Erol Evgin'le "Sürüp Gitsin Bu Rüya, Bizi Kimse Uyandırmasın..."
Suat Kavukluoğlu, Erol Evgin'in unutulmaz şarkılarını kadın dokunuşuyla yeniden yorumladığı "Altın Düetler" albümüne dair izlenimlerini yazdı.
Aşkın zarif anlatıcısı Çiğdem Talu...
Coşkulu melodileriyle o incelikli sözleri ölümsüzleştiren Melih Kibar...
Kadife sesiyle o şarkıları kalplerimize fısıldayan Erol Evgin...
"İşte Öyle Bir Şey"den "Bir de Bana Sor"a, "Söyle Canım"dan "Hep Böyle Kal"a...
Aradan 40 yıl geçmiş, hala ilk günkü gibi hissettiriyor bu şarkılar.
Aşk dolu, heyecan dolu, tutku dolu hatıraları ilk günkü özeniyle saklıyor.
Bu eşsiz dostluğun, o dostluktan doğan bu unutulmaz şarkıların hikayesini 3 yıl önce NTV'de "Söz ve Müzik" belgeselimizde anlatmıştık. O belgeseli buradan izleyebilirsiniz.
Erol Evgin, birlikte müthiş bir uyum yakaladıklarını anlatmıştı o belgeselde: "Çiğdem aramızdan ayrılana kadar ben sadece onların şarkılarını söyledim. Diğer besteci arkadaşlarım bana alınıyordu. "Neden bizim şarkılarımızı da söylemiyorsun" diye sitem ediyorlardı. Derdim ki "böyle bir büyü yakaladık biz, bunu bozamam."
O büyü 8 yıl devam edebildi. Amansız bir hastalık nedeniyle 1983'te Çiğdem Talu hayatını kaybedince Evgin ve Kibar yalnız kaldı. "Bizim harcımız, büyümüz Çiğdem'miş. Bizim büyümüz Çiğdem'miş. Ondan sonra biz Melih'le yine birlikte çalışmalar yaptık ama eskisi gibi olmadı bir daha hiçbir şey. Ben ikisini de çok sevdim" demişti Evgin, o belgeselde.
Yıllar sonra Erol Evgin iki kadim dostuyla yeniden bu şarkılarda buluşuyor. Türkiye'nin en önemli kadın yorumcularının dokunuşuyla "Altın Düetler" adını verdiği albümde 10 unutulmaz Erol Evgin şarkısı yer alıyor. 8 şarkının sözü Çiğdem Talu'ya, müziği Melih Kibar'a ait. Diğer iki şarkıda Sezen Aksu, Dr. Selma Çuhacı ve Erol Evgin imzalarını görüyoruz.
Bu yazıyı yazdıktan sonra Erol Evgin'le NTV'de çok yakında yayınlanacak özel bir program çekimi için, Polonezköy'deki evinde bir araya geldik. Çıktığı günden beri dinlemelere doyamadığım bu albümle ilgili hislerimi kendisine de anlatma şansım oldu. Evgin, yemyeşil bir ormanın içinde tasarımını kendisinin yaptığı bir evde yaşıyor. Buraya 20 yıl önce yerleşmiş. Dümdüz bir araziden sıra sıra ağaçlarla, çiçeklerle kuşatılmış, kedileri, köpekleri, tavukları ve civcileriyle bir arada; bol oksijen ve huzurla sarılmış bir sevgi köşkü inşa etmiş. Bütün ağaçları tek tek kendi dikmiş ve 20 yıl evladını büyütür gibi büyütmüş. Kendi hayatında "huzur"un resmini sabırla ve ustalıkla çizmiş. Onun yaşama saygısı ve enerjisi, her şeye rağmen dünya için umutla dolu oluşu, sizi de anında kendinize getiriyor. "Yaşamak bir sanattır" sözünü daha iyi anlıyorsunuz. Erol Evgin yaşamını "sanat"a, "sanat"ı bir yaşam biçimine dönüştürmüş bir "zerafet" ustası. Hatıralarını sevgiyle saklıyor, kendimize ve hayatlarımıza değer vermemiz; yaşadığımız her ana, her dakikaya özen göstermemiz gerektiğini bize bir kez daha hatırlatıyor.
"ALTIN DÜETLER"LE GEÇMİŞE BİR YOLCULUK
Albümdeki her şarkı ayrı bir özenle hazırlanmış. Albüme emeği geçen herkesi kutluyor, sizi albümü baştan sona birlikte dinlemeye davet ediyorum.
HANDE YENER'LE "SEVDAN OLMASA"
Albüm Çiğdem Talu, Melih Kibar ve Erol Evgin buluşmasının en güneşli, en aşk dolu şarkılarından "Sevdan Olmasa" ile açılıyor. Efsane 3'lünün birlikte ürettiği ilk 45'likte yer alan bu şarkıyı Erol Evgin, Hande Yener'le söylemeyi kendisi arzu etmiş "Bu şarkıyı Hande'nin o çınçın sesinden duymak istedim" diyor. Usta yorumcu hislerinde yanılmamış. Şarkı Hande Yener'in sesine çok yakışmış. Git gide tuhaflaşan pop dünyasında "hit" kalacağım diye kendini garip hallere sokan Yener'den yıllar sonra gerçek ve duygu dolu bir şarkı dinlemek iyi geldi.
SILA İLE "ATEŞLE OYNAMA"
Söz ve müziği Sezen Aksu'ya ait "Ateşle Oynama"yı Erol Evgin, 1991'de "Erol Evgin ile Yeniden" albümünde yorumlamıştı. En sevdiğim Evgin şarkılarından olan "Ateşle Oynama" yıllar sonra bu kez Sıla dokunuşuyla bu albümün en güçlü şarkılarından biri olmuş. Sıla'nın yeri geldiğinde sert, tokat atar gibi; yeri geldiğinde kırılgan ve vurgun yemiş yorumu şarkıyı bir başyapıta dönüştürüyor. İlk video klip için bu şarkının seçilmesi ise beni daha da heyecanlandırdı. Yeri gelmişken Sezen Aksu'ya da bu şarkı için aşk dolu bir selam yollayıp önünde sevgi ile eğilmek istiyorum. Şarkının özellikle şu satırları git gide savaşa teslim olan dünyamız için ne kadar da anlamlı:
"Sevgilim anlamsız bu savaş / Savaşlardan daha güçlüdür aşk / Bitecek kavgalar, bitecek bu hayat / Sevgilim bizi aşk kurtaracak / İçimde koskocaman bir yer / Sana da başkalarına da yeter / Bu yürek aşkla ölür bin defa / Bin defa doğar aşkla yeniden...."
EMEL SAYIN İLE "İŞTE ÖYLE BİR ŞEY"
Talu, Kibar ve Evgin buluşmasının ilk şarkısı "İşte Öyle Bir Şey" bu albümde Türk Sanat müziğinin en naif ve özel yorumcularından Emel Sayın ile yeniden hayat buluyor. Evgin, hicaz makamında olan bu şarkının Emel Sayın'a yakışacağını düşünmüş. Erol beyin bir kez daha sadece iyi bir yorumcu değil iyi bir prodüktör olduğunu da görmüş oluyoruz. Keza "İşte Öyle Bir Şey" Emel Sayın'ın yorumuyla öyle büyülü bir hale gelmiş ki, sanki şarkıyı yıllardır Erol Evgin ve Emel Sayın birlikte söylüyormuş, orjinal hali de buymuş gibi hissediyorsunuz. İkilinin öyle tatlı bir uyumu var ki, ben onları dinlemeye doyamadım. Birlikte bir albüm mü yapsalar, yıllar sonra bir dizi konserler mi verseler acaba diye düşünmeden edemedim. Evgin "Bir daha Türk sahnelere kolay kolay Emel Sayın gibi birisi gelmez" diyor "Hem böylesine bir güzellik. Hem de böylesine özel bir ses..."
İlk kez 1976 yılında Erol Evgin tarafından plağa okunan "İşte Öyle Bir Şey", efsane üçlünün en güçlü, en tutkulu şarkılarından biridir hala. Çiğdem Talu ve Melih Kibar'ın tam olarak "yaşanamayan" aşkını şu sözleriyle bugün bile en güzel saklayan, yaşatan şarkılardandır: "Seni düşündüm dün akşam yine / Sonsuz bir umut doldu içime / Bir de kendimi düşündüm sonra / Bir garip duygu çöktü omzuma..."
SEZEN AKSU İLE "BEN İMKANSIZ AŞKLAR İÇİN YARATILMIŞIM"
Geliyoruz albümün en hüzünlü, en yaralı, en kalp yorgunu yorumuna. Elbette söze Sezen Aksu'nun başladığı "Ben İmkansız Aşklar İçin Yaratılmışım" da sıra. Sözlerini Dr. Selma Çuhacı'nın yazdığı, Erol Evgin'in bestelediği bu şarkıyı Aksu "Benim şarkım bu. Ben hayatım boyunca imkansız aşkların peşinde koştum." diyerek yorumlamayı kendisi istemiş. Evgin, "Benim bestem olduğu için beni çok onurlandırdı" diyor Aksu için. Biz de iyi ki bu şarkıyı yorumlamış, Aksu'ya bu şarkı çok yakışmış diyoruz. Sezen Aksu bu şarkıyla, zor yıllarına, yaşadığı o tutku dolu büyük aşklarına hüzün dolu bir selam gönderiyor gibi. Gözlerindeki kederi; kırık gülümsemesi saklamaya çalışıyor sanki. Yine de her şeye rağmen "İyi ki yaşadım, iyi ki aşk vardı" diyor, bir kez daha aşkı yüceltiyor.
CANDAN ERÇETİN İLE "ALDIM BAŞIMI GİDİYORUM"
Albüm Çiğdem Talu'nun son günlerinde yazdığı "Aldım Başımı Gidiyorum" şarkısıyla devam ediyor. Zaten şarkı, sözleriyle bir hayatın hüzünlü vedasını öyle çarpıcı anlatıyor ki, bize söyleyecek söz bırakmıyor. Her dinleyişimizde boğazımıza yerleşen ağır bir yumrudan başka... “Her duygu yıpranmış/Her bakış anlamsız/ Can bıkmış usanmış/ Can çökmüş zamansız/ Ben bu dünyadan/ Dosttan düşmandan/ Aldım payımı gidiyorum/ Günahlarımla, sevaplarımla/ Aldım başımı gidiyorum."
NTV'de "Söz ve Müzik" belgeseli için buluştuğumuzda kızı Zeynep Talu anlatmıştı. Yıllar sonra annesinin Londra'da tuttuğu not defterinde, kimselerin bilmediği ve bestelenmemiş bir şarkı sözüne rastlıyor. İşte o zaman bu vedanın, “aldım başımı gidiyorum” diyebilecek kadar da kolay olmadığını anlıyor.
"Bırakıp gidemiyorum
İlle de dört mevsim bahar olsun demiyorum
Kışıyla, kıyametiyle
Öyle güzel ki dünya
bir türlü bırakıp gidemiyorum..."
Çiğdem Talu için yıllar önce ntv.com.tr'de bir yazı yazmıştım. O yazıyı buradan okuyabilirsiniz.
Bu albümde "Aldım Başımı Gidiyorum" şarkısına Evgin'le birlikte Candan Erçetin hayat veriyor yeniden. Zaten bir hayata bu kadar "efeler" gibi veda eden bir şarkıyı da Erçetin'den başkası bu kadar gerçekçi yorumlayamazdı. Erçetin'de de vardır o hayat efeliği. Ardına bakmadan, kimseye yük olup gönül koymadan sessiz sedasız çat diye alıp başını gidebilir bir yerlere. Ama sakın gitmesin elbette. Biz onun hep bizimle kalmasını istiyoruz. Zira her zaman şarkılarıyla, hayata karşı dimdik duruşuyla bize verdiği umuda çok ihtiyacımız var.
AŞKIN NUR YENGİ İLE "SÖYLE CANIM"
Sırada Talu, Kibar ve Evgin üçlüsünün en aşk dolu, en coşkulu şarkısı var. "Bu şarkı sayesinde birçok insan gaza gelip evlendi" dediği "Söyle Canım"da Evgin'e Aşkın Nur Yengi eşlik ediyor. Evgin, Yengi'nin canlı ve neşeli sesiyle bu şarkının çok hoş olacağını düşünmüş. Bir kez daha haklı çıktığını söyleyebiliriz. Düzenlemesi belki biraz daha canlı ve enerjik olabilirmiş. Bu haliyle biraz arada kalmış bir altyapı bu, şarkının coşkulu, alevli ruhunu yansıtamıyor.
NÜKHET DURU İLE "BİR DE BANA SOR"
Geçen hafta Nükhet Duru'nun ne kadar büyük bir yorumcu olduğunu bu köşede ilk kez ama kariyerimde kimbilir kaçıncı kez "bir daha" yazmıştım. Duru, bu albümdeki "Bir de Bana Sor" yorumuyla yine bizi şaşırtmıyor. Efsane üçlünün en hüzünlü şarkılarından "Bir de Bana Sor", albümün en özel düetlerinden biri olarak kayıtlarımıza geçiyor. Zaten yıllar önce sahnelerde birlikte de çalışan Evgin ve Duru'nun uyumları muhteşem. Birbirlerini çok iyi tanıdıkları öyle belli ki, neredeyse nefes alış verişlerini bile ezbere biliyorlar. Şarkıyı da öyle uyumlu ve birbirlerine pas atarak yorumlamışlar. Bence birlikte yeniden sahne programları yapmalılar.
ZUHAL OLCAY İLE "HEP BÖYLE KAL"
Albümdeki en doğru şarkı eşleştirmelerinden biri de Zuhal Olcay ile "Hep Böyle Kal" olmuş. Olcay'ın hayal kırıklığına uğrayan bir kadının hüznü ve ürkek bir serçe yalnızlığıyla ses verdiği şarkıya Evgin'in de Olcay'a sevgiyle sarılan, "Ben yanındayım" diyen sahiplenişi; onun yanında, onu rahatsız etmemeye özen gösteren, kibar, zarif tavrı eklenince albümün en iyi kayıtlarından birini ortaya çıkmış.
ŞEVVAL SAM İLE "NEYDİ O YILLAR"
Erol Evgin'in ilk kez 1980'de "Renkli Dünya" filminin hemen ardından yayınladığı "Erol Evgin'in Renkli Dünyası" LP'sinde yer verdiği bu şarkı aslında çocukluğa ve gençliğe özlemi anlatıyor. Ama yıllar sonra bu şarkıyı bu albümde dinleyince; ister istemez müzik dünyasının o "altın" yıllarına gidiverdim ve şimdilerde öyle duygu dolu şarkılar yazılamadığı için, öyle müziğe aşık yorumcular git gide azaldığı için hüzünlendim. Şevval Sam'ın naif ve masum yorumuyla yıllar sonra biraz küskün, biraz kırık o yılları hatırlamanın ve o soruyu sormanın zamanıdır. "Başkaydı bir başkaydı o heyecanlar / Nasıl da geçti geçti o zamanlar / Bilemezsin sevgilim, bilemezsin bir tanem / Bilemezsin, neydi, neydi o yıllar"
GÖKSEL İLE "RÜYA"
Albümün kapanışını çok sevdiğim "Rüya" şarkısıyla Göksel yapıyor. Bu masal gibi şarkıya da Göksel'in o insanı yeniden masallara inandıran, içini ısıtan gökkuşağı kadar renkli yorumu çok yakışmış. Sesiyle bir zaman makinası etkisi yaratabilen eski Türk filmleri tadındaki Göksel'le hiç zorlanmadan o dar kapıdan geçiyor, kendinizi yemyeşil bir ovada karşınızda gülümseyen o gizemli sesin sahibiyle romantizm dolu dakikaların içinde buluveriyorsunuz.
Sonra çalsın sazlar, başlasın sizin şarkınız... Bir çift beyaz güvercine dönüşmeniz an meselesi. İki kalp tek yürek maviliklere de daldınız mı size artık dünya dokunamaz. "Sürüp gitsin elbette bu rüya, kimseler sizi uyandırmasın" Bu albüm de bir rüya gibi. Öyle tatlı manzaraların içinden geçiyor, öyle güzel duygular yaşıyorsunuz ki bağıra çağıra söylemeye başlıyorsunuz "Sürüp gitsin bu rüya Erol Evgin'le, bizi kimse uyandırmasın..."
- Etiketler :
- Haberler -
- Müzik
- Yaşam
- magazin