İlişkili Haberler
Avustralya hükümeti, İngiltere'nin başkenti Londra'daki Westminster Sulh Ceza Mahkemesinin, WikiLeaks'in kurucusu Julian Assange'ı ABD'ye iade etme kararına müdahalede bulunmayacağını bildirdi.
Avustralya Yayın Kurumuna konuşan Avustralya Maliye Bakanı Simon Birmingham, Birleşik Krallık mahkemesinin Avustralya doğumlu Julian Assange'ın ABD'ye iade edilmesi kararı ile ilgili Avustralya hükümetinin görüşlerini açıkladı.
Hükümetin, İngiltere adalet sistemine olan güvenini sürdürdüğünü vurgulayan Birmingham, İngiltere mahkemesinin Assange'ın ABD'ye iadesini onaylamasının ardından nihai karar için İngiltere İçişleri Bakanı'na gönderilen davaya herhangi bir müdahalede bulunmayacağını söyledi.
"BİRLEŞİK KRALLIK ADALET SİSTEMİNE GÜVENİYORUZ"
Birmingham, "Birleşik Krallık adalet sisteminin bağımsızlığına ve bütünlüğüne güveniyoruz. Beklentimiz, her zaman olduğu gibi doğru, şeffaf ve bağımsız şekilde işlemesidir." dedi.
Kararın, nihayetinde İngiltere İçişleri Bakanı'na ait olduğunu belirten ana muhalefetteki İşçi Partisi Gölge Dışişleri Bakanı Penny Wong ise "Avustralya vatandaşı olarak konsolosluk yardımı alma hakkına sahiptir. Hükümetin hem Birleşik Krallıktan hem de ABD'den kendisine adil ve insanca muamele gördüğüne dair güvence aramaya devam etmesini bekliyoruz." ifadesini kullandı.
DAVA SÜRECİ
Assange'ın kurduğu WikiLeaks, 2010'da aralarında ABD'nin Irak ve Afganistan'da işlediği suçları da delillendiren çok sayıda gizli belgeyi yayımlamıştı.
ABD'nin casuslukla suçladığı ve iadesini istediği Assange, hakkında tecavüz ve cinsel taciz suçlamalarıyla açılan davalar için İsveç'e iadesi gündemdeyken, Haziran 2012'de Ekvador'un Londra Büyükelçiliğine sığınmıştı.
Assange, Ekvador'un Londra Büyükelçiliğinden 11 Nisan 2019'da çıkarılarak gözaltına alınmış ve "kefaletle serbest bırakılma şartlarını ihlal etmekten" tutuklanarak Londra'daki Belmarsh Hapishanesi'ne konulmuştu.
Mahkeme, Assange’ı bu suçtan 50 hafta hapse mahkum etmişti. 50 haftalık cezasını dolduran Assange'ın iade talebi çerçevesinde tutuklu kalmasına karar verilmişti.
Duruşmaların ardından 4 Ocak 2021'de Assange'ın intihar riskinin yüksek olduğu ve ABD hapishanesinde özel idari önlemlere tabi tutulacağı, özellikle de istihbarat topluluğunun kendisine düşman olması nedeniyle "gerçek bir risk altında" olduğu gerekçesiyle ABD'nin iade talebi reddedilmişti. ABD ise karara itiraz etmişti.
ABD, temyizi kazanabilmek için WikiLeaks kurucusunun yüksek güvenlikli hapishanelerde tutulmayacağı ve hapis cezasını ülkesi Avustralya'da çekebileceği taahhüdünde bulunmuştu.
Savunma ekibi ise CIA'in, Assange'ı Ekvador'un Londra Büyükelçiliğinde saklandığı sırada kaçırma ve öldürme planı yaptığına ilişkin haberleri dayanak göstererek can güvenliğine vurgu yapmıştı.
10 Aralık 2021'de Yüksek Mahkeme, verilen teminatları yeterli bularak alt mahkemenin kararını bozmuş ve Assange'ın ABD'ye iade edilebileceğine hükmetmişti. Bunun üzerine Assange'ın savunma ekibi, davayı Yargıtaya taşımak için Yüksek Mahkemeye izin başvurusunda bulunmuştu.
Yargıtay da 14 Mart’ta verdiği kararla Assange'ın ABD'ye iade edilebileceği yönündeki karara itirazını reddetmişti.
Söz konusu kararın ardından dava dosyasının önce yerel mahkemeye ardından da nihai karar için İçişleri Bakanı Priti Patel'in önüne gideceği belirtilmişti.