Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin İstanbul'daki "ana darbe davası”da 9'u firari 15'i tutuklu 24 sanığın yargılanmasına devam edildi.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısındaki binada görülen duruşmada tutuklu sanık eski eski kurmay binbaşı Murat Yanık, avukatı eşliğinde savunmasını yaptı.
Yanık, Kara Harp Akademisi’nde öğretim başkanı eski albay Ahmet Zeki Gerehan’ın kendisinin birinci derece sicil amiri olduğunu, terör eylemleri kapsamında İstanbul’da bilgilendirme toplantılarını firari sanık eski Kahramanmaraş Garnizon Komutanı Kurmay Albay Uzay Şahin’in yaptığını kaydetti.
Katıldığı toplantılarda darbe konusunun geçmediğini öne süren Yanık, "Uzay Şahin, terör konusunda bilgilendirme yapıyordu. 2. Zırhlı Tugay Komutanı, 47. ve 66. Motorlu Piyade Alayı komutanlarının da katılacağını söyledi. Daha sonra bazı komutanların eksik olduğunu ve toplantının bir sonraki gün (14 Temmuz) Hava Harp Okulu’nda yapılmasını kararlaştırdı. Uzay Şahin, toplantılara katılacak olan diğer komutanları bilgilendirmem için bana emir verdi" ifadesini kullandı.
Darbeye ilişkin herhangi bir toplantıya katılmadığını savunan Yanık, katıldığı toplantıları ise kendisinin organize etmediğini, böyle bir yetkisinin bulunmadığını ileri sürdü.
"KORKTUM VE EMRE İTAAT ETTİM"
Murat Yanık, 15 Temmuz darbe girişiminin yönlendirildiği 2. Zırhlı Tugay Komutanlığı’nda yaşananları şu sözlerle anlattı:
"Binbaşı Mehmet Murat Çelebioğlu ve Uzay Şahin ile odada bekliyorduk. Kara Kuvvetleri Komutanlığı Hareket Merkezi’nden ‘birlikleri intikal ettirin’ diye telefon geldi. Uzay Şahin, Mehmet Murat Çelebioğlu’na ‘intikal başlasın’ diye talimat verdi. Komutan, yazılı emri sordu. Uzay Şahin, yazılı emrin sonra geleceğini söyledi. Sonra Uzay Şahin, emniyet müdür yardımcılarını arayarak kendisini Erdal Öztürk olarak tanıttı ve sıkıyönetim ilan edildiğini söyledi. Ben de kendisini neden Erdal Öztürk olarak tanıttığını sordum. Sıkıyönetim emrini gösterdi. Emir komuta zinciri içinde bir faaliyet olduğunu anlattı. Sıkıyönetim emrinin Genelkurmay Başkanlığı'nın emri olduğunu belirterek ‘karşı gelenler cezalandırılacak’ dedi. Korktum ve emre itaat ettim."
"ANKARA'DAN GELEN TALİMAT: ATEŞ EDİLECEK"
Darbe girişiminin yönlendirildiği "Yurtta Sulh Biziz" WhatsApp grubundaki paylaşımları kendisinin yaptığını itiraf eden Yanık, şunları söyledi:
"Yurtta Sulh Konseyi’nin üyesi değilim. Böyle bir konseyin varlığından haberim yok. Uzay Şahin’in emriyle onun söylediklerini bu gruptan paylaştım. Gece 2'deki mesajı (Ankara'dan gelen talimat: ATEŞ EDİLECEK) Uzay Şahin'in emriyle ben paylaştım. Paylaşımların hiçbiri şahsıma ait değildir. Kimseye emir verme gibi bir yetkim yoktur. Yaptığım tek şey, üsten gelen emri alttakilere iletmekti. İletişimi sağlamakla görevliyim. ”
Tutuklu sanık Yanık’ın "Yurtta Sulh Biziz" WhatsApp grubunda paylaşımları ise şöyle:
“15/07/2016 21:32:58 Fatih ve ekibiyle görüşüldü. Sorun yok.
15/07/2016 21:56:36 HAK K (Harp Akademileri Komutanı) alındı. Hadımköy ekibi takip.
15/07/2016 22:46:39 Hadımköy acele etsin. HAK K ulaştı, itaat ediyor, içeride oturuyorlar.
15/07/2016 23:40:47 0530.....64 partigöç paşa.
16/07/2016 00:20:32 Havadan Gümüş Alb basın için ekibin intikal halinde olduğunu söyledi.
16/07/2016 00:23:23 Selimiye 4 ZPT giriş yaptı
16/07/2016 02:37:12 Ankara'dan gelen talimat: ATEŞ EDİLECEK.”
Darbe girişiminin içinde isteyerek yer almadığını ileri süren Yanık, "Ben kimseye 'gel darbe yapalım' demedim ya da 'darbe yapıyoruz katılın bize' demedim. Eylemlerimin darbe girişimine yönelik olumlu ya da olumsuz katkısı olmamıştır. Terör konusu yönünde bilgilendirilmelerde bulundum" diye konuştu.
Buna karşılık mahkeme başkanı Cem Karaca, "Evet o gün birileri terör yaşattı. Tabi siz daha farklı bir terör beklentisi içindeydiniz galiba" ifadesini kullandı.
Duruşmada, savunmasını tamamlayan Yanık’ın çapraz sorgusuna geçildi.
Karaca, tutuklu sanık Yanık’ın savcılığa ulaşan 17 sayfalık etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak için kendi el yazısıyla yazdığı dilekçeyi hatırlattı.
Dilekçenin, savcılığa yazılmadığını söyleyen Yanık, "Ben onu avukatımla bilgi paylaşımı içinde bulunmak için yazdım" dedi.
Yanık’ın bu cevabı karşısında Karaca, "Üzerinde neden İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na ifadesi var. Avukatın ne yapacak bunu, çerçeve yapıp duvara mı asacak? Dilekçendeki ifade başka, şimdi 180 derece farklı savunma yaptın. Etkin pişmanlıktan mı faydalanmak istedin? Çünkü onu söylemişsin" sorusunu yöneltti.
Yanık, "Evet, etkin pişmanlıktan faydalanmak istedim, fakat sonra vazgeçtim" diye konuştu.
Karaca’nın, "Neden vazgeçtin? İddianameyi görünce fikrin mi değişti? Seni bu kadar farklı savunma yapmana iten sebep ne?" sorusuna, Yanık, şu yanıtı verdi:
"Hayır, iddianameyi görünce fikrim değişmedi. Etkin pişmanlıktan faydalanacağım herhangi bir şey görmedim. İlk defa görüntülü ve sesli bir ortamda rahat savunma yapıyorum. Daha önce böyle bir şey görmediğim için vazgeçtim."
Bunun üzerine Karaca, "Yargılama yeni başladı, yeni savunma yapıyorsun. Ne gördün ki?" diye çıkıştı.
KOKTOD FAALİYETİN İCRASI
Tutuklu sanık Murat Yanık’ın çapraz sorgusunda tutuklu sanıklardan, olay tarihinde 3. Kolordu Komutanı Erdal Öztürk'e, Kolluk Kuvvetlerini Toplumsal Olaylarda Destekleme (KOKTOD) faaliyetine ilişkin söz hakkı verildi.
Öztürk, KOKTOD’un herhangi bir askeri birliğe verilen görev olmadığını belirterek, "Öncelikle KOKTOD bir ilde yaşanan veya beklenen terör olaylarında kolluk kuvvetlerinin yetersiz kalması durumunda Silahlı Kuvvetlerden talep edilen birliklerdir. Bu birlikler, kesinlikle mühimmat veya zırhlı araçlarla donatılamaz. Yönetmelikte bu konu açıktır. Öte yandan KOKTOD kapsamında birliklerin nakilleri ise sivil araçlarla otobüsler vs. sağlanır. Askeri araçlar yine kullanılamaz. Çok acil bir konu olursa eğer, o da valiliğin izniyle, askeri araçlar kullanılır. Yine kesinlikle tank veya ZPT ZMA gibi mühimmat yüklü araçlar kullanılamaz. 15 Temmuz’daki darbe girişiminde askerlerin kışla dışına çıkarılmasını KOKTOD kapsamında değerlendirmek yanlıştır. Böyle bir KOKTOD faaliyeti yoktur" şeklinde konuştu.
Öztürk’ün, "Biri (Uzay Şahin) senin yanında, kendisini Erdal Öztürk olduğunu söyleyerek emniyet müdürlerine arıyor, sıkıyönetim ilan edildiğini söylüyor ve emirler veriyor. Sen bunu duyduğunda neden engel olmadın? şeklindeki sorusuna Yanık, şu cevabı verdi:
"İlk duyduğumda tepkimi koymuştum. Uzay Şahin benim tereddütlü halimi görünce, sıkıyönetim ilan edildiğini, emrin Genelkurmay’dan geldiğini, sıralı komutanların bilgisi dahilinde olduğunu söyledi. 'Emre uymayanlar ise cezalandırlacak' dedi." ifadesini kullandı.
Duruşma, sanık savunmaları ile taleplerin alınması için ertelendi.