla ülkedeki Müslüman ve Yahudileri karşı karşıya getirerek toplumları bölmeye çalıştığını kaydetti.
Belçika'da Müslüman ve Yahudi toplumlarının uyum içinde yaşadığını ve de Wever'in açıklamalarının sorun çıkarmaya yönelik olduğunu anlatan Yüksel, "Müslümanları hedef göstererek bir yere varamazsınız. Belçika bir demokrasi ve hukuk devletiyse, Müslümanlar da vatandaşlık haklarını demokratik yollarla arama hakkına sahiptir." dedi.
Belçika'daki Müslüman toplumun ülkenin bir parçası haline geldiğini ve eğitim, sivil toplum ve siyaset gibi çok farklı alanlarda aktif olduğunu kaydeden Yüksel, "De Wever esasen bu durumdan rahatsız oluyor." ifadesini kullandı.
DE WEVER YEREL SEÇİMLERE HAZIRLANIYOR
2013 yılından beri Anvers'in belediye başkanı olan de Wever'in açıklamalarının ekim ayında gerçekleşecek yerel seçimlere hazırlık niteliğinde olduğunu söyleyen Yüksel, "De Wever'in açıklamaları yerel seçimler için popülist propaganda niteliğindedir." değerlendirmesinde bulundu.
Göçmen karşıtı tutumuyla bilinen de Wever, Avrupa'nın son dönemde tecrübe ettiği toplu göçün "kimlik" tartışmalarını tekrar gündeme getirdiğini kaydederek, "Kimliğimizin temel yapısı, değerlerimiz ve kurallarımız baskı altında." dedi.
"YAHUDİLER MÜSLÜMANLARA GÖRE ÇATIŞMADAN KAÇINIYOR"
Belçika'daki Ortodoks Yahudi toplumunun da dini değer ve simgelere çok önem verdiği kaydeden de Wever, "Ancak Yahudiler kuralları kabul ediyor. Anvers'te hiçbir Yahudinin kuralları ihlal etmeye çalıştığını görmedim. Yahudi toplumu çatışmadan kaçınmak istiyor. Bu onları Müslümanlardan ayrıştıran nokta. Müslümanların kamu alanlarında ve eğitimde dini simgeleri kullanmaya yönelik ısrarı gerginlik yaratıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Belçika'daki sol görüşlü partileri de eleştiren de Wever, "Bu partiler başörtüsünü de özgürlük sembolü olarak görüyor. Bence bu çok tuhaf, toplum Hristiyanlığın rolünü azaltmak isterken, İslam'a ilişkin her şeyi kabul ediyor. Ben bunu boyun eğmek olarak görüyorum." ifadelerini kullandı.
"GÖREVİ TOPLUMLARI BÖLMEK DEĞİL BİR ARADA TUTMAK"
De Wever'in açıklamalarına ilk tepki Flaman Hristiyan Demokratlar Partisi (CD&V) üyesi Ekonomi Bakanı Kris Peeters'dan geldi. Sosyal medya hesabından paylaştığı mesajda Peeters, "Bir belediye başkanı, toplumları birbiriyle karşı karşıya getirmek için değil birleştirmek için çaba göstermeli." vurgusunu yaptı.
AA muhabirine açıklama yapan CD&V'nin Türk kökenli Milletvekili Veli Yüksel ise de Wever'in Müslüman toplumunu ilk kez hedef almadığını, bu açıklamalarıyla ülkedeki Müslüman ve Yahudileri karşı karşıya getirerek toplumları bölmeye çalıştığını kaydetti.
Belçika'da Müslüman ve Yahudi toplumlarının uyum içinde yaşadığını ve de Wever'in açıklamalarının sorun çıkarmaya yönelik olduğunu anlatan Yüksel, "Müslümanları hedef göstererek bir yere varamazsınız. Belçika bir demokrasi ve hukuk devletiyse, Müslümanlar da vatandaşlık haklarını demokratik yollarla arama hakkına sahiptir." dedi.
Belçika'daki Müslüman toplumun ülkenin bir parçası haline geldiğini ve eğitim, sivil toplum ve siyaset gibi çok farklı alanlarda aktif olduğunu kaydeden Yüksel, "De Wever esasen bu durumdan rahatsız oluyor." ifadesini kullandı.
DE WEVER YEREL SEÇİMLERE HAZIRLANIYOR
2013 yılından beri Anvers'in belediye başkanı olan de Wever'in açıklamalarının ekim ayında gerçekleşecek yerel seçimlere hazırlık niteliğinde olduğunu söyleyen Yüksel, "De Wever'in açıklamaları yerel seçimler için popülist propaganda niteliğindedir." değerlendirmesinde bulundu.