İlişkili Haberler
Son dakika haberi! ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Pelosi'nin, Pasifik turu kapsamında yaptığı sürpriz Tayvan ziyareti sona erdi.
Pelosi ve beraberindeki 5 kişilik kongre heyetini taşıyan uçak, Taipei'deki Songşan Havaalanı'ndan ayrılarak Güney Kore'ye hareket etti.
Temsilciler Meclisi Başkanı, Ada'dan ayrılırken Twitter'da paylaştığı mesajında, "Kimsenin kuşkusu olmasın: ABD'nin Tayvan halkına bağlılığı sarsılmaz şekilde sürüyor ve gelecek on yıllarda da sürecek." ifadelerini kullandı.
Pelosi, iki haftadır hakkında spekülasyon yapılan, ABD ile Çin arasında gerilime sebep olan ziyaretinde Tayvan lideri Tsai Ing-wen, Meclis Başkan Yardımcısı Tsai Chi-chang ve diğer üst düzey yetkililerle, iş dünyası temsilcileri ve insan hakları aktivistleri ile görüşmeler yaptı.
TSAİ, PELOSİ'YE ŞEREF MADALYASI VERDİ
Pelosi ile Tayvan lideri Tsai'nin görüşmesinde "demokrasinin korunması ve savunulması" mesajları öne çıktı.
Tsai, görüşmede Pelosi'ye, Tayvan'daki hükümetin devamı olduğunu öne sürdüğü "Çin Cumhuriyeti"nin "Uğurlu Bulutlar Düzeni" adı verilen şeref madalyası ve özel şeridini tevdi etti.
Tayvan lideri, Pelosi ve heyetine kritik bir dönemde Tayvan'ın yanında olduklarını somut bir şekilde gösterdikleri ve ABD'nin Tayvan'ın kendini savunmasına desteğini ifade ettikleri için teşekkür etti.
Tayvan'ın Çin'in artan askeri tehditlerine boyun eğmeyeceğini vurgulayan Tsai, "Ülkemizin egemenliğini kararlılıkla koruyacak, aynı zamanda demokrasi adına hattı müdafaayı sürdüreceğiz." dedi.
Pelosi de Kongre adına kendisine tevdi edilen şeref madalyası için Tsai'ye teşekkür ederken, "ABD'nin Tayvan ile dayanışması hayatidir. Tayvan'da ve dünyanın geri kalanında demokrasiyi koruma kararlılığımız değişmemiştir. Ziyaretimiz, ABD'nin Tayvan'a destek sözünü terk etmediğini açıkça göstermiştir." diye konuştu.
ÇİN TAYVAN'A ZİYARETİ ENGELLEYEMEZ
Görüşmenin ardından basın toplantısı düzenleyen Pelosi, Pekin yönetiminin ziyaretine verdiği sert tepkilere ilişkin soruya, "Umarım şu açıkça anlaşılmıştır ki Çin Tayvan'ın bazı toplantılara gitmesini, katılmasını önlemeye çalışıyorsa da insanların Tayvan'a gelmesini engelleyemeyeceğini anladı." sözleriyle yanıt verdi.
Tayvan'ın demokrasiyi ve insana saygıyı geliştirmeye yönelik çabalarının bölge için örnek teşkil ettiğini vurgulayan Pelosi, "Çin ana karasındakinin aksine burada demokrasi, irade ve iyi niyet sayesinde, bir kez daha rüştünü ispat ediyor. Tek ülke, iki sistem anlayışı içinde Hong Kong'da yaşananlar daha fazla kanıta ihtiyaç bırakmıyor." değerlendirmesinde bulundu.
MİKROÇİP ÜRETİCİLERİYLE BULUŞTU
Pelosi'nin Tsai'nin onuruna verdiği öğle yemeğinde, dünyanın en büyük mikroçip üreticisi olan, Tayvan şirketi TSMC'nin (Tayvan Yarı İletken İmalat Şirketi) kurucusu Morris Chang ve Yönetim Kurulu Başkanı Mark Liu da davetliler arasında yer aldı.
Sektör temsilcilerine, ABD Temsilciler Meclisi'nin 28 Temmuz'da onayladığı, mikroçip sektörüne 280 milyar dolarlık teşvik verilmesini öngören yasa tasarısı hakkında bilgi veren Pelosi, Tayvan şirketlerine ABD'de yatırım yapma çağrısında bulundu.
Bilgisayarlardan akıllı telefonlara, uçaklardan elektrikli araçlara kadar birçok aygıt ve teknoloji temelini oluşturan mikroçiplerin 3'te 2'sinden fazlasını üreten Tayvan, sektörün lokomotifi konumunda bulunuyor.
ÇİN'İN TEPKİSİNİ ÇEKTİ
Tayvan'ın Çin'in artan askeri tehditlerine boyun eğmeyeceğini vurgulayan Tsai, "Ülkemizin egemenliğini kararlılıkla koruyacak, aynı zamanda demokrasi adına hattı müdafaayı sürdüreceğiz." dedi.
Pelosi de Kongre adına kendisine tevdi edilen onur için Tsai'ye teşekkür ederken, "ABD'nin Tayvan ile dayanışması hayatidir. Tayvan'da ve dünyanın geri kalanında demokrasiyi koruma kararlılığımız değişmemiştir. Ziyaretimiz, ABD'nin Tayvan'a destek sözünü terk etmediğini açıkça göstermiştir." dedi.
Pelosi ve beraberindeki 5 kişilik Kongre heyetini taşıyan dün gece Tayvan'a ulaşmıştı. İki haftadır hakkında spekülasyon yapılan, ABD ile Çin arasında gerilime sebep olan ziyaret, Pekin'in tepkisini çekmişti.
Çin Dışişleri Bakanlığı, Pelosi'nin uçağının Tayvan'a inmesinin hemen ardından yaptığı açıklamada, ziyareti kınadığını bildirmiş, Savunma Bakanlığı da ada çevresinde "bir dizi askeri tatbikat" düzenleyeceğini duyurmuştu.
KRİZ NEDEN YAŞANIYOR?
Tayvan Boğazı, Çin'de iç savaşın sona ermesini izleyen 10 yılda ana karada ve Ada'da kurulan ayrı hükümetlerin güçleri arasında doğrudan çatışmaların yaşandığı cephe hattı oldu.
Tayvan, İkinci Dünya Savaşı'nın ardından Çin'de çıkan iç savaştan bu yana Çin ana karası ile Ada'daki hükümetler arasında egemenlik ihtilafı kaynaklı askeri gerilimlere sahne oluyor.
Tayvan ile Çin ana karası arasındaki cepheleşme, 1949'dan bu yana geçen 70 yılı aşkın sürede bölgede çok sayıda çatışma ve askeri gerilime sebep oldu. Eskiden Portekiz sömürgesi olup "Formoza" adıyla bilinen Ada, Pasifik Okyanusu'nun batı kıyısında, Amerikalı tarihçi ve askeri strateji uzmanı Alfred Thayer Mahan'ın büyük güçlerin deniz hakimiyeti stratejilerinin temelini oluşturduğunu öne sürdüğü, okyanusun dar geçitlere ve boğazlara bağlandığı "daralma noktalarının" en önemlilerinden biri olarak öne çıkıyor.
Güney Çin Denizi ile Doğu Çin Denizi ve Filipin Denizi arasındaki kritik geçiş noktasında bulunan Ada, dünya ticaretinin yaklaşık üçte birinin güzergahı olan bir bölgenin merkezinde yer alıyor.
İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinin ardından, Tayvan'da 1895'teki Birinci Çin-Japon savaşından bu yana süren Japon işgali son buldu. Ada, o sırada Çin Cumhuriyeti'nde iktidarda olan Milliyetçi Parti (Koumintang/KMT) himayesine girdi.
Bu dönemde Ada'nın yerli halkı ile Koumintang yönetimi arasında gerilimler meydana geldi. 1947'de, "28 Şubat" vakası olarak anılan isyan girişimi Milliyetçiler tarafından kanlı şekilde bastırıldı.
O dönemde, ana karada Çin Komünist Partisi (ÇKP) ile KMT arasında kanlı bir iç savaş patlak verdi. Savaş, 1949'da Komünistlerin kesin zaferiyle sonuçlandı. Mao Zıdong önderliğindeki ÇKP, 1 Ekim'de Pekin'de Çin Halk Cumhuriyeti'nin (ÇHC) kuruluşunu ilan etti.
Yenik düşen KMT mensupları ise Komünistlerin deniz gücünün zayıf olmasından yararlanarak Tayvan Adası'na çekildi. Çan Kay-şek önderliğindeki partizanlar, 1912'de kurulan Çin Cumhuriyeti'nin (ÇC) egemenliğinin Ada'da devam ettiğini ileri sürerek Aralık 1949'da Taipei'yi geçici başkent ilan etti.
Taraflar arasındaki savaş hali 1979'a kadar sürdürdü. İlk olarak KMT güçleri Haziran 1949'da tüm Çin limanlarının kapatıldığını ilan ederek, bölgeden geçen yabancı gemilere müdahaleye başladı. O yıllarda Çin ana karasında demir yolu ağı yaygın olmadığından bu müdahale kuzey ve güney Çin arasındaki ticareti sekteye uğrattı.
Komünistler ertesi yıl düzenledikleri saldırılarda ise başarılı oldu. Nisan 1950'de güneybatıdaki Hainan Adası'nı, mayısta Cıciang eyaleti açığındaki Couşan Adası'nı, ağustosta ise Guangdong eyaleti açığındaki Vanşan Adası'nı ele geçirdi.
Koumintang, ana karadaki Fucien eyaleti kıyısında kontrol ettiği adaları, gelecekte Komünistlere karşı düzenleyeceği bir harekatın sıçrama tahtası olarak görüyordu.
Komünistlerin 3 Eylül 1953'te Kinmen Adaları'nı bombalamaya başlayıp aynı anda Doğu Çin Denizi'ndeki Daçen Adaları'nı tehdit etmesiyle Birinci Tayvan Boğazı krizi patlak verdi.
ÇHC'nin 20 Ocak 1955'te Doğu Çin Denizi'ndeki Yicangşan Adaları'nı KMT'den geri alması üzerinde ABD Kongresi, 24 Ocak'ta dönemin ABD Başkanı'na Çin Cumhuriyeti'nin deniz aşırı topraklarını koruma yetkisi veren "Formoza Kararı"nı kabul etti.
İkinci Dünya Savaşı boyunca Çan Kay-şek önderliğindeki Milliyetçi Parti güçlerini bilfiil destekleyen ABD, ilk kez Tayvan konusunda kendine bir tür garantör rolü biçiyordu.