"FDA uyardı ama antibiyotik Türkiye'de 'leblebi gibi' kullanılıyor"
Temmuz 2016'da FDA'nın da uyarı yayınladığı antibiyotik türlerinin tehlikesine dikkat çeken Prof. Küçükusta, kinolon grubu antibiyotiklerin Türkiye'de adeta leblebi gibi kullanıldığını söyledi, "Kinolon grubu antibiyotikler uykusuzluk, huzursuzluk, havale hatta psikoz gibi yan etkilere neden olabilir" dedi.
Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi FDA'nın daha önce hakkında uyarı yayınladığı, prostat iltihabı, böbrek iltihabı, idrar yolları enfeksiyonları, zatürre, bronşit gibi solunum yolları enfeksiyonlarında, mide-bağırsak ve yumuşak doku enfeksiyonlarında kullanılan florokinolon türevi antibiyotikler hala Türkiye'de yaygın olarak kullanılmaya devam ediyor.
Sağlık Bakanlığı'nın reçetesiz antibiyotik satılmasını engelleyen uygulamasının ardından gereksiz antibiyotik kullanımının yüzde 20 azaldığını belirten Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, "Başka antibiyotiklerle tedavisi mümkün olmayan enfeksiyonlarda uygulanması gereken florokinolonlar leblebi gibi kullanılıyor. Antibiyotikler en çok solunum yolları enfeksiyonlarında kullanılır fakat bunların yüzde 90'a yakını virüslerin yol açtığı enfeksiyonlardır. Virüs sonucu oluşan hastalıklarda antibiyotik kullanımının bir faydası yoktur. Ayrıca florokinolon grubu antibiyotikler, gereksiz kullanıldığında dirençli bakterilerin de oluşmasında etken antibiyotiklerdir" dedi.
UYKUSUZLUK, HAVALE VE PSİKOZA NEDEN OLABİLİR
Bu antibiyotik türlerinin her bin kişiden 1-2'sinde tendinit ve tendon yırtılmasına sebep olabileceğini belirten Prof. Dr. Küçükusta, diğer tehlikelerini şöyle sıraladı:
"Kinolonların yan etkileri özellikle tendon, kas, eklem, sinir ve santral sinir sistemiyle ilgilidir ve bunlar kalıcı da olabilir. Risk 60 yaşın üzerinde olanlarda, erkeklerde, önceden bir eklem hastalığı olanlarda, aktif kişilerde ve kortizon kullananlarda daha fazladır. Uykusuzluk, huzursuzluk ve daha nadiren de havale ve psikoza yol açabilir. Bulantı, kusma ve ishal gibi mide-bağırsak belirtileriyle, baş ağrısı ve uykusuzluğa da sebep olabilir. Diyabetli hastalarda kan şekerinde tehlikeli iniş ve çıkışlara, ritim bozukluklarına yol açabileceğinden ayakta tedavilerde bu hastalara verilmemelidir. Ayrıca sadece kinolonlar değil tüm antibiyotikler bağırsaklardaki bakteri dengesini bozarak başta obezite, diyabet, kanserler ve kalp hastalıkları olmak üzere birçok hastalığın temel sebebi olan enflamasyonun oluşumunda da rol oynarlar."
Zarar ve yan etkisi olmayan maddelerin "ilaç" olarak değerlendirilemeyeceğini belirten Prof. Dr. Küçükusta antibiyotiklerin doğru kullanıldığında hayat kurtarıcı olduğunu belirtti.
TÜRKİYE'DE 17 MİLYON KUTU KULLANILDI
Geçtiğimiz 2016 yılında ciprofloxacin etken maddeli antibiyotik 11 milyon 600 bin kutu kullanılırken, diğer 3 etken maddeli florokinolon grubu antibiyotik toplamda 17 milyon kutu reçete edildi.
SAĞLIK BAKANLIĞI NE KARAR ALDI?
Konu ile ilgili Sağlık Bakanlığı'na bağlı, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu, florokinolon türü antibiyotikler ile ilgili kullanım alanlarına şöyle sınırlama getirildiğini bildirdi:
"Akut bakteriyal sinüzit, kronik bronşitin akut bakteriyel alevlenmesi ve komplike olmayan üriner enfeksiyonlarda alternatif tedavi seçeneklerinin varlığında ciddi yan etki riski nedeniyle kullanılmamalıdır. Bu endikasyonlarda ancak antibiyogramla kanıtlanması, diğer alternatif tedavilerin uygulanamaması durumlarında enfeksiyon hastalıkları uzmanı onayı ile kullanılabilir."
Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ayrıca, florokinolon türü antibiyotiklerin tendinit ve tendon yırtılması, santral sinir sistemini etkileyen advers reaksiyonlara neden olabileceği, bu reaksiyonlardan herhangi birinin gözlendiği hastalarda ilacın kullanımının derhal bırakılması ve florokinolon kullanımından kaçınılması gerektiği kara kutu uyarısı içinde ve ürün bilgisinin ilgili bölümlerinde belirtildiğini açıkladı.
ANTİBİYOTİKTLER TARİHE KARIŞABİLİR
- Etiketler :
- Haberler -
- Genel Sağlık