Fibromiyalji gerçek bir hastalık!
Yaygın ağrı, sabah yorgun uyanma, konsantrasyon problemleri, kendini kötü hissetme, çaresizlik gibi duygularla fibromiyalji, yaşamı birçok romatizmal hastalıktan daha fazla etkiliyor.
Fibromiyalji sendromu (FMS), yaygın kas ağrıları ve vücudun birçok bölgesinde aşırı hassasiyetle seyreden kronik bir ağrı sorunu.
Türkiye Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Derneği, Dünya Fibromiyalji Günü nedeni ile fibromiyalji hastalığı hakkında ülkemizde farkındalık yaratmak, bu hastaların çaresiz olmadığını, ağrılarının kaderleri olmadığını, aktif bir hayat sürdürebileceklerini gündeme taşımak üzere basın toplantısı düzenledi.
KADINLARDA ERKEKLERE GÖRE ÜÇ KAT DAHA SIK RASTLANIYOR
Derneği genel sekreteri Prof. Dr. Deniz Evcik, fibromiyalji sendromunu; yaygın kas iskelet sistemi ağrısı yakınmalarına yol açan, yorgunluk, uyku bozukluğu, bilişsel fonksiyonlarda değişim, depresyon ve anksiyete, gibi birçok farklı bulguların eşlik ettiği kronik ağrı sendromu olarak açıkladı. Hastaların yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen fibromiyaljinin romatizmal hastalıklar içerisinde en sık karşılaşılan ikinci hastalık olduğuna dikkat çeken Prof. Evcik, toplumda FMS görülme sıklığının %0,5-5 arasında olup kadınlarda erkeklere göre üç kat daha sık rastlandığını söyledi.
Fibromiyaljinin özel bir tanı testi olmadığını aktaran Evcik, “Tanı için 1990 yılından beri kullanılan kriterler 2010 yılında değişmiş, 2013 yılında gözden geçirilmiştir ve en son 2016 yılında yenilenmiştir. Buna göre yakınmaların en az üç aydır devam etmesi, hastanın ağrı hissettiği bölgelerin sayısı ve semptomların şiddetinin ölçüldüğü anket değerlendirilmektedir” dedi.
“MULTİDİSİPLİNER TEDAVİ ÇOK ÖNEMLİ”
Dernek Başkanı Prof. Dr. Ayşegül Ketenci, fibromiyalji sendromunun; her yaş grubunu etkileyen bir hastalık olduğunu söyleyerek şu bilgileri verdi:
“Bu hastalıkta multidisipliner tedavi çok önemlidir. Tedaviyi; ilaç dışı tedaviler ve ilaç tedavileri olarak ikiye ayırmak mümkündür. İlaç dışı tedaviler arasında farklı ülkelerde farklı yaklaşımlar önerilmekle beraber her ülkede özellikle önerilen eğitim ve egzersiz yapmaktır. Ayrıca kaplıca tedavileri, meditasyon, transkraniyal manyetik alan tedavisi gibi tedaviler önerilen tedaviler arasına yer almaktadır.
BAZI GIDALARIN TÜKETİMİNDE AĞRI ŞİDDETİ ARTIYOR
Son yıllarda yapılan çalışmalar beslenme şeklinin de ağrının devamına katkıda bulunabileceğini düşündürmüştür. Glutamat ve aspartat denilen iki aminoasit beslenmemizde iki şekilde bulunur, bunlardan birisi kırmızı ette bulunan şekli, bir diğeri ise gıdalara eklenen koruyuculardır. Monosodyumglutamat, mayalar, aspartam, soya sosu, parmesan peyniri, eski kaşar gibi gıdalarda yer alan aminoasitler ağrının beyine daha fazla iletilmesine ve daha yüksek şiddette ağrı duyulmasına neden olmaktadır. Bu nedenle özellikle aspartam içeren gıdalardan, gazlı içeceklerden, kırmızı etten, özellikle sucuk, salam, sosis gibi işlenmiş etten uzak durmak, düzenli günlük sebze ve meyve yemek, balık yemek fibromiyalji hastalarında ağrının azaltılmasında yardımcı olacaktır.”
KAS GÜCÜ YETERSİZLİKLERİ EGZERSİZLE ÖNLENEBİLİR
Fibromyaljide eğitimin, tedavinin en önemli ve ilk basamağı olduğuna dikkat çeken Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Derneği İkinci Başkanı Prof. Dr. Dilşad Sindel, eğitimden sonra bir diğer önemli basamağın da egzersiz yapmak olduğunu belirtti. Prof. Sindel egzersizin neden önemli olduğunu şu şekilde açıkladı:
“Fibromyalji hastalarında kas gücü ve dayanıklılığın da azalma olabilmektedir. Egzersizler yetersizliği önlemenin temel yolu. Zira zayıf kaslar ve düşük aerobik kapasite, yumuşak dokular ve eklemlerin kolay travmatize olmasına yol açarak, daha ileride ağrının artmasına neden olacaktır. Egzersizler kas gücünü korur, uykuyu düzenler, endojen endorfin salgısını arttırır ve depresyonu azaltır.
HAFTADA 2-3 GÜN EGZERSİZ YAPMAK GEREKİYOR
Egzersize başlamadan önce fizik muayene yapılmalı, fonksiyonel kapasite ve kardiyak risk değerlendirilerek egzersiz programı bireyselleştirilmelidir. Uzun süre ağrı çeken ve hareketi azalan kişilerin, egzersize ilk başladıklarında ağrılarının biraz artması normaldir. Bu nedenle egzersizlere nefes ve gevşeme egzersizleri, düzenli yürüyüşlerle veya yüzme ile başlamak önerilir, daha sonra germe ve güçlendirme egzersizleri tedaviye eklenir. Haftada 2-3 gün egzersiz yapmak yeterlidir. Bireyselleştirilmiş egzersiz programı, fizik tedavi ve hidroterapi ile kombine edilebilir.’’
- Etiketler :
- Haberler -
- Ağrı
- Genel Sağlık